AKP Sözcüsü Çelik: Hukuki temeli, tarihsel dayanağı olmayan bir yaklaşımdır

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, ABD Lideri Joe Biden’ın 1915 olaylarına ait ‘soykırım’ sözünü hiçbir biçimde kabul etmeyeceklerini söyledi.

MKYK toplantısının akabinde açıklama gerçekleştiren bulunan AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in açıklamalarından satır başları şöyle:

• Soykırımı tabirini hiçbir biçimde kabul etmeyiz. Hiçbir tarihî, tüzel temel desteği olmayan bir yaklaşımdır. Rastgele bir devlet lideri yahut parlamentosunun karar verme yetkisi, kabiliyeti ve kapasitesi yoktur. Hangi hukuk, tarih bilgisine dayanarak bu halde kesin karar verecekler ve milleti lekelemeye çalışacaklar.
• Kuşkusuz net bir şey biliyoruz; bu siyasetler diasporadaki Ermeni fanatik çıkar kümelerin büsbütün rehinesi halindedir. Birinci kez ABD Lideri’nin bu türlü fanatik bir duruma teslim olduğunu görüyoruz.
• Burada siyasetle diplomasinin varlık sebebini terk eden maalesef son derece dar bir bakış açısıyla karşı karşıya olduğunu görüyoruz. Bir yerde soykırım cürmünden bahsedebilmek için memleketler arası ceza mahkemesi ve milletlerarası adalet divanının hukuken karar vermesi gerekir.
• Hukuksal açıdan altı boş bir telaffuzla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Tarihi, hukuksal, siyasi açıdan sayın Biden’in söylemi yanlış ve reddedilmesi gereken bir söylemdir. Bunun rastgele bir biçimde soykırım olarak nitelendirilemeyeceği, İsviçre’nin yaklaşımları AİHM içtihatları açısından da kabul edilmeyeceği net bir biçimde ortaya konmuştur.
• Osmanlı İmparatorluğu bir isyanla karşı karşıya kalmıştır. Fiilen içeride yaşanan bir tehdit karşısında bizatihi yer değiştirmek münasebetiyle ortaya bir önlem olarak koyulmuştur. Müslüman Türklerin, Yahudilerin Ermeni çeteciler tarafından öldürüldüğü ortaya çıkmıştır. Cumhurbaşkanımızın, Başbakanlığı devrinde Türkiye’nin öz inancını gösteren çok değerli açılımlar yapmıştır. 2015’de ortak tarih kurulu kurulması gerektiğini söz etmiştir.
• Hakikaten 69 tarihçi sayın Biden ve ABD’li senatörlere yazdığı mektup vardır. Bu tarihçiler Amerika’da değerli akademik tarihçilerdir bunlar. I. Dünya Savaşı’nda yaşanan olayların tartışmalı tabiatına dikkat çeken bir yaklaşımdır bu. Bu tarih komitesinin kurulmasından öteki Türkiye, Ermenistan’la ortamızda itimat arttırıcı adımların atılması istikametinde hareket planı hazırlamıştır. Her vakit olduğu üzere nasıl ki tarih kuruluna Ermenistan katılmadı, birebir halde bu aksiyon planı Ermenistan Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilmiştir.
• Ortaya çıkan sonuç nettir; Türkiye özgüvenle soruna yaklaşırken Ermenistan tarafı daima kaçmıştır. Sayın Biden’in bu kararı birden çok şeyi sabote etmiştir. Tek taraflı provokasyon içerisinde diasporanın tezlerine dayanak vermiştir. Azerbaycan-Ermenistan ortasındaki mümkün diyalogların hepsinin önüne geçmiştir. Kafkaslar’daki olağanlaşmaya maalesef büyük ziyan vermiştir.
• Diasporada artık kelamda Ermeni soykırımı ile ilgili bir iktisat oluşmuştur. Bunun çözülmesini istemezler. Burada ağ kurmuş pek çok odak vardır. Açıklamanın zamanlaması son derece yanlış olmuştur, içeriği de büsbütün yanlıştır. Karabağ’daki zaferden sonra 6’lı bir düzenek kurulacaktı. Buraya provokatif tavırdan vazgeçerse Ermenistan da dahil edilecekti.
• 6’lı düzenekle ilgili olağanlaşma arayışları Biden tarafından sabote edilmiştir. Tüzel açıdan bakıldığından Baklayan davasında da görüldüğü üzere açılan mahkemeleri ABD mahkemeler vakit aşımı nedeniyle reddedilmiştir. Türel açıdan, tarihi açıdan temeli olmayan bu karar niye verilmiştir? Fanatik Ermeni diasporayı tatmin etmek isteyen dar bakışlı bir siyaset olduğunu söz etmemiz gerekiyor.
• Fanatik Ermeni çevrelerin öteki ülkelerde de faaliyetleri olacaktır. Türkiye’ye ziyan vermeye çalışmaya devam edecektir. Bu diasporayla alışılmış ki gayretimizi sürdüreceğiz. Bizim Ermeni milletiyle meselemiz yoktur. Osmanlı’da ortak tarihimize, geleceğimize imza attık. 1915’te Ermenilere karşı değil o bölgedeki Ermeni çetelerine karşı alınmış önlemlerdir. Gerçekten bir ortada yaşama geleneğini sürdürüyoruz. Türkiye’de herkes birinci sınıf vatandaş olarak bu bağını sürdürüyor.
• Kararın soykırım olabilmesi için belirli bir dini, etnik kümenin, topluluğu yok etmek üzere yapılan faaliyetler olması gerekiyor. Bunun tarihi açıdan da soykırımı olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Almanya, Ruanda, Bosna’da alınan kararlara bakıldığımızda bunun 1915’e uyarlanamayacağı gözükür.
• Tarihimizde soykırım olmamıştır. 1915’deki olaylarda ne olduğunu tam olarak anlamak isteyenlere arşivlerimiz açıktır. İstenilen tarih komitesine katılmaya da hazırız. Türkiye’nin içerisindeki yansıları yakın halde takip ettik. Hükümran bir devlet olarak Türkiye’nin atacağı adımlar olacaktır. Bu adımlar üzerinde çalışılmıştır. Biden’in bu kararının olumsuz sonuç doğuracağı birinci kesim Ermenistan tarafıdır. Türkiye ile hudut kapısını açılma üzere bir olağanlaşma fırsatını kaçırmışlardır.
• İnsani hassasiyet üretmek için yapılacak işlerin gereken sistemlerle yapılmadığını görmek de son derece üzücüdür. Sayın Biden maalesef çok makus bir gelenek başlatmıştır. İnsani hassasiyetler üretmek yerine bunu birbirine karşı suçlayacak formda açılmış oldu. İnsani hassasiyetleri törpüleyen asıl budur diye söz etmek isterim.

Cumhuriyet