Çimentoda ihracat kısıtlaması da çözüm olmadı, yapı müteahhitleri eyleme başladı
Çimento bölümü ile uzun vakittir uyuşmazlıklar yaşayan İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) grev kararını uygulamaya koydu. Konfederasyona bağlı 50 vilayette grev daveti yapılırken sendikaların korkusu ise grev sürecinde emekçi mağduriyetinin oluşması. DİSK Yapı-İş, emekçi haklarında mağduriyetler yaşatılmaması konusunda müteahhitlere açık davette bulundu. Grev kararına rağmen çimentocular fiyatlara yönelik sessizliğini koruyor.
REKABET KURUMU’NA REAKSİYON
Grev duyurusunu yapmalarının akabinde bile artırımların devam ettiğini belirten İMKON Lideri Tahir Tellioğlu, 50 bin şantiyede 24 Eylül’e kadar iş durduracaklarını söyledi. Son dakikaya kadar bir uzlaşma daveti beklediklerini aktaran Tellioğlu, “Ama ne çimentocular ne de kamu tarafından rastgele bir biçimde bizimle irtibata geçilmedi. Rekabet Kurumu’ndan ve Ticaret Bakanlığı’ndan müdahale bekliyorduk fakat olmadı. Rekabet Kurumu vazifesini yerine getiremedi. TOBB ve ticaret odalarını da krizi çözmek için misyona çağırıyoruz. Bir adım atılmazsa grev müddetini uzatabiliriz. Vatandaş mağdur olsun istemiyoruz. Biz de birinci etapta 30 vilayette 20 bin şantiye ile greve başladık. Yarın prestijiyle 20 vilayetten daha dayanak geleceğini ve 50-60 bin şantiyeye ulaşacağımızı öngörüyoruz” dedi.
EMEKÇİ MAĞDUR OLMASIN
İHRACAT KISITLAMASINA İSTİHDAM SOPASI
Grevin başlamasına karşın rastgele bir açıklamada bulunmayan çimentoculara TİM Lideri İsmail Gülle, iç piyasadaki talebi de göz önünde bulundurmaları gerektiğini, aksi halde enflasyonist baskının devam edeceğini hatırlatmıştı. Gülle İhracat kısıtlamasının kabul edilemez bir durum olduğunu da vurguladı. Türkçimento İdare Heyeti Lideri Fatih Büyüklük ise genel şura konuşmasında ihracat kısıtlamasına değinerek “Sektörde istihdam sürekliliği, ihracat sayesinde sağlanıyor. İstihdamımızın devamı, bizler için en kıymetli önceliklerimiz ortasında yer almaktadır. Dalın hali hazırda 30-35 milyon ton kapasite fazlasının olduğu bir periyotta çimento ihracatına kısıt getirilmesini istemek, öbür bir tabirle ekonomimize sağlanacak katma bedelin gözetilmemesi, ülke kaynaklarının atıl bırakılması manasına gelmektedir. Bu durum ayrıyeten ülkemizde ihracat odaklı faaliyet gösteren yabancı sermayeyi de olumsuz etkileyecektir” diye konuştu.
Cumhuriyet
