MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, partisinin Meclis’teki küme toplantısında konuşuyor.
Gündeme ait açıklamalarda bulunan Bahçeli, ÂLÂ Parti Genel Lideri Meral Akşener’i amaç aldı. Akşener’den “İP’likçi başı” diye bahseden Bahçeli, “Biz küçük iştirakten gocunmuyoruz, büyüklüğün Allah’a mahsustur.” Tabirlerini kullandı.
Bahçeli’nin açıklamalarında öne çıkanlar şöyle:
“Dar gelirli vatandaşlarımızı gözeterek, esnafımızın, çiftçimizin talep ve hassasiyetlerini dikkate alarak bugünkü darboğazdan çıkabiliriz. Seferberlik içinde hareket etmeliyiz. İnsan ve toplum sıhhatinin koruması, Covid-19’la çabanın muvaffakiyete ulaşabilmesi için kurallara uymalıyız. Dayanışmanın, empatinin, yardımlaşmanın hoşluklarını birlikte göstermeliyiz.
Terörle gayret kararlılıkla, kahramanlıkla sürdürülmektedir. Ocak ayında başlayan Eren Operasyonları yüksek bir moralle icra edilmektedir. PKK’nın kış aylarında yuvalandığı alanlar birer birer temizlenmektedir. Yaklaşık 2 haftalık bir vakit aralığında 16 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Karların erimesi ve baharın gelişiyle birlikte saklandıkları deliklerden fareler üzere çıkmaya başlayan teröristler, Türk milletinin gücünü bir sefer daha görmüşlerdir. Onlar kaçacak, biz kovalayacağız. Onlar saklanacak biz bulacağız. Şehitlerimizin hesabını sonuna kadar soracağuz. Bölücü terör örgütünün sonu gelmiştir, PKK can çekişmekte, her yerinden dağılmaktadır. Bu kanlı ve hain şebeke, çocuklardan bile terörist devşirecek kadar alçaktır. Bunlardan biri olan Hamza Adıyaman, Hakkari’deki okulundan kaçırıldığında 8 yaşındaydı. Ailesi gözyaşı dökerek yıllardır evlatlarının yolunu gözlemiştir. Şu rezalete bakın ki HDP’li bir milletvekili de PKK’yı arkalamış, Adıyaman’ın ailesini söyleyerek şunları söylemiştir: Ailesi para kaşılığı HDP vilayet binası önünde oturtuluyor. Bu terörist bayanın ruhu kirlenmiş, iradesi rehin alınmıştır. Meclis’te bekleyen fezlekesinin derhal sürece alınması hayat memat bahsidir. Hamza Adıyaman PKK’nın ihanet kampındadır.
HDP’yle ittifak kuranlar çocuklarımızın düşmanıdır. Terörist Demirtaş’a siyasi gayelerle müşvik ve müspet yaklaşanlar, çocuklarımızın, bayanlarımızın, güvenlik güçlerinini Türk milletinin karşısında oluşmuş zillet cephesidir.
Ulusal şahsiyetleri ihmal etmek, tarihin davetlerine kulak tıkayıp dünün deneyimlerini yok saymak, bir milleti yerde köksüz, vakitte öksüz bırakacaktır. Tarihimizin rastgele bir periyodunda, milletimize ve devletimize hizmetleri geçmiş, sayın isimleri hürmet ve şükranla hatırlatamak hepimizin boyun borcudur. Merhum Fevzi Çakmak, ismine ve şanına yakışır halde konuşulmamaktır. TBMM’de hükümetinde ulusal müdafaa vekili, Ocak 1921’den itibaren de birinci icra vekilleri heyeti reisi olan Fevzi Paşa, 1924-44’e kadar, Genel Kurmay Başkanlığı misyonunu üstlenmiştir. Cumhuriyet periyodunda Atatürk, Fevzi Paşa’ya büyük itimat duymuştur. Merhum İnönü’nün Cumhurbaşkanı seçilmesinde tarihi bir rolü olduğu herkesin ortak kanaatidir. Feyzi Paşa’nın askerlikle siyasetin farklı tutulması konusundaki tartışılmaz hassasiyeti onun demokrasiye ve ulusal iradeye hürmetinin göstergesidir. Fevzi Paşa, 10 Nisan 1950’de hayata gözlerini yummuş, lakin periyodun hükümeti yas ilan etmeyerek, devlet radyosunda cenaze müzikleri yayınlayarak, vefasızlığı tescilleştirmiştir. Maraşal Fevzi Çakmak Paşa her vakit kalbimizdedir. 1948’de kurulan Millet Partisi’nde, MHP’nin siyasi köküdür. Fevzi Paşa’yı bilmeyenlerin kahraman TSK’yı özümsemeleri epey zordur.
Kimi zihniyetlerin TSK’yı karalaması, töhmet altında bırakması planlı bir tertip, ismi bir tuzaktır. Demokrasi muhaliflerin kahraman ordumuzu günlük siyasi tartışmalarının içine çekme uğraşı suçluluk psikolojisidir.
Demokrasi ve ulusal irade üzerinde oynanan oyunun ana gayesi iç huzur ortamını baltalamaktır. 104 amiralin hazırlayıp, 4 Nisan gece yarısı servis ettiği darbe bildirisini haklı çıkarmaya, tabir ve niyet özgürlüğü kisvesiyle maskelemeye çalışanlar ulusal iradeye içten içe tahammülsüz olan vesayetçi çevrelerdir. Bu bildirinin ardında duranların kimler olduğu, bağımsız mahkemeler eliyle vuzuğa kavuşturulacaktır. Bildiriye imza atmayan fakat imza sürecinde açılan Whatsapp kümesine üye olan emekli bir amiral, bildirinin yayınlanmadan evvel değiştirildiği savını gündeme getirmiştir. Madem öyleydi, 104 şahıstan biri çıkıp da bu bildiriyi neden inkar edemedi? İmza attığım metin bu değildir itirazını neden yapamadı? Emekli amirallerin ifal edildiğini ileri sürenler boşa konuşuyor, boşa uğraşıyor, her şey gün üzere ortadadır. Şayet bildirinin son hali İP’in idaresinde bulunan ve birinci imzacı olan Ergun Mengi tarafından hazırlanmışsa, bunun izahını yapması gerekenler muhakkaktır, milletimiz açıklama beklemektedir.”
DETAYLAR GELİYOR…
Cumhuriyet
