CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak’ın konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:
UCUBE REJİM, SARAY DIŞINA HAYIR GETİRMİYOR
Ülkemiz, 2 buçuk yıldır dünyada tek bir örneği olmayan, ‘ucube saray rejimi’ tarafından yönetiliyor. Bu 2 buçuk yılda şunu açıkça gördük; bu ucube rejim, küçük bir saray sosyetesi dışında hiç kimseye hayır getirmiyor. Yaşadığımız haksızlıklardan, hukuksuzluklardan, milletin yağmalanan kaynaklarından, kokusu arşa çıkan yolsuzluklardan, devlette yok olan liyakatten, yapılan ikiyüzlülüklerden, aldatılmışlıktan, terk edilmişlikten, yaşadığımız krizlerden ve içine girdiğimiz buhrandan, bu ucube rejimin ne olduğunu artık biliyoruz.
UCUBE SARAY REJİMİ, 39 LİRAYA TALİM ETTİREN TERTİPTİR
Ucube saray rejimi; on binlerce yer ve iş yeri kapalıyken, müzisyenlerimiz ‘açım’ diyerek canına kıyarken, kahraman sıhhat çalışanlarımız, ailelerinden uzak, uykusuz, kumanya peşinde koşarken, saray sosyetesine çalgılı, müzikli, türkülü kuş sütü eksik sofraları kurduran sistemin ismidir. Ucube saray rejimi, milletimizin çift diplomalı evlatları tek bir iş bulamazken, uydurma diplomalı saray beslemelerinin, dört başka yerden maaş aldıkları tertibin ismidir. Ucube saray rejimi, beş yandaşa, milletin geçmediği yol, tünel, köprü, uçmadığı havaalanı için avroyla, dolarla milyarları öderken, bunların milyarlarca liralık vergi borcunu silen, milyonlarca işçimizi, günde 39 liraya talim ettiren nizamın ismidir.
UCUBE SARAY REJİMİ SEBEP, İŞSİZLİK SONUÇTUR
Taban fiyatın ortalama fiyat olduğu bir ülkede, TÜİK’in hesapladığı bu sayı zulümdür. Bu zulmün sebebi ise ucube Saray rejimidir. Minimum fiyat en az 3 bin 100 TL olmalıdır. Marketlerde, bebek mamalarına, tıraş bıçaklarına, 5 litre ayçiçek yağına bile alarm takılır hale geldi. Takılan bu alarmlar, yaşanan derin ekonomik krizin alarmıdır. Ucube saray rejimi sebep, milleti çaresizliğe düşüren ekonomik kriz sonuçtur. Ucube saray rejimi sebep, işsizlik sonuçtur. Bu ucube rejimle, Ülkemizdeki toplam işsiz sayısı 12 milyonu aştı. İşsizlerimizin sayısı, 118 ülkenin nüfusunu geçti. Bıraktık işsizler ordusunu, işsizler ülkesi olduk. Ucube saray rejimi sebep, yandaş kayırma sonuçtur.
YANDAŞA BALLI BÖREK, MİLLETE KURU EKMEK
Bugün tüm dünyanın en büyük 10 şirketi içinde Türk şirketleri var mı? Yok! Dünyada en çok teknoloji üreten 10 şirket ortasında bir tane Türk şirketi var mı? Yok! Dünyada en süratli büyüyen 10 şirket ortasında Türk şirketleri var mı? Yok! Lakin dünyada devletten en çok ihale alan 10 şirket ortasında, Türkiye’den beş müteahhit birden var. Bu müteahhitlerin hangileri olduğu ise hepimizin malumu… Yeniden bunların yaptığı fakat milletin geçmediği köprüler, yollar için milletin cebinden, önümüzdeki üç yılda 109 milyar lira çıkacak. Bu ucube rejimde prensip belirli; yandaşlara ballı börek, millete ise kuru ekmek.
SARAY REJİMİ SEBEP, YÜKSEK FAİZ SONUÇTUR
Bugün, gençlerimizin yüzde 64’ü’ karın tokluğuna, yol parasına çalışmaya razı. Ülkenin umudu gençlerimiz için Ülkemiz umut olmaktan çıktı. İşte bu nedenle; ucube saray rejimi sebep, ümidini kaybetmiş gençlerimiz sonuçtur. Saray’ın kibirlisi; ‘faiz sebep, enflasyon sonuçtur’ diye, damadıyla birlikte, milletin 128 milyar dolar döviz rezervini har vurup harman savurdu. Elde, avuçta döviz kalmayınca da sıcak paracılara teslim bayrağını çektiler. Demediğini bırakmadığı faiz lobilerine ‘aman biz ettik, sen etme’ demeye başladılar. Evvel damadın kellesini verdi. Sonra TCMB faizini 475 baz puan artırdı. Yetmedi, pandemi nedeniyle artırılan taksit sayıları azaltıldı, krediler daraltıldı. Tekrar kesmedi, dün de TCMB faizleri tekrar 200 baz puan artırdı. Anlaşıldı ki ucube Saray rejimi sebep, yüksek faiz sonuçtur.
BU MU YERLİLİK, ULUSALLIK
Yeni Merkez Bankası Başkanı’nın koltuğuna oturduğu gün, Londra’daki bir faiz baronu, bir sıcak paracı, Türkiye’ye 1 milyon dolar getirip parasını devlet tahviline yatırdıysa, bu para bugün 1 milyon 119 bin dolara çıktı. Birebir parayı borsaya yatırdıysa, bugün bu para 1 milyon 300 bin dolar oldu. 46 günde dolar cinsiden; tahvilden elde ettiği çıkar yüzde 12. Borsadan elde ettiği çıkar yüzde 30. Memleketler arası tefeciler, sıcak paracılar, bu türlü bir vurgunu öteki hiçbir ülkede yapamaz. Bu mudur yerlilik? Bu mudur ulusallık? Bugün, ‘benim alanım ekonomi’ diyen Saray’ın kibirlisi lisanını yuttu. Faizle ilgili ağzından tek kelam çıkmaz oldu. Sayın Erdoğan, Siz ne vakit, yüksek faizci neo-liberallerin safına katıldınız? ‘Faiz kudurunca dükkânı yer’ derler… Sıcak paracılara bol bol verilen bu faizlerin, bu çıkarların faturası, dönecek dolaşacak, millete çıkacak.
KANALİZASYON BORUSU DÖŞEDİLER
İngiliz’in faiz baronu malı götürürken, olan emekçi Ali’nin, çiftçi Veli’nin ekmeğine olacak. Bunu nerden mi biliyoruz? 18 yıllık AK Parti iktidarlarının uygulamalarından. Milletin cebinden, faiz lobilerinin kasasına hortum döşediler. Ufak ortağının bir vakitler dediği üzere, ‘Ne hortumu… Kanalizasyon borusu döşediler.’ Türkiye’nin son 18 yılda; yalnızca dış borçlar için ödediği faiz 181 milyar dolar. Tıpkı periyotta devletin hem içeriye hem dışarıya yaptığı, faiz ödemeleri ise 493,2 milyar dolar. Eloğluna ödenen bu paralar, milletin ekmeği, rızkı, alın teri…
ANAYASA RAFA KALKTI
Ucube saray rejimi sebep, adaletin çökmesi sonuçtur. Ucube saray rejiminin düğmesine basıldığı 2014’ten bu yana, Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 48 sıra geriledik. 128 ülke içerisinde 107. sıraya düştük. Burada birebir ligde olduğumuz ülkeler, Mali, Nijerya, İran, Angola, Gine… Artık ortada uygulanan bir Anayasa kalmadı. Daha evvel üç kere başka farklı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuran Saray’ın kibirlisi, Bugün AİHM kararını tanımadığını söylüyor. Bu, Anayasa’yı rafa kaldırmaktır. Anayasayı tağyir, tebdil ve ilga etmektir. 1954’ten bu yana akıp, giden bir ırmağın tarafını değiştirmektir. Türkiye, 1954’te Avrupa İnsan Hakları Mukavelesini imzalayarak, taraf oldu mu? Oldu. 1987’de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ferdi başvuruyu kabul etti mi? Etti. Artık bir karar verin Sayın Erdoğan… Bir taraftan hukuk ıslahatı, öbür taraftan ‘Yüzünü Avrupa’ya dönme’ laflarını ederken, AİHM kararını tanımadığınızı söylerseniz, size kargalar bile gülmez. Hukukun ve Anayasa’nın askıda olduğu ülkede, itimat olmaz, yatırım olmaz, iş olmaz. Hukukun askıda olduğu ülkede, ekmek de askıda olur.
BIONTECH İLE NEDEN MUKAVELE İMZALANMIYOR
Hani Çin aşıları 11 Aralık’ta gelecekti ve bugünlerde millete aşı yapılmaya başlanacaktı. Dün anlaşıldı ki aşıların yapılmaya başlanması Ocak ortasını bulacak. Lakin İngiltere, ABD, Kanada, Rusya, Suudi Arabistan, Bahreyn, İsrail, Kuveyt, Katar, Sırbistan, İsviçre üzere ülkeler vatandaşlarını aşılamaya başladı. Çin aşısı neden gecikti? Makul bir açıklama yok. Artık aşının rötarlı geleceği söyleniyor. Türk bilim insanları Almanya’da aşıyı buldu. Milletimizin gururu oldu. Türk bilim insanı, ‘Türkiye için kâfi doz depoladık, görüşmeler hala sürüyor, umarız kısa müddette mutabakat imzalayabiliriz’ diyor. Neden bu kontrat bir türlü imzalanamıyor? Yoksa çarkların dönmeye başlaması için yağlanmasına mı muhtaçlık var?
ÖRGÜTLENMEYE TRUVA ATI
Şu anda Meclis’te görüşülen, Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesi Yasa teklifi var. Bu teklif, derneklerimizi ve sivil toplum örgütlerini, hizaya getirmeyi amaçlayan kararlar içeriyor. Çok açık söylüyorum. Bu teklifin birtakım unsurları, demokrasimize yöneltilmiş “kitle imha silahıdır”. İçişleri Bakanı’nın bir kararıyla, beğenilmeyen, makbul görülmeyen derneklerin, mal varlıklarına kayyum atanmasının yolu açılmaktadır. Tekrar avukat-müvekkil alakalarının kapalılığı ihlal edilmekte, avukatlar muhbirliğe zorlanmaktadır. Tekrar ediyorum. Bu düzenleme, demokrasimize karşı bir “kitle imha silahıdır”. Örgütlenme hürriyetinin içine sokulan, bir Truva atıdır.
Öztrak, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı:
KÜRT PROBLEMİNDE TAHLİL YERİ MECLİS’TİR
Öztrak, “Çözüm sürecine ihtimal veriyor musunuz” sorusuna, “Bundan evvelkilerde de söyledik. Zımnî görüşmelerin milletimizin sıkıntısına derman olması mümkün değildir. Şayet Kürt sorununda tahlil aranıyorsa bunun yeri Meclis’tir. İktidarın, muhalefetin tüm partilerin belli uzlaşması ile gelecektir” cevabı verdi.
ARŞİVLER PALAVRA SÖYLEMEZ
Bahçeli’nin “Millet İttifakı’na bağlıyız” demesine karşın Genel Merkezi’nde müze stantta 17/25 Aralık ile ilgili kitapların olması hakkında Öztrak, “Arşivler değerlidir. Bilhassa siyasi partilerin arşivleri pahalıdır. Kelam uçar, yazı kalır. Arşivler, kimin arşivi ise o kurumun nereden nereye geldiğini pek hoş ortaya koyar. Arşivler palavra söylemez” diye yanıtladı.
SİNEKLE GÜREŞEMEYECEK DURUMDA
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Hamza Yerlikaya’nın düzmece diploması hakkındaki sessizliğe ait Öztrak, “İnönü’nün çok hoş lafı var. ‘Önemli olan iktidarda değil, prestijde kalmak.’ Kıymetli olan milletin gönlünden ve gözünden düşmemektir. Yerlikaya, bir şampiyon pehlivandı, milletin gözünde yer etmişti. Keşke sarayın gözüne girmek yerine, milletin gönlünde kalmaya devam etseydi. Bu ucube saray rejimi koskoca cihan pehlivanını, bir sinekle güreşemeyecek durumuna getirmiştir” dedi.
“CHP milletvekiline şantaj yapıldığı argümanları yanlışsız mudur” sorusuna Öztrak, şu cevabı verdi:
“Arkadaşımız gerekli hata duyurularında bulunmuştur. Soruşturmanın kapalılığı temeldir. Bu çerçevede yürümektedir. Gözaltına alınanlar vardır. Yurtdışı kontakları vardır. Bu mevzuyu ihbar eden, kabahat duyurusunda bulunan da bizim milletvekili arkadaşımızdır. Milletvekillerimizin bu tıp senaryolara kurban edilmesi kabul edilebilir değildir.”
Cumhuriyet
