Saadet Partisi Genel Lideri Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Davutoğlu’nu ziyaret etti. İki öndere, cumhurbaşkanı seçimi için İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener’in yaptığı “tek aday” ve Memleket Partisi Genel Lideri Muharrem İnce’nin yaptığı “çok aday” önerisi soruldu.
Davutoğlu, “Hepsi düşünülebilecek, hepsi masada olacak konular lakin süreç dinamikse statik yanıt olmaz” dedi. Karamollaoğlu ise “Şayet bir ortaya gelinip de bir teklif üzerinde ittifak sağlanan bir aday belirlenirse bunun daha isabetli olacağını düşünürüm. Lakin biraz erken” diye konuştu.
DAVUTOĞLU: BİZ KİMSEYE BİR İDARE DİKTE ETMEYİZ, ETMEMİZ DE YANLIŞSIZ DEĞİL
Bir röportaj esnasında sarf ettiği “Suriye’de Kürtler için federasyon kararı alınırsa Türkiye’nin buna hürmet göstermesi gerektiği” tarafındaki kelamları anımsatılan Davutoğlu, şunları söyledi:
“Her şeyden evvel açıklığa kavuşturayım, sözüm o denli değil. O mülakatta kullandığım tabir motamot şudur: Suriye’de nasıl bir idare oluşacağına Suriyeliler karar verir. Kürtler, Araplar, Türkmenler, hepsi birlikte karar verir. Suriyelilerin kararına da Türkiye hürmet gösterir. Biz kimseye bir idare dikte etmeyiz, etmemiz de yanlışsız değil. Geçmişte etmedik, artık de etmeyiz. Türkiye’nin tek telaşı ve haklı telaşı bu mevzuda, rastgele bir idare değişiminde yahut yapısal değişimde Türkiye’ye dönük bir terör saldırısı ihtimalinin, terör tehdidinin olmamasıdır.”
KARAMOLLAOĞLU: BİR ADAY BELİRLENİRSE BUNUN DAHA İSABETLİ OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM
Cumhurbaşkanı seçimine ait Meral Akşener’in “ilk cinste tek aday” açıklaması ile Muharrem İnce’nin “Aday sayısı ne kadar çok olursa iştirak o kadar yüksek olur” kelamları sorulan Karamollaoğlu, şöyle konuştu:
“Meral Hanım’ın ortaya attığı teklif bence daha makul bir tekliftir. Öbürü de olabilir. Yani geçen periyotta çabucak hemen farklı, her parti farklı adaylar çıkardılar. Benim kanaatim şu anda, şayet bir ortaya gelinip de bir teklif üzerinde ittifak sağlanan bir aday belirlenirse bunun daha isabetli olacağını düşünürüm. Ancak biraz erken.Bu tip bahislerde, seçim sathı mailine girilmeden çok fazla spekülasyona sebep olacak tabirler kullanmayı gerçek bulmuyorum.”
DAVUTOĞLU: HEPSİ DÜŞÜNÜLEBİLECEK, HEPSİ MASADA OLACAK KONULAR
Tıpkı soruya Davutoğlu, şu karşılığı verdi:
- Siyaset salt matematiksel bir süreç değildir. Daha çok ruhsal bir süreçtir. Yapılan her türlü hesap, matematiksel hesap toplumsal değişimi tetikleyen bir psikolojiyle alt üst olur. Bugünkü iktidarın en büyük zaafı siyaseti mekanik, matematiksel bir iktidar oyununa çevirmiş olması ve halktan kopmuş olması. Geçen sene bu vakitler bu sorulara vereceğimiz karşılıklar farklı olabilirdi. Bundan birkaç ay evvel farklı olabilirdi. Birkaç ay sonra farklı olabilir. O denli bir süratli değişim dalgası geliyor ki bu dalganın etki etmeyeceği hiçbir konu yok. Cumhurbaşkanı adaylığı sorunu de bu türlü bir konudur. Hepsi düşünülebilecek, hepsi masada olacak konular ancak süreç dinamikse statik yanıt olmaz. Dinamik bir süreç var. Şu anda vereceğimiz statik bir yanıt ‘tek aday olsun’ ya da ‘üç ay olsun, beş olsun’ üzere yanıtlar, gelecekteki dinamik bir sürece karşılık bulmayabilir. Siz de kendinizi bağlamış olursunuz.
DAVUTOĞLU: GÜNÜ GELDİĞİNDE BUNLARIN HEPSİ KONUŞULUR
- Ayrıyeten erken bir formda cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları aslında ittifakın ve Cumhur İttifakı’nın muhalefette bir ihtilaf arayışının, ihtilaf körüklenmesinin bir modülü. Günü geldiğinde bunların hepsi konuşulur lakin açık olan bir gerçek var. Bugün Türkiye’yi bu ekonomik çöküşe, bu adalet facialarına, yoksunluğuna sevk eden bu iktidarın artık kalmasının rastgele bir toplumsal tabanı da yok meşruiyeti de yok. Burada şahıslardan ya da adayların şeyinden çok ilkesel bir vizyon problemdir. O vizyonu ortaya koyan herkes, Türkiye’ye yeni bir aday olarak da perspektif olarak da kendini gösterir.
DAVUTOĞLU: ŞAYET ONLARLA İTTİFAK EDECEK OLSAM BU YANLIŞLAR İÇİNDE ORADA KALIRDIM
“Gelecek Partisi Cumhur İttifakı’yla bir yakınlık kurabilir mi” sorusuna Davutoğlu, “O mülakatın bütününü izleyenler çok açık bir biçimde şunu görürler, bana bir soru tevcih edildi, ‘Sayın Cumhurbaşkanı sizinle görüşmek isterse ne yaparsınız’. Ben de şunu söyledim. Ben Hazreti Mevlana torunuyum. Ve onun yolundan yürürüm. Benimle görüşmek isteyen kimseye kapıyı kapatmam. ‘Gel’ derim, ‘git’ demem. Fakat bu bir ittifak formda olacak, o denli bir bağlamda soruyorsanız; şayet onlarla ittifak edecek olsam, bu yanlışlar içinde orada kalırdım. Cumhur İttifakı’yla şu anda bizim rastgele bir ortak tarafımız, ortamızda rastgele bir kanal yoktur. Cumhur ittifakı bu formuyla de bizim için bir ittifak alternatifi asla değildir” karşılığını verdi.
KARAMOLLAOĞLU: BİRİNCİ CİNSTE SEÇİMİ KAZANACAK BİR ADAY OLMASI LAZIM
“Nasıl bir cumhurbaşkanı adayı olmalı” sorusuna Davutoğlu’nun cevabı şöyle oldu:
- Türkiye Cumhurbaşkanlığı makamı birleştirici bir makam. Son yıllarda maalesef parti genel başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı makamı tek bir şahısta ortaya çıktığı için o şahsın parti kimliği, Cumhurbaşkanlığı kimliğini gölgede bıraktı. Birleştirici olmalı yeni Cumhurbaşkanı. Türkiye’nin geçmiş siyasi müktesebatına, deneyimine sahip olmalı. Hiç kimseyi dışlamamalı. Demokrasiyi içselleştirmiş olmalı. Türkiye’yi içeride ve dışarıda temsil edecek niteliklere, birikimlere sahip olmalı. Ve toplumun bu geçiş sürecinde, kurumların yıpranmış olduğu bir süreçte Cumhurbaşkanlığı üzere en ali kuruma prestij kazandıracak bir yaklaşıma, yola sahip olmalı. Kesinlikle bir parlamenter sistem benimsediğimiz için söylüyorum, Türkiye’yi bir geçiş süreciyle nitekim istikrarlı, demokratik, kapsayıcı bir yeni hükümet modeline ve yeni bir anayasaya taşıyacak bir iradeyi gösterebilecek niteliklere sahip olmalı.
Tıpkı soruyu Karamollaoğlu, “Sayın Davutoğlu’nun söylediği kıstaslar elbette geçerli lakin sonunda en değerlisi, toplumun seçeceği, kabul edeceği, birinci tıpta seçimi kazanacak bir aday olması lazım” diye yanıtladı.
Cumhuriyet
