Farklı zaman dilimlerinde ve bambaşka coğrafyalarda geçen bir roman: ‘Hiyerofant’

Muharrir Hasan Hayyam’ın yeni kirabı “Hiyerofant” epilson yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.

‘Kitapta olmayanların’ sayıldığı tanıtım yazısında, şu sözler yer aldı:

“Hiyerofant’ta bildiğimiz manasıyla vakit yok ve alışılageldiği üzere akıp gitmiyor. Çanakkale’nin kanla sulanıp çamurlaşan toprağına bastıktan çabucak sonra, kallavi bir son yemeğin akabinde toplu intihara hazırlanan Nazileri gözleyebilirsiniz. Çoğumuzun ismini ezberden saydığı, hiddetinden sual olunmaz, unutulmuş rabler yok; hem problem hiddet olunca sıra onlara gelmediğinden hem de bu âlemde rolleri dağıtan asıl varlığa yer açmak istendiğinden. Simyanın sırrını ararken ölümsüzlüğü yâr üzere özleyenler yok; vefatına susamış ölümsüzlerin iç yakan hikayesini de dinleyelim diye muhtemelen. Dudaklarına anne sütünden evvel baba kanı değenlerin, bir vakitler İstanbul’un göbeğinden geçmiş Vikinglere tanıklık edenlerin, Aşiyan’daki hayaletlerden öteki arkadaşı olmayan çocukların, yaşlı bir adamın suretine bürünüp önce ezel var olanların, gözlerini kısarak Boğaz’a bakınca devasa bir mezarlık görenlerin yurdu burası… Özcesi, imkânsız denen bir şey yok.”

Kitabın muharriri Hasan Hayyam ise, kitaba dair şunları söyledi:

“Hiyerofant aslında bir soru… Bir karşılık arayışı. Ölülerin hareketsizliği, yaşayanların da attığı kahkahalarla ikna olmayan bir zihnin kuşkusu. Bu kuşku ve sorunun peşinde yaptığım seyahatlerden, insanın çeşit çeşit var oluş biçiminin ortasında aheste dolaşmalarımdan, sahaf kitaplarının kenarlarına düşülmüş yazanı bilinmeyen notlardan hayalimde kalanların toplamı. Bir yanıt arayışı elbette ki bir öğrenme gayretidir. Bu uğraşın bir kesimi olmanız dileğiyle.”

Cumhuriyet