Yeni jenerasyon içerik platformu diyorlar ismine. Bir çeşit paralı dijital kanal, giderek de çoğalıyor. Bunlardan en genci yılbaşında yayına başlayan GAİN, yeni dizisi Hamlet’in galası ile dönem lansmanını savlı bir partiyle yaptı. GAİN’in kurucusu Beğenilen Akpınar beklenenin bilakis kısacık konuşarak farklı olmak istediklerini ve bu farklarının kelamla değil, izlenerek anlaşılacağını, medyada bir şeylerin değişmesine ön ayak olmak istediklerini” söyledi. İzlemeden bilemeyeceğiz yani. Kanalın bütün yüzleri oradaydı. Doğal ki başta Hamlet dizisinin senarist ve direktörü Kaan Müjdeci (Bütün gece içine bir şey giymediği kimonosuyla dikkat çekti. Birlikte fotoğraf çektirelim dedik, biri bir çengelli iğne getirdi neyse ki!) ve oyuncuları, bilhassa Erdal Beşikçioğlu, çok şık ve çok güzeldi; Hatice Aslan, Ahmet Rıfat Şungar, Çiğdem Selışık Onat; bütün genç takım Seçkin İşcan ve Adalar Belediye Lideri Fazilet Gül. Ne alaka derseniz Hamlet, Adalar’da geçen bir kıssa. Dizi de çarpıcı ve yürek yakan imgelerle başlıyor: Adalar’da başlayan bir at vebası yüzünden atlar tek tek toplanıp itlaf ediliyor, üzerleri kireç ve toprakla örtülürken gece yarısı gemiyle gizlice sağlıklı atlar getiriliyor. Faytoncuların başı ise öldürmek zorunda kaldığı atlarına göz yaşı dökerken yerine geçmek isteyen kardeşi (Erdal Beşikçioğlu) tarafından kaza süsü verilen bir cinayete kurban gidiyor. Kızı Hazar ise acısını içine gömüp babasının mevtini sorguluyor. Bütün gece sevinçle dans eden genç kız (Elit İşcan), adada gözyaşı döken kız! Atların öldürüldüğü sahne çok gerçekçi ve üstelik de nitekim yaşanmış olduğu için acı verici. Atların uğradığı zulmün bitmiş olması sevindirici lakin Kırgızistan’a yenmek üzere gönderilirken yakalanmış olmaları ve şu anda gereğince saman olmadığı için aç kaldıkları da diğer bir acı gerçek! Fazilet Gül’le birlikte izledik birinci kısmı, Adalar’ı direktörün zorluğu ve heyecanını paylaştı.
CEM AYDIN AYRILMIŞ
Kanalın haber yüzü Mirgün Cabas ve His Demirağ, geceyi de şirin esprileriyle His Demirağ sundu. “Hep birlikte iyi olmaya muhtaçlığımız var” diyerek. Haber koordinatörlüğü yaptığım bir devirde Cem Aydın’la Kanal D’de tanışmış ve yardımcım yapmıştım. Gecede bana hâlâ “Patronum” diye hitap etmesi çok güzeldi. Halbuki o çoktan pek çok kanala işverenlik yapan bir boynuz kulağı geçer hadisesiydi, ben hâlâ ve her daim muhabir, muharrir, gazeteci. Bu kanalı baştan aşağı dizayn ettiğini biliyordum, kutlayayım dedim halbuki anlaşamamış, çoktan ayrılmış!
GENÇLER ÇOK HOŞ
Four Seasons Bosphorus’un mehtapta harika deniz kenarı terası ve ikramlarının yanı sıra akış da iyi düzenlenmişti; karşılama ikram, dizi izlenmesi, nefes alma molası ve Kenan Doğulu konseri! Konseri elbette oturarak izlemedi genç oyuncular; hepsi bütün hünerlerini döktü, dans etti! Kıpır kıpır ve gülerek izleyenlerden biri de Beren Saat’ti, bu minyon, sade, şık genç bayanın ekranda nasıl şuh bayana dönüşebildiğine hâlâ inanamıyorum!
Ortada çok tanıdık yüz vardı fakat kim bilir hangi diziden, hangi sinemadan, ben tanıdıklarımın bile isimlerini yanlış yazıyorum, korkuyorum yeniden yanlış yaparım diye lakin sonra pişman oldum, içlerinde Bensu Soral, Belçim Alım, Ece Sükan, Ehil Dikinciler, Müge Boz, Zerrin Tekindor da varmış, göremedim, tanıyamadım! Bensu Soral çok hoş diye merak ediyordum oysa! Bayanlar geceye hazırlanmıştı, şık giyinmiş, süslenmiş, erkekler çoğunlukla boş vermiş şıklık içindeydi. Yani boş vermişlerdi! Kenan Doğulu’nun performansı, gördüklerimin en güzeliydi, son vakitlerde en çok aranan isimlerden. Halay çekilmedi natürel lakin herkes kurtlarını döktü, partiledik. Yeni dönem herkese iyi olsun. Hamlet’i merak ettik artık, doğal ki izleyeceğim. Ancak bu özel kanallar bu türlü havalı başlıyor, davetlere filan çok para harcıyor, sonra kalıcı olamıyor diye düşünmeden de edemedim. TV, sinema çok kıymetli, kalıcı olması için iyi yönetilmesi gerekiyor, bunu da düşünüyorlardır umarım, Cem Aydın kaçtıysa, bilemiyorum!
Cumhuriyet
