Oyuncu, direktör, muharrir, şair ve tiyatro eğitmeni Müjdat Gezen BirGün gazetesinden Işıl Çalışkan’a değerlendirmelerde bulundu.
Toplumsal medyadan birçok kişinin “utanç tablosu” olarak yorumlandığı olayla ilgili konuşan Gezen, “Utanması gerekenler utansın ancak utanacaklarını sanmıyorum” yorumunda bulundu.
’18 YILLIK SİSTEMİN BEDELİ’
Yargılanma süreçlerine ait sorulan “Bu ülkede yaşayan bir sanatçı olmanın bedeli mi bunlar?” sorusunu yanıtlayan Gezen şunları söyledi:
“Yoo… 18 yıldır içinden geçmekte olduğumuz sistemin bir bedeli bu. Biz bu ülkede olağan ki çok ezalar çektik. Cezaevlerinde yattık ancak demokrasinin bu kadar çiğnendiği bir devir olmadı hiç. Askeri darbeler dâhil olmak üzere. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin dinlenmemesi, Anayasa Mahkemesi’nin umursanmaması. Kendi koydukları kanunları dinlememeleri falan. Bu eni bahis üzerinde durulması gereken bir şeydir.”
‘DEVLETİN KÜÇÜCÜK KATKISI YOK’
Koronavirüs pandemisi periyodunda, devletten dayanak göremeyen sanatkarlara ait de konuşan Gezen:
“Devletin takviye vermediği yalnızca sanatkarlar değil. Emekçi kesiti, dar gelirliler… Baksanıza işveren işten atıyor. Münasebeti ise ahlaksızlık yaptı diye! Evli barklı çoluk çocuk sahibi adamlar bunu nasıl taşıyacaklar? Çocukları ona “Baba neden işten ayrıldın?” dediğinde “Ahlaksızlıktan dolayı” mı diyecekler? Yalnız o münasebetle işten kovabiliyorlar. İşverenlerin bir kısmı de bunu kullanıyor. İnanılır üzere değil. Kasımpaşa semtinde yaşayan müzisyen tanıdıklarım var. Hepsi felaket sıkıntı durumdalar. Tiyatroda çalışan teknik elemanı, ışıkçısı oyuncusuna gelene kadar garsonlar aşçılar her yer felç olmuş durumda ve devletin küçücük bir katkısı yok” dedi.
‘GÜN GELİR GELDİKLERİ ÜZERE GİDERLER’
Gezen, ülkenin geleceğine dair umut taşıyıp taşımadığı sorusuna ise şu sözlerle cevap verdi:
“Tabii. Olmaz olur mu? Zira bu tip sistemler uzun yaşamaz. Dünyadaki tarihi görünümüne bakarsanız fazla yaşamamışlardır. Gün gelir geldikleri üzere giderler!”
Cumhuriyet
