Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) tarafından ulusal kalkınmada mahallî idarelerin yeri ve kıymetini vurgulamak maksadıyla 11 farklı vilayette düzenlenecek “Pandemi Sonrası Bölgesel Kalkınma Toplantıları”nın beşincisi, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin konut sahipliğinde yapıldı. Kaya İzmir Thermal & Convention’da yapılan toplantıya TBB ve Gaziantep Büyükşehir Belediye Lideri Fatma Şahin, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Büyükşehir Belediye Lideri Tunç Soyer, İzmir, Manisa, Muğla ve Aydın’daki 81 belediyeden lider ve yöneticilerin yanı sıra; akademisyenler, kalkınma ajanslarından temsilciler ve bürokratlar katıldı
5 UNSURDA ÖZETLEDİ
Son iki yıl içinde İzmir’in güç günler geçirdiğini söz eden Lider Soyer, belediyeciliği yalnızca yol, su, altyapı, park bahçe üzere hizmetler ile sonlu olmadığını söyledi. Vatandaşların mahallî idareleri kaygısına derman bulması gereken birincil kamu kurumu olarak kabul ettiğini belirten Soyer, birlik ve dayanışmanın kıymetine vurgu yaptı. Pandeminin dünyada, ülkemizde ve kentlerde değişimler başlattığını söyleyen Soyer, bölgesel kalkınmayı sürdürebilmek için değişimleri beş unsur altında okuduklarını belirterek kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Birincisi yönettiğimiz kentleri salgın ve afetlere dirençli kılmak ismine geliştirdiğimiz Kriz Belediyeciliği yaklaşımı. Tüm kaynaklarımızı sorunu çözmeye odakladık ve tahlile giden yol haritasını, yani kaynakların nereye kullanılacağını kentimizin tüm öteki sivil ve resmi kurumlarıyla birlikte tasarladık. İkinci başlığımız tarım. İzmir’de tarımı, kuraklık ve yoksullukla gayretin anahtarı ve bölgesel kalkınmanın temel stratejilerinden biri olarak pozisyonlandırdık. Tarımı yalnızca toprakta başlayıp biten bir zirai faaliyet olmaktan çıkaran ‘Başka bir tarım mümkün’ diye tanımladığımız İzmir Tarımı; çiftçinin üretimini sürdürülebilir kılmayı; kentin sağlıklı, ucuz ve emniyetli besine erişimini mümkün kılmayı sağlıyor. Döngüsel bir tarım iktisadı inşa ediliyor. Üçüncü başlığımız; girişimcilik, inovasyon ve yaratıcı end& uuml;striler. Dördüncü başlığımız; kentimizin tabiatla ahengini artırarak fizikî ve ekonomik dirençliliğini sağlamak. Tabiatla uyumlu ömür stratejimizin en temel başlıklarından biri, döngüsel iktisatla ilgili çalışmalarımız. Bu doğrultuda; ekoloji ve iktisat ortasındaki aykırılığı ortadan kaldırıp her ikisinin müşterek gelişiminin, kentin dirençliliğinin anahtarı olacağını düşünüyoruz. Beşinci başlığımız İzmir’in dünya ile bağlarını güçlendirmek için kurduğumuz kent vizyon paydaşlığı, turizm ve dış ticarete yönelik çalışmalarımız. Bu kapsamda, ‘Fuarlar Kenti İzmir’ gayemizin taşıyıcısı olan belediye iştirakimiz İZFAŞ, kentin tüm kesimleriyle yakın bağ içinde çalışarak dış ticaret hacmimizi büyütüyor. Pandemi sonrası tüm dünyada; daha çeşitli, yavaş, butik ve özgün tecrübelerin olduğu bir turizm yaklaşımı benimsenmeye başlıyor.”
“EKONOMİYE KATKININ YOLU BİRBİRİMİZDEN GEÇİYOR”
İşbirliğinin ehemmiyetine vurgu yapan Soyer, “İzmir’in yerelden kalkınma çabasını büyütmek, refahı artırıp adil bölüşümünü sağlamak ve kentimizi, dünyada öne çıkan kentlerden biri haline getirmenin eforu içerisindeyiz. Koronavirüs pandemisi kentlerin süreci yanlışsız okumasını, değişimi ve fırsatları iyi tahlil etmesini ve mevcut şartlara nazaran kendini güncellemesini mecburî kılıyor. Burada tahminen de dikkat etmemiz gereken en değerli konuların başında; yönettiğimiz kentleri geliştirmenin, lokal ve ülke iktisadına katkı sağlamanın yolunun, birbirimize güç katmaktan geçtiği. Pandemi ve yaşadığımız tüm krizler, birlikte hareket ettiğimizde, neleri başardığımızı; ayrıştığımızda ise ne çok şeyi kaybettiğimizi yine kavramamızı sağladı. Geçtiğimiz bu kuvvetli günleri, lakin işbirliği ve ortak akıl ile birlikte aşabiliriz. Hük ümetin; lokal idarelere dayanağını artırmasını, işbirliğini güçlendirmesini, belediyelerin yasal ve uygulamadaki gereksinimlerine dönük somut adımlar atması temennimizi de, bu vesileyle tabir etmek istiyorum” dedi.
Cumhuriyet
