İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na verilen cürüm duyurusunda, Topbaş’ın ihalelerin yüksek meblağlarda yapılmasına göz yumarak “Görevi berbata kullanma” ve “İhaleye fesat karıştırma” kabahatlerini işlediği; Uysal’ın ise yapı işine başlanmasına karşılık ihaleleri iptal etmeyerek kamuyu yine ziyana uğrattığı ileri sürüldü.
DANIŞTAY: KAMU HİZMETİNDE AKSAMA GÖRÜLMEDİ
Cürüm duyurusu üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma müsaadesi istedi, ancak Bakanlık müsaade verilmedi. Kazanoğlu, Bakanlığın soruşturma müsaadesi vermemesi üzerine bakanlığın bu kararını Danıştay’a taşıdı. Danıştay Birinci Dairesi, Bakanlığın kararına yapılan itirazın reddine oybirliği ile karar verirken, ret münasebetini şu formda oluşturdu:
“Dosyanın incelenmesinden, kelam konusu ihalelerin yüksek yaklaşık maliyetler hesaplanarak, mevzuata muhalif gerçekleştirildiği tarafındaki hareketle ilgili olarak, anılan ihalelerin iptali istemiyle idari yargı mercilerinde dava açılabileceği, öbür taraftan kelam konusu ihalelerin iptal edildiği tarafında Büyükşehir Belediye Başkanlığınca basın açıklaması yapıldığı ileri sürülmüşse de, ihalelerin iptal edilmediği ve yapılan ihale kontratları doğrultusunda metro çizgilerinin üretimine devam edildiği, bu durumda kamu hizmetlerinin gördürülmesinde bir aksama yaşanmadığı anlaşılmıştır.”
‘İÇİŞLERİ 40 SORUŞTURMA EVRAKINA EL KOYDU’
Taner Kazanoğlu, kamu ziyanı ve süreçle ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, CHP’li Lider Ekrem İmamoğlu’nun bu olayla ilgili iç soruşturma yürüttüğünü, lakin İçişleri Bakanlığı’nın el koyduğu İBB’nin 40 soruşturma belgesi ortasında metro ihalelerinin de yer aldığını söyledi. Kazanoğlu, “Bizim artık yapacak hukuksal yolumuz kalmadı. Yapacağımız Kadir Topbaş ve Mevlüt Uysal’ı İstanbul halkına şikayet etmek. Bu iki arkadaş İstanbul halkının parasını liyakatsiz biçimde yöneterek, İstanbul halkının parasını çarçur etmiştir” dedi.
Cumhuriyet
