İzmir Kent Kurulu Bayan Meclisi, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmasına ait yaptığı basın açıklamasında, “Bu yaşadığımız bir birincidir: Türkiye birinci defa bir memleketler arası insan hakları mukavelesinden çıkmak istiyor. Hem de bu, tek başına Cumhurbaşkanının imzasıyla koskoca bir ülkeye, 42 milyon bayana dayatılmak isteniyor” sözlerine yer verdi.
“Türkiye, “ben yaptım oldu” cumhuriyeti değildir. Türkiye Cumhuriyeti’nin milletlerarası kontratlara taraf olma ve taraf olmaktan çıkma süreçleri Anayasa’da ve maddelerde belirlenmiş kurallarla yapılabilir. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından onaylanmış bir Kanun’la, 6251 sayılı Kanun’la, kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi’nden bu Kanun’u yürürlükten kaldıran bir Kanun olmadan çıkılamaz. Cumhurbaşkanı, maddeyle Kabul edilmiş bir hususta Kararname çıkararak Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’ne bağlılığını sonlandıramaz. Bunu yapmaya kalkışmak, Anayasa’ya ve maddelere alışılmamış bir süreci denemektir.” denilen açıklamada şunlar kaydedildi:
Diyorlar ki, 15.07 2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan “Milletlerarası Andlaşmaların Onaylanmasına Ait Adap ve Asıllar Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’’nin 3.maddesi Cumhurbaşkanına Milletlerarası Mukaveleleri fesih yetkisi veriyor. Yani Cumhurbaşkanı bir imzayla kendisine yetki vermiş, bir öbür imzayla bu yetkisini İstanbul Mukavelesinden çıkmak için kullanmış. Bu anlamsız, tıpkı vakitte da gerçek olmayan bir argümandır. Zira kelam konusu Kararname’de verilen yetki fesih değil, feshi durdurma yetkisidir. Cumhurbaşkanı lakin idari, ticari, ekonomik ve teknik mutabakatlar ve uygulama muahedeleri için düzeltici yetkiler kullanabilir. Daha da açık deyişle, Cumhurbaşkanının temel, siyasi ve şahsî hak ve hürriyetlerle ilgili mukavelelerden çekilme yetkisi yoktur. Bu yetki yalnızca Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir.
İşte bu nedenle, 20 Mart 2021 tarih, 31429 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 3718 sayılı Cumhurbaşkanı Kararnamesi aslında yok kararındadır.
Biliyoruz ve bilinsin istiyoruz ki, Istanbul Kontratı yürürlüktedir.
İstanbul Sözleşmesi’nin hukuksuz bir süreçle uygulamadan kaldırmak mümkün değildir.
Cumhurbaşkanı bayanların sesini, çocukların feryadını, halkın büyük çoğunluğunun sesini duymalı, yanlışından dönmeli, hepimizi kaygılandıran, Türkiye nereye koşuyor diye düşündüren kararını gözden geçirip, akıl ve hukukun gerektirdiğini yapmalı, hukuken geçerli olmayan sürecini geri çekmelidir.
Biz İzmir Kent Kurulu Bayan Meclisi olarak, eşit insan olmak ve şiddete uğramadan yaşamak talebimizi düzenleyen bir memleketler arası kontrat olan İstanbul Sözleşmesi’ni imzaya açıldığı 11 Mayıs 2011 gününden beri savunduk, savunuyoruz ve savunmaya devam edeceğiz.
Yasal müracaat haklarımızı da elbette kullanacağız.
Bu açıklamamızla, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni, tüm siyasi partileri, baroları, sendikaları, meslek örgütlerini ve tüm sivil toplum örgütlerini İstanbul Sözleşmesi’ne sahip çıkan bizim münasebetlerimizi dinlemeye, sesimizi duymaya ve vazifeye, medyayı da sesimizi duyurmaya davet ediyoruz.
Zira bayan insandır.
Zira bayanlar, çocuklar, yaşlılar, engelliler, gençler, LGBTİ’ler şiddetsiz yaşama hakkında sahip insanlardır.
Zira İstanbul Kontratı hepimizi yaşatır!
Zira İstanbul Kontratını hepbirlikte yaşatacağız!
Cumhuriyet
