Ankara’da yaşayan ve mimarlık yapan 28 yaşındaki Başak Cengiz, işi gereği gittiği İstanbul’da psikolojisi bozuk olduğu ileri sürülen Can Göktuğ B.’nin (27) samuray kılıçlı saldırısı sonucu vahşice katledilerek öldürüldü. Zanlı kısa müddet içerisinde polis grupları tarafından yakalanırken genç mimarın cansız vücudu memleketi Ankara’ ya getirildi. Başak Cengiz’in cansız vücudu bugün kılınan cenaze namazının akabinde toprağa verilirken Yenimahalle’de bulunan baba konutunda taziyeleri kabul eden kederli ailesi ise yaşanılan acı dolu anları anlattı.
“ACI HABERİ HASTANEDE ÖĞRENDİK”
Kızının hayatını kaybettiğini hastaneye gittiğinde öğrendiğini söyleyen baba Avni Cengiz, “Gelip hatasız bir Başak’ı bıçaklayıp öldürdüler. 2 aydır burada çalışıyordu. İşinde gücünde olan birisi. 24 Ekim’de beraberdik. Cuma günü yeniden gidecektim yanına. Aslında 15’inde de geri dönüp gelecekti. Sohbet etmiştik işinden gücünden, evlilik hazırlığından. Başak çok hassas, merhametli, düzgün, çalışkan birisiydi. 5 yıl dışarıdaydı esasen, okudu. Hiç kalmadan da mimar oldu. Çalıştığı şirkette baya seviliyordu yani. Bizi karakoldan aradılar. ‘Başak kaza yaptı, yaralandı’ diye. Gittiğimizde hastanede tabip açıkladı. Biz de Başak’ı göreceğiz zannediyoruz. Buraya geldiğinde kalbi durmuş dedi. Duyar duymaz saat 9’da İstanbul’a gittik. Hastanede birisi geldi biz de kata çıkarıp Başak’ı göreceğiz diye. Ondan sonra tabip dedi buraya geldiğinde kalbi durmuş dedi. Daha sonra karakola gittik. Çantasını verdiler, çantası kan içinde. Telefonu falan da orada kaldı. Fazla bir şey anlatmadılar yani. Acı haberi hastanede öğrendik. Başak iki ay oldu orada aslında. Geri oradan İsimli Tıp’a gittik sabaha kadar bekledik. İsimli Tıp’ta süreçleri gördük çabucak Ankara’ya dönüş yaptık. Karakoldan diğer bir şey olmadı yani. Yapanın yanına kar kalmasın. Başak temiz bir insandı. Çalışkan, merhametli, kimsenin işinde gücünde olmayan bir insandı. 20 milyon İstanbul’da bula bula bizim Başak’ı mı buldular? Acımız çok büyük” dedi.
“4 GÜN SONRA DÖNECEKTİ”
Genç mimarın nişanlısı Uzman Mızrak ise nişanlısının canice öldürüldüğünü söyleyerek, “Acımız büyük. Olayı takip ettiğiniz üzere cereyan eden bir katliam var. Benim sevgilim katledildi. Sorumluların hesabını çekmesini istiyorum. Başak hanımın geçen hafta yanına gittim. Bu hafta gideceğim halde geçen hafta da gittim. İyi ki gitmişim. Son kere görüşmüş olduk. Bu hafta da gidip alıp gelecektik. Oradaki misyonu bitiyordu. Yalnızca dört günü kalmıştı yani. Pazar günü dönüp gelecekti, bitiyordu işi. Sonrasında da evlilik süreçlerine başlayacaktık. Aslında nişanlıydık. Benim sevgilim götürdüğümüz bohçasını bile göremedi. İş yerindeydi. Biz burada ailesine getirdik bohçayı. Annesinin kendi hazırladığı bohçayı göremedi. İş ile alakalı konuşuyorduk. İşi ağırdı mimar olduğu için. İşten otele işten otele hiçbir diğer yaptığı aktivite yoktu. Olay günü servisi kaçırdı. Daha doğrusu mesaiye kaldığı için otel ile iş yeri yakın olduğu için yürümek istemişti. Sonrasında bu olay başımıza geldi. Kendini bilmez bir insan, cani tarafından canice katledildi benim sevgilim” tabirlerini kullandı.
“O KADAR İYİ BİR İNSANDI Kİ EŞİ GİBİSİ YOKTU”
Zanlının en ağır cezayı alması gerektiğini belirten Mızrak, “Akli istikrarı yerinde değilmiş falan diyorlar lakin akli istikrarı yerinde olmayan bir insan cebinde bu türlü bir bıçakla ‘ben insan öldüreceğim’ diye ortalıkta gezmez. Görgü şahitlerinin söylediği bu biçimde yani. Bu insan olaylıydı. Psikolojisi bozukmuş ve bunu ailesi bildiği halde bile bile kendi başlarından savmışlar. Oturduğu otelde, oturduğu sitede bir konut tutmuşlar. Ona oradaki aylık bakımlardan idarecilere kadar bakıyorlarmış yani. Bizden uzak ol da kime yaparsan yap gibisinden. O da bize patladı. 24 milyon İstanbul benim sevgilimi aldı. Orada servisi kaçırmasa tahminen karşılaşmayacak lakin o cani tekrar oburunu öldürecek. Akşam üzeri ulaşamadık Başak’a. Orada tanıdık falan da yok, arayamadık. Oteli aradım bilgi de vermediler. Ben tabi buradan bastım gittim. Ankara-İstanbul ortasını 3 saatte tamamladım. Bulunduğu hastaneyi öğrendik o sırada. Yakınımız gitti ona bilgi vermemişler. Sonra biz gittik. Olayın olduğu yerde vefat etmiş bildiğim kadarıyla. Hastaneye kalbi durduğu halde gitmiş. Gözleri açıktı. Acımız çok büyük, benim sevgilim bir melekti. O kadar iyi bir insandı ki eşi gibisi yoktu. Tek isteğim cezalıların en ağır formda cezalandırılması ve bir daha bu olayların başımıza gelmemesi diyeceğim ne kadar yararlı olur bilmiyorum” diye konuştu.
Cumhuriyet
