Galatasaray süratli atak ediyor, konum buluyor, hatta rakip ceza alanda topla oynama müddetinde rekor kırıyor ancak gol gelmiyordu ki, Melnjak ile Emre Akbaba ortasındaki dirsek-boyun teması ile gelen penaltı düğümü çözdü…
Topun başına gelen Diagne biraz zorlansa da kalecinin altından ağları görüyor, tıpkı geçen haftaki üzere penaltıdan kadrosunu öne geçiriyordu..
Fakat bu defa bir fark vardı geçen haftaya nazaran; Galatasaray oyunu da skoru da tuttu.
Diagne de 2 yıl evvelki ‘golcü’ kimliğini anımsayınca kolay bir galibiyet aldı Sarı-Kırmızılı grup.
Elbette 8 eksikli ekipte yalnızca Diagne’nin fırsatçılığı getirmedi bu dönemin en farklı galibiyetini.
Örneğin savunma bu defa laubali değildi. Lines’ten Emre Taşdemir’e, Donk’tan Marcao’ya sakin oynadılar. Orta alanda ise hoş futbolunu golle süsleyen bir Taylan Antalyalı vardı, bir de Emre Kılınç. Birbirlerini tamamlıyorlar. Bu ikilinin yanındaki Oğulcan da kanattan rakibi zorlayınca tüm üstünlük Galatasaray’da kaldı maç uzunluğu. Emre Akbaba hala istenen tempoda değil fakat maç için o denli bir şey yapıyor, galibiyete imzasını atıyor; değişik futbolcu.
Ve Feghouli. İdareyle olan külfeti nedeniyle gönülsüz. Fakat dün Belhanda’nın vazifesini üstlendi. Biraz da Arda’nın misyonu ondaydı. Bir vardı bir yoktu lakin olduğu anlarda da attığı kritik paslarla grubunu yönetti. Galiba Fatih Hoca’nın ‘sen önemlisin’ kelamı tesirli olmuş.
Gelelim Rizespor’a; şu liderleri Hasan Kartal sussa tahminen daha iyi top oynayacaklar. Galatasaray maçı öncesi esti gürledi, aşikâr ki ekibini gerilime soktu. Şu 1980 model yönetici ve lider usulünün bitmesi lazım.
Cumhuriyet
