Ahmet Davutoğlu, KRT’de Bora Erdin’in sunduğu “Paradoks Özel” programında gazeteciler Fikret Bulut ve İbrahim Kahveci’nin sorularını yanıtladı.
Gara operasyonunun iktidar tarafından siyasi gereç yapıldığını tabir eden Gelecek Partisi Genel Lideri Davutoğlu, şunları söyledi:
“Şöyle bir şey var. Bu dedi; ‘Kazan kazan olabilecek bir şey. Yani operasyonu yaparız; başarırsak esasen büyük bir itibar kazanırız ve bütün kaybettiğimiz puanları geri toplarız. Ekonomik birtakım sorunların yahut gündemdeki bahislerin üstü bir süre ertelenir. Başarısız olursa bütün cürmü muhalefete yükleriz, Türkiye’de harika bir ortam oluşturup, siyaseti tekrar dizayn etme uğraşı içine gireriz.’ Birincisi olmayınca ikincisine yöneldiler. Daha haber düştüğü anda, herkesin adil olması lazım.
Şehitlerimizin haberi düştüğü anda çabucak hemen bütün siyasi başkanlar ben de dahil, çabucak kınama yayınladık. Hem de direkt terör örgütüne lanet yağdırarak kınama yayınladık. Bu bahiste muhalefet gecikmiş değil. Hatta, öteden beri devletin benimsediği bir tavır vardır, çoklukla terör örgütünün ismi verilmez.
Dünya uygulamalarında da öyledir, bizde de öyledir. Terör örgütünün ismini vererek propaganda yapmazsınız. Bu sefer de ‘terör örgütünün ismini vermedi’ diye suçlandı muhalefet. Ancak bu açıklamayı yaptılar.
Daha bir şey aşikâr olmadığı anda, sivil mi kaçırılanlar mı aşikâr olmadığı anda yaptık biz bu açıklamayı. Bu hususta tereddüt yok. Allah aşkına hangi siyasetçi terörü müsamahakar gösterecek bir durumun içinde kalabilir ki. Siyaseti bitmiştir o vakit.
“YETKİLERİN HEPSİNİ BEN KULLANAYIM, BENDEN ÖTEKİ HERKES SORUMLU OLSUN”
Bu planlamayı kim yaptı? Bunu sormak bizim hakkımız. Sormak da hata değil. Soran kim olursa olsun. Ana muhalefet önderi olur, öbür siyasi önderler olur, sivil toplum olur, basın olur. Siz karşılık vereceksiniz. Hani Pir Edebali’nin öğütleri var ya artık Kuruluş dizisini izleyip siyasi birtakım paralellikler kurmak var, fakat Pir Edebali ne diyor? ‘Şimdi öfkelenmek bize, sabır sana’ diyor. Devlet adamları bağırmaz, çağırmaz.
Sayın Kılıçdaroğlu’na dönük olarak söylediği ağır sözler. Yahut diğerlerine dönük. Gerçek değil. Sorulacak. Siz de bu süreçlerden geçerek karar alacaksınız. Ve hesap vermeye hazır olacaksınız. Yetkilerin hepsini ben kullanayım lakin sorumlu ben olmayayım. Benden öbür herkes sorumlu olsun… Bu olmaz.
“BAHÇELİ VE PERİNÇEK İKTİDAR GÜCÜNÜ KULLANIYOR”
Bunun bedelini ben ödediğim için. Daima şu sorulurdu: ‘Nihai yetki sizde mi olacak bizde mi olacak?’ Ben de daima şunu söyledim: ‘Benim hesap vereceğim yerlerde bende olacak, sizin hesap vereceğiniz yerde sizde olacak. Aksi takdirde olmaz.’ Artık de Erdoğan birebir şeyle karşı karşıya. Hesabı o veriyor muhakkak yerlerde.
Sorular daima ona soruluyor. Lakin aslına bakarsanız birçok kullanılan yetki, engellemeler sayın Bahçeli’de. Hesap sorulmuyor lakin Bahçeli iktidar yetkisini kullanıyor. Hatta Doğu Perinçek kullanıyor iktidar gücünü.”
“BAHÇELİ BU İŞİN DE YOKSULLUĞUN DA YOLSUZLUĞUN DA PARÇASI”
Ahmet Davutoğlu, MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli’nin “Gara’da sorumlu aranıyorsa biz de varız” biçimindeki kelamları ile ilgili “Tamam Bahçeli de kesimi bu işin. Yoksulluğun da yolsuzlukların da kesimi. Hepsi kesimi. Halkın çektiği yoksulluktan kendinizi dışarı koyamazsınız, bu iktidara takviye veriyorsanız” dedi.
“BU OPERASYON DEVLETİN PRESTİJİNİ SARSMIŞTIR”
Gelecek Parti Önderi Davutoğlu, Gara operasyonuyla ilgili sorular gündeme getirildiğinde karşılarına çıkan “Devleti suçlayamazsınız” mantığının yanlış olduğunu söyledi. Davutoğlu, “Kimse devleti suçlamıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin prestiji bizim prestijimiz. Lakin bu operasyon dahi devletin prestijini sarsmıştır. Devlet Bahçeli bunu düşünmeli” diye konuştu.
“TERÖR ÖRGÜTÜNDEKİ İHTİLAFLARI KULLANARAK VATANDAŞLARIMIZI KURTARMAYI DENESEYDİNİZ”
Ahmet Davutoğlu, TBMM Ulusal Savunma komitesi Lideri, AKP Sivas Milletvekili İsmet Yılmaz’ın, Osman Öcalan’ın TRT’ye çıkartılması için yaptığı, “devletin terör örgütündeki ikilikleri kullanmasının devlet aklının gereği olduğu” açıklamasına da reaksiyon gösterdi. Davutoğlu; şunları söyledi:
“O vakit da savundu Öcalan’ın çıkmasını zira seçim kazanacaktı. Kimse duymadan Öcalan’dan mektup alıp seçim kazanacağınıza, Öcalan’a baskı yapıp, kastedilen terör örgütü ortasındaki ihtilafları kullanarak bu vatandaşlarımızı kurtarmayı deneseydiniz. Yani seçim kazanmayı denemek yerine. Devlet aklı bunu gerektiriyorsa, demokrasi aklı da bunu sormayı gerektirir. Demokrasi hakkı, vatandaşın bilme hakkı, birinin bunu çıkıp izah etme mecburiliği var.”
“YAS İLAN ETMEDİĞİ ÜZERE COŞKULU, KAHKAHALI BİR KONGREDE, ŞEHİT ANNESİNİN HIÇKIRIĞINI DÜNYAYA DİNLETİYOR”
İktidarın Gara’daki şehitler için yas ilan etmemesini de sert sözlerle eleştiren Davutoğlu, bununla ilgili olarak da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Dışarıda dost bir ülkenin lideri vefat ettiğinde ya da içeride bir olay yaşadığınızda ilan ettiğiniz yas vardır. Sizin kendi çapınızda, bizim kendi çapımızda ilan ettiğimiz yas vardır. Cumhurbaşkanı yas ilan etmediği üzere bir gün iki gün sonra çıkıyor Rize’de, pandemi koşullarında son derece coşkulu ortada kahkahaların da atıldığı, iltifatların yapıldığı, ‘Çayeli’ne geleceğiz, çay içeceğiz’ üzere karşılıklı tebessümlerin olduğu bir şehit annesinin hıçkırıklarını dünyaya, Türkiye’ye, milyonlarca ekranları başında oturan milyonlara duyuruyor. Bu kabul edilemez.
Yas önerisi muhalefetten geldiği için kabul edilmiyorsa, muhalefetten evvel davranacaksınız. O denli bir tasanız varsa meydanı muhalefete bırakmayacaksınız. Siz evvel ilan edeceksiniz. Biz de iyi ettiniz sağ olun diye tebrik edeceğiz. Gerçek bir şey muhalefetten geliyor diye reddetmek olur mu? Haydi yas ilan etmediniz.
Kongrenizi, marşsız, gösterişsiz yapın. Bir şehit annesini çıkartmayın. Dün Ankara’da bir kongre vardı AK Parti’nin. Bu fakirlik, yoksulluk milletin canını yakarken ultra lüks, şatafatla dolu, pandemi kaidelerini tümüyle ihlal edildiği, görsel, ışıksal şovların yapıldığı kongre yapmak hangi aklın, hangi vicdanın yapıtı olabilir.”
Cumhuriyet
