Cinsel saldırıya uğrayan 15 yaşındaki çocuğun kısılmak istenen çığlığı: ‘Sesimi duyun’

Balıkesir’de yaşayan 15 yaşındaki kız çocuğu E.D. geçen yıla kadar 4 yıl boyunca dedesi tarafından cinsel akına uğradığını dün toplumsal medyada yaptığı paylaşımlarla lisana getirdi.

‘SESİMİ DUYUN’

Yaptığı paylaşımlarla sesini duyurmaya çalışan çocuk, fail dedenin bir buçuk yıl cezaevinde kalmasının akabinde tahliye edildiğini söyledi. ‘Sesimi duyun’ davetiyle toplumsal medyada adalet arayışına giren E.D. birinci mahkemede akrabaları tarafından tehdit edildiklerini ve tabirlerini geri çekmek zorunda kaldıklarını da belirtti. Bu olayların akabinde süreci ve mahkeme münasebetini öğrenmek gayesiyle avukatına ulaştığımızda avukat görüşme talebimizi reddetti. E. D. ‘sıkıntılı geçirdiğimiz bugünlerde adalete güveniyoruz hatalıların hak ettikleri cezayı alacaklarına inanıyoruz’ dedikten sonra kamuoyu oluşturan tüm paylaşımlarını tıpkı günün akşamında sildi.

KAYGI VE TEHDİT

Canan Güllü, “Cesaret bulan 15 yaşlarındaki bir çocuğun faili ifşa etmesi çok değerli. Yargı yoluna gitmeyi ve desteklenmeyi istiyor.” dedi. Avukatının bizimle görüşmeyi kabul etmediğini söylediğimizde, “bana Türkiye’nin tablosunu çizdiniz işte!” cevabını verdi. Kelamlarına, “Bu ülke, İç Anadolu bölgesinde; kızların yaşını büyüterek ve istismara uğramadığı söylenilerek evrakların düştüğü, avukatların da bu hususta yardım ettiği bir ülke. Tüm bunların içinde, kendi hamasetiyle ve annesini de inandırarak hukuk yoluna da gitmişler. Muhakkak, 31 yıllık çalışmamın getirdiği eminlikle konuşuyorum. Anne de tehdit edilmiştir çocuk da… Ve üstü de kapatılmaya çalışılmıştır.” diye devam etti.

‘KAYBETTİĞİMİZ NOKTAMIZ’

“Buradaki en kıymetli nokta ki kaybettiğimiz noktamız, hukukun çocuğun yanında olmayışı… O çocuğun söylediklerini dikkate almadan, yanılgılar yapıyorlar. Çocuğun, ruhsal rehabilitasyon tablosunu çıkaracaksınız. Nedir? Ne olmuş? Ruhunda, benliğinde ne değişmiş? Bunları aslında olduğu üzere anlatacak. Çocuğu tekraren yargılamadan, tek düstur üzerinden sürecini yapmanız ve ilerisi için de inançlı ömür garantisini vermeniz gerekiyor. Lakin ne deniyor? ‘Sen iftira attın.’ Yani böylesine yapının olduğu bir yer burası.”

ÇOCUKLARA İNANMAK ZORUNDAYIZ

Çocuk neden palavra söylemez?

“Çünkü yaşamadığı bir tecrübe var. Görmedikleri şeyi hayal dünyalarından böylesine gerçek anlatamazlar. Davaya bakın. Olayın yaşandığı devir, hangi devir? Ne vakit cüret edip yargıya gitti? Kaç yaşındaydı? Biz çocuklara inanmak zorundayız. Çocuk Hakları Kontratlarında, çocuk eğitimlerinde de belirtiliyor. İstismarda yapabileceğimiz öncelikli şey çocuklara inanmak. Çocukların bu beyanından sonra devreye pedagoglar giriyor esasen. Şayet benliğinde yaşanan değişimler varsa çabucak ortaya da çıkıyor. Akabinde yargı yolu. Çocuk hakları konusunda çalışmış avukatların atanması ve pedagoglardan takviye alınması gerek.

‘ONU KORUMAK BİZİM VAZİFEMİZ AMA’

İçinde fırtınalar yaşamış. O fırtınanın rüzgarına kapılarak çocuk bunu paylaşmak istemiş. Kapının ardında duran tehditlerin kurbanı olmuştur. Onu korumak bizim misyonumuz ancak en kıymetlisi Aile Bakanlığı’nın, Adalet Bakanlığı’nın yani yargının vazifesi. Ben bu paylaşımların silinme sebebinin endişe ve tehdit olduğunu düşünüyorum. Geçmiş periyotta de yargılanmaya kadar giden bir süreç olmuşsa bugün art planda mutabakatlar var. Bu biçim olaylar ve inanmayan aile fertleri o denli çok karşımıza çıkıyor ki. Burada , belli gelenek kümelerinde ‘atalarımız’ dediğimiz büyüklük olgusu devreye giriyor.”

‘EĞER TAKVİYE GÖRSEYDİ TOPLUMSAL MEDYADAN DAYANAK İSTEMEZDİ’

Bu olaydan tüme varım tekniğiyle Türkiye değerlendirmesi yapabilir miyiz?

“Türkiye’de uçkuru beyninin içinde gezen erkek yapısı ve cinselliğe aç bir toplum var. Öylesine aç ki bilhassa birtakım yörelerde istismarı kendilerine hak olarak gören zihniyetler var. Bu olayın içerdiği sonuca baktığımızda, yaşananlar mahkemeye taşınıyor. Kanıtlara haiz olduğunu söylüyor ve tweet üzerinden her şeyi anlattığı bildiriler siliniyor. Burada ne olmuştur? Tehdit edilmişlerdir. Kendisini yargıda temsil eden avukattan dayanak görmemişlerdir. Şayet takviye görseydi toplumsal medyadan dayanak istemezdi. Burada yalnızlık var. Burada çaresizlik var. Burada çocuk aklıyla çıkış yolu arama var. Bu olay, adaletin işlemediği profili de ortaya koyuyor. Buradaki süreç paylaşımların silinmesine karşın emeline ulaşacaktır. Hepimiz olayın üzerine gideceğiz ve belgelerin içeriğini öğrenme noktasında ayrıntıları yan yana koyup tabloyu ortaya çıkaracağız.

YARGI FAİLE YARDIM EDİYOR

Cinsel istismarlar azalacağı yerde artma eğiliminde… yargının faillere yardım ettiği sonuçlara geldik. Yargının, istismarın üstünü örttüğü bir periyottan geçiyoruz. Tam da bu devirde, yaklaşık üç ay evvel cinsel istismar hatalarında isimli sicil istatistikleri kapatıldı. Hala daha kapalı. Cinsel istismar hadiselerinde isimli sicil istatistiklerini alamıyorsunuz. Zira artış var. İfşa eden çok ancak yargı, önleyici model olarak ifşa edenleri dikkate almıyor. Üstünü kapatıyor. Nereden tutarsanız elinizde kalıyor işte… “

Cumhuriyet