Polis şiddetine karşı 35 baro başkanından Boğaziçi açıklaması: Öğrencilere yapılan muamele yasalara aykırıdır
Boğaziçi Üniversitesi’nde AKP’li Melih Bulu’nun rektörlüğüne karşı yapılan hareketler sırasında yaşanan polis şiddetine karşı 35 barodan reaksiyon geldi.
Mersin Barosu Lideri Alım Yeşilboğaz ile birlikte 35 baro liderinin yaptığı ortak yazılı açıklamada, Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atanması sonrası demokratik protesto haklarını kullanan Boğaziçi öğrencilerine yapılan muamelelerin demokratik hukuk devletinde asla yeri olmadığına vurgu yapıldı.
Açıklamada “Anayasa’ya, AİHS’ye, AİHM’nin ve AYM’nin yerleşik içtihatlarına ve maddelere karşıttır. Hata oluşturmayan demokratik haklarını kullanan vatandaşlara karşı her türlü baskının son bulmasını talep ediyoruz” sözüne yer verildi.
Mersin Barosu Lideri Alım Yeşilboğaz ile birlikte 35 baro lideri yaptığı açıklamada şu tabirlere yer verdi:
“DEMOKRATİK TOPLUMLARDA BARIŞÇIL SİSTEMLERLE TOPLANMA ÖZGÜRLÜĞÜ VARDIR”
“Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 34. unsurunda “Herkes, evvelden müsaade almadan, silahsız ve ataksız toplantı ve şov yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” Biçiminde beden bulan anayasal hakkın hukuksal destek olmadan kısıtlanmasının ve ardından kolluk tarafından tekrar rastgele yasal bir destek olmaksızın keyfi formda talimatlar verilip akabinde gözaltına alma süreçlerinin yapılmasının, demokratik hukuk devleti olgusunun işlediği ve yerleştiği ülkelerde asla yeri yoktur.
Söz özgürlüğü ve toplantı ve şov yürüyüşleri ile ilgili olarak AİHS’nin 10. ve 11. hususlarının uygulanmasına ait AİHM’nin birçok içtihadında; her kanun dışı durumun toplantı ve şov özgürlüğüne müdahale münasebeti olamayacağı ve bu müdahaleyi haklı göstermeyeceği, toplantı düzenleme özgürlüğünün demokratik toplumlarda korunması gereken temel haklardan olduğu; bir toplumu toplum yapan bedellerden olduğu ve bu nedenle de bu hakkı sınırlamaya yönelik müdahalelerin çok dar yorumlanması gerektiği; bu çeşit toplantılarda gerekli müsamahanın gösterilmesi, toplanma özgürlüğü ve bu özgürlük çerçevesinde niyetlerini söz etme hakkının, demokratik toplumun temel özelliklerini teşkil ettiği; şiddete teşvik ya da demokratik unsurların reddi dışında –bazı görüşler ya da kullanılan tabirler resmi mercilerin gözünde ne kadar sarsıcı ve kabul edilemez görünebilse de– kollayıcı önlem niteliğinde olan radikal tedbirlerin toplanma ve söz özgürlüğünü ortadan kaldırmaya yönelik olarak kullanılmasının demokrasiye ziyan vermekte olduğu; hukukun üstünlüğüne dayanan demokratik toplumlarda barışçıl sistemlerle toplanma özgürlüğünün uygulanmasının kıymeti vurgulanmıştır. (Djavıt An – Türkiye davası, Müracaat numarası: 20652/92, Paragraf 56; benzeri yorum için bakınız: Disk ve Kesk – Türkiye davası, Müracaat numarası: 20 / 38 , ya Ataman – Türkiye davasında, [Başvuru no:74552/01 Pekaslan ve öbürleri – Türkiye kararında [Başvuru numarası: 4572/06 ve 5684/06] Güneri ve başkaları – Türkiye davası, Müracaat numarası: 42853/98, 43609/98 ve 44291/98, Paragraf 76]
TBMM Kamu Denetçiliği Kurumu, 2020 7598 no’lu müracaata 16. 12. 20020 tarihinde 2020789615-S2098197 sayı numarası ile verdiği cevapta “22 Haziran 2020 tarihinde baro liderlerine yönelik gerçekleştirilen kolluk müdahalesinin, “toplantı ve ifadeyi açıklama özgürlüğünün” ihlaline yol açtığı argümanı açısından müracaatın kabulüne karar vermiştir.”
“HER TÜRLÜ BASKI SON BULMALI”
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. hususu ve Anayasa’nın 90. ve 138. hususları uyarınca sözkonusu kararlara uyulmasının mecburî olduğunun altı çizilen açıklamada, bu bağlamda Boğaziçi öğrencilerine yapılan muamelelerin Anayasa’ya, AİHS’ne, AİHM’nin ve AYM’nin yerleşik içtihatlarına ve maddelere alışılmamış olduğu belirtilerek “Geçmişte olduğu üzere bugün de kimden gelirse gelsin hukuka karşıt tüm süreç ve hareketlerin karşısındayız. Cürüm oluşturmayan demokratik haklarını kullanan vatandaşlara karşı her türlü baskının son bulmasını, Yunus Emre’yi, Hacı Bektaş’ı, Mevlana’yı yetiştiren, müsamahanın ve hümanizmin anavatanı olan ülkemizde bu gelenekleri yıkan ve bunlara aksilik oluşturan tüm telaffuz ve davranışların terk edilerek ülkemizin aydınlık yarınlarda kardeşçe yaşaması idealini herkesin sahiplenmesini talep ediyoruz” denildi.
İmzacı barolar:
Adana Barosu Lideri Av.Veli Küçük
Ankara Barosu Lideri Av. R. Erinç Sağkan
Amasya Barosu Lideri Av.Melik Derindere
Antalya Barosu Lideri Av. Polat Balkan
Artvin Barosu Lideri Av.Ali Uğur Çağal
Aydın Barosu Lideri Av.Gökhan Bozkurt
Balıkesir Barosu Lideri Av.Erol Kayabay
Bartın Barosu Lideri Av.Ferhat Parlatır
Bilecik Barosu Lideri Av.Halime Aynur
Bolu Barosu Lideri Av.Sabri Erhendekçi
Burdur Barosu Lideri Av.Ramazan Gedik
Bursa Barosu Lideri Av. Gürkan Altun
Çanakkale Barosu Lideri A.Bülent Şarlan
Denizli Barosu Lideri Av.Müjdat İlhan
Düzce Barosu Lideri Av.Azade Ay
Eskişehir Barosu Lideri Av.Mustafa Elagöz
Gaziantep Barosu Lideri A.Bektaş Şarklı
Hatay Barosu Lideri Av.Ekrem Dönmez
Isparta Barosu Lideri Av.Ünsal Çankaya
İstanbul Barosu Lideri Av.Mehmet Durakoğlu
Kastamonu Barosu Lideri Av.Özgür Demir
Kırklareli Barosu Lideri Av.Turgay Hınız
Kocaeli Barosu Lideri Av.Bahar Gültekin Candemir
Malatya Barosu Lideri Av.Enver Han
Manisa Barosu Lideri Av.Ali Arslan
Mersin Barosu Lideri Av.Bilgin Yeşilboğaz
Muğla Barosu Lideri Av.Cumhur Uzun
Niğde Barosu Lideri Av.Osman Çimen
Ordu Barosu Lideri Av.H.Murat Poyraz
Samsun Barosu Lideri Av.Pınar Gürsel Yıldıran
Sinop Barosu Lideri Av.Hicran Kandemir
Tekirdağ Barosu Lideri Av.Sedat Tekneci
Tokat Barosu Lideri Av.Melih Yardımcı
Yalova Barosu Lideri Av.Fedayi Doğruyol
Zonguldak Barosu Lideri Av.Özel Eroğlu
Cumhuriyet
