DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, partisinin İstanbul Sultangazi ilçe kongresinde açıklamalarda bulundu. Babacan, MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli üzerinden AKP Genel Lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sert tabirlerde bulundu.
Babacan, ilçe kongresinde şu sözleri kullandı:
“NE YAPACAK NE TALEP EDECEK NEREDE ARIZA ÇIKARACAK”
Sayın Erdoğan, iktidarının anahtarını, krizlerin ortağı Bahçeli’ye teslim etti. Artık Erdoğan’ın çizgisini, kendisine oy veren vatandaşlarımız değil, küçük ortak belirliyor. Ne yapacak ne talep edecek nerede arıza çıkaracak diye herkes küçük ortağa bakıyor. Sayın Bahçeli, adeta bir kayyum üzere iktidarın başında. Yetkiyi milletten almadan, Erdoğan’dan alıp ülkeyi yönetme çabasında.
“KENDİSİNE ANLATILAN ABUK SABUK TEORİLERLE ÜLKEYİ YÖNETMEYE ÇALIŞIYOR”
Kendisiyle 13 sene birlikte çalışmış bir arkadaşı olarak, Cumhurbaşkanı’nın ülkeyi fakirleştirmek istediğine hiç inanmıyorum. Gençler işsiz kalsın diye çalıştığına da inanmıyorum. Bu türlü bir şeyi düşünemiyorum. Kriz çıksın diye uğraşacağını da zannetmiyorum. O kadarını yapmaz. Lakin bilmiyor. Bilmediğini de bilmiyor. Biliyorum zannediyor. Hem doğruyu hem nerede kusur yaptığını bilmiyor. Bilenlerle de çalışmıyor. Yanında liyakat sahibi, işini düzgün yapan, ehil beşerler neredeyse kalmadı. Kendisine anlatılan abuk sabuk teorilerle ülkeyi yönetmeye çalışıyor.
“BU BAŞLA GİDERLERSE BU ÜLKE PARAYLA AKARYAKIT BULAMAZ”
Bu başla giderlerse bu ülke parayla akaryakıt bulamaz. Bu başla giderlerse bu ülke doğal gaz bulamaz. 1970’lerin elektrik kesintilerine dönülür. Yanlışta inat etmeyin. Cumhurbaşkanı’nın merasimle açtığı Tarım Kredi Kooperatifi halkı stokçulukla suçluyor, satışı ‘1 adetle sınırlıyorum’ diyor. Ayıp yahu. Sen üretimi bollaştıracaksın, ülkeyi bolluk ülkesi yapacaksın. Ondan sonra ne kuyruk ne ‘1 adet sınırı’ kalır.
Minimum fiyat 220 dolara indi. ‘İşgücünü ucuzlatacağım, ucuz işgücüne dayanan ihracat yapacağım. Yüksek kurla ihracatı artıracağız’ diyor. Kur yükselince beşerler fakirleşmiyor mu? ‘Ben ülkeyi fakirleştireceğim, ekonomiyi o denli büyüteceğim’ diyor. Bu türlü büyüme mi olur? Şayet cumhurbaşkanı bu modelle büyümek istiyorsa gelsin bunu Sultangazi’nin sokaklarında anlatsın. Bizim üzere Tokat’a, Sivas’a, Çorum’a gidip üniversiteli gençlere ‘Mezun olduğunuzda dolar olarak elinize az para geçecek, az para geçince ucuza mâl edeceğiz, çok ihracat yapacağız, bu türlü büyüyeceğiz’ diye anlatsın da göreyim. Vatandaşını yoksullaştırarak bir ülkenin iktisadı büyümez.
“MÜLAKATI KALDIRACAĞIZ”
Ülkenin o denli sıkıntıları var ki hükûmetin birinci 90 dakikasında çözebilirsiniz. Birinci 90 dakikada kimi bahislerde vatandaşlarımıza çabucak nefes aldırmak mümkün. Yargı bağımsızlığını birinci 90 dakikada sağlarsınız. Yargıya giden talimat yollarını yok ettiğiniz anda iş biter. Tarafsızlık için yargı ıslahatını ayrıyeten açıklayacağız. Gençler; ‘Face’de şunu paylaştın, Twitter’da bunu like’ladın’ diye hiç kimsenin kapısında polis belirmeyecek. Hiç kimse KPSS’den sonra mülakatta eleyemeyecek zira mülakatı kaldıracağız. Bunlar birinci 90 dakika. Gazetecilere ‘Bu devlet size zulmetti, işinizi yaptırmadılar ancak bundan sonra özgürsünüz’ diyeceğiz. Merkez Bankası, BDDK, TÜİK üzere kurumlara ‘Siz bağımsızsınız, bağımsız çalışacaksınız’ diyeceğiz.
“ÜLKEYE ZENGİNLİK GELECEK”
Fısıltı gazetesiyle ‘Biz gidersek toplumsal yardımlar, toplumsal dayanaklar kesilir’ diyorlar. Ben Sayın Erdoğan’a şu hoş haberi vermek istiyorum: Siz gidince asıl bu ülkeye zenginlik gelecek. Siz gidince bu ülkeye refah gelecek. Muhtaçlığı olan vatandaşlarımız güçlü ve güçlü devletin çok daha büyük imkanlarından faydalanacak.
Mevcut toplumsal siyasetler, iktidarın elinde, tüm toplumu rehin almaya yarayan bir şantaj materyaline dönüştü. Yardımlar, birçok yerde, parti üyeliğine bağlanmış durumda. Biz bu uygulamaya son vereceğiz. Toplumsal dayanaklar, toplumsal yardımlar ‘hak temelli’ olacak.
Cumhuriyet
