Türkiye’de birinci COVİD-19 hadisesinin açıklandığı 11 Mart’tan bu yana on binlerce sıhhat çalışanı virüse yakalanırken, 101’i tabip toplamda 278 sıhhat çalışanı Covid-19 sebebiyle hayatını kaybetti. Dünyada 130’un üzerinde ülkede, Covid-19’un sıhhat çalışanları için “meslek hastalığı” olarak ilan edilmesine rağmen Türkiye’de bu hususta bir yasa hazırlanmamış olması yansılara neden oldu. Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve binlerce sıhhat işçisinin davetinin akabinde harekete geçen CHP, “Virüse maruz kalan sıhhat çalışanlarının meslek hastalığı kapsamına alınabilmeleri amacıyla” verdikleri Meclis Araştırması Önergesi’nin Genel Kurul’un bugünkü gündemine alınması için Küme Önerisi sundu.
‘HALKIN MİNNETİ SOMUTLAŞTIRILMALI’
CHP kümesi ismine konuşan Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, “Bu bir savaş, dünya topla, tüfekle değil; bilimle, akılla ve gerçek yönlendirmeyle bu savaşı kazanmaya çalışıyor. Ancak dünyanın her yerinde olduğu üzere ülkemizde de bu savaşın öncü güçleri sıhhat işçileri. Sıhhat işçileri en kritik ortamda, büyük bir risk alarak çalışıyor. Binlerce sıhhat işçimiz o savaşta öncü güçtü, fedakârlık yaparak hastalığa yakalandılar ancak daha dinlenmeden, daha bedenleri toparlanmadan tekrar âdeta cepheye sürüldüler ve uğraş ettiler. Bu halkın sıhhat çalışanlarına karşı bir minnet duygusu var ve bu Parlamento bu minnet hissini somutlaştırmak zorunda” dedi.
‘SÜREÇ SULANDIRILIYOR’
TBMM’de Covid-19’un “meslek hastalığı” olarak kabul edilmesi için 10’un üzerinde teklifin bekletildiğini anımsatan Bingöl, “Sağlık Kurulu Lideri mutabakatın olduğunu ve olumlu bir görüş beyan etti. Cumhurbaşkanı da bu mevzuda kanısını açıkladı lakin gelin görün ki birkaç gün geçti, bir genelge yayınlandı Sıhhat Bakanlığı tarafından. Akıllara ziyan bir genelge. Genelgenin içeriğinde hastalıkla illiyet bağı aranıyor; görev malulü sayılmak isteniyor. Bu iktidarın bir hali var, bu cins olaylarda iki yaklaşım gösteriyor: Ya vakte yayıp çürütüyor ya da ipe un serip sulandırıyor. Artık işte meslek hastalığıyla ilgili yapılmak istenen de bu; sulandırılıyor” diye konuştu.
SIHHAT İŞÇİLERİ NASIL İSPAT EDECEK?
Sıhhat Bakanlığı’nın genelgesindeki ayrımcı tavra reaksiyon gösteren Bingöl şöyle konuştu:
“Şimdi illiyet bağı aranıyor da ya, bu türlü bir anlayış olabilir mi? ‘Hasta olan sıhhat işçisi, hastalığını yani o virüsü çalıştığı ortamda kaptığını ispat edecekmiş.’ Sıhhat Bakanlığı bu türlü bir şeyi tespit edecek bir prosedür mi buldu, bizim haberimiz yok. Nasıl bu türlü bir şey olabilir? O sıhhat işçileri yalnızca konut ile hastane ortasında mekik dokuyor. Sinemaya, tiyatroya mı gidiyorlar; seyahate mi çıkıyorlar? Nedir bu anlayış? Nedir bu aymazlık? Burada yapılması gereken, eğip bükmeden, sağa sola yönlendirmeden, bu, meslek hastalığıyla ilgili kanunun hemen yerine getirilmesi gerekiyor ve hatta geriye dönük işletilerek. Kahraman ilan ettiğiniz, balkonlarda alkışladığınız sıhhat işçileri bunu hak etmiyor. Sıhhat işçilerine yapabileceğimiz, mütevazi bir manada, yalnızca ve yalnızca, bunu meslek hastalığı saymak. Bunun yok sayılmasının ya da illiyet bağıyla açıklanmasının hiçbir halde izahı yoktur. Yapmamız gereken bir tek şey var, bir tek şey: Hızla kurulda görüşüp Genel Kurul’a indirip bunu sonlandırmak.”
‘İKTİDAR KASAYI PATLATMIŞ ONUN İÇİN BU TÜRLÜ KAÇAK OYNUYOR’
Bingöl, iktidarın sıhhat işçilerine yönelik tavrına reaksiyon göstererek “Bakın ‘devlet büyüktür’ diyoruz, ‘devlet öder’ diyoruz lakin şayet devlet bunun ilacını, aşısını, testini ödeyemiyorsa o vakit bir şey var; bu iktidar bu ülkenin kasasını patlatmış ve ülkenin bütün hazinesini yok etmiş, ödeyecek parası yok. Ülkeyi iflas ettirmiş, onun için bu türlü kaçak oynuyor” dedi.
CHP’nin küme önerisi iktidar bloğunun oyları ile reddedildi.
Cumhuriyet
