CHP’li 10 büyükşehir belediye lideri su, kuraklık ve iklim değişikliği bahislerini İzmir’de masaya yatırdı.
Yayınladıkları manifestoda en dikkat cazip kısım ise “Su Kanunu” hazırlanıp yürürlüğe konulması talebiydi.
Yeraltı sularının çekilmesi, ırmak ekosisteminin bitme noktasına gelmesi ve sulak alanların korunamaması üzere birçok değerli hususun gündem gelmesi ümit verici bir gelişmeydi.
Vatandaş olarak her yıl yaşadığımız “Bu sene yağmursuz geçti. Sanki sularımız yetecek mi?” kabusunun son bulması ismine düzenlenen bu çalıştay çok olumlu.
Yalnızca ülkemiz değil dünyamız kuraklık ve susuzluk ile uğraş verirken güçlü ve yeni su siyasetlerinin oluşturulmasının vakti neredeyse geldi geçiyor.
Bilhassa devletlerin tabiatla yaptığı inatlaşma önemli sorunlar teşkil ediyor.
Örneğin İstanbul’da yapılması düşünülen “Kanal İstanbul Projesi” suyun doğal döngüsüne ziyan verebileceği için buna en iyi örnek.
Öbür yandan tarım kesiminde de acil bir dönüşüm olmalı, ziraî sulamada yaşanan büyük su israfının önüne derhal geçilmelidir.
Susuzluğu mukadderata bağlayarak geçen her dakika geleceğimiz altına yerleştirilmiş bir dinamittir.
Unutmayın! Dünya nüfusunun üçte biri tatlı suya erişimde külfet çekiyor.
Acil olarak önlem alınmadığı takdirde 2030 yılında erişim badiresi toplam nüfusun üçte ikisine ulaşacak.
Hem dünyamızın hem de ülkemizin kısa vakitte alacağı kararlar ve uygulayacağı tahliller geleceği kurtarma ismine atılacak büyük bir adım olacaktır.
Bu nedenle İzmir’de düzenlenen bu çalıştayı çok değerli buluyorum.
Farkındalık yaratma ve geleceği kurtarma ismine atılmış büyük bir adım olarak değerlendiriyorum.
Şu bir gerçek ki: Suyun kullanımı ve tüketimi vazgeçilmez bir insan hakkıdır.
Su, yeryüzünün en büyük zenginliği ve hayatın olmazsa olmazıdır.
Suyun gelecek yarım yüzyılda kıymet olarak petrolün yerini alması olasıdır.
Suyu gereksiz kullanmakta beşere ve insan haklarına yapılmış en büyük sabotajdır.
Su tasarrufu bizler için ne kadar gerekliyse geleceğimiz için de bir o kadar kıymetlidir.
Evet, bunların hepsi yanlışsız.
Pekala ne yapmalıyız?
Bu çalıştay sorunun karşılığı konusunda kıymetli yer tutuyor.
Büyükşehir Başkanları’nın yayınladıkları manifesto sonrası devleti de içerisine alan süratli ve gerçekçi adımları atması gerek.
Su sorunu inanın çok kıymetli bir sorundur.
Kuraklığın, susuzluğun olmadığı bir dünya hayali de el birliğiyle sularımızı korumaktan geçmektedir.
Aksi halde hem insan jenerasyonu için hem de dünya üzerindeki tüm canlılar için büyük bir felaket senaryosu kapıda beklemektedir.
Cumhuriyet
