Deva Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Habertürk TV’de Teke Tek programında Fatih Altaylı’nın sorularını yanıtladı. Ali Babacan erken seçim gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.
Ali Babacan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“2023 Haziran’a kadar bu sistemin dayanmasını sıkıntı görüyorum. Seçimi erken yapmak Cumhurbaşkanı tarafından tercih edilebilir. Artık yeni bir şeyler deniyorlar, tekrar ıslahat demeye başladılar, grup değişikliği yaptılar. Bunun sonuçlarını bir bekleyeceklerdir diye iddia ediyorum.
Lakin ne olursa olsun, sonuç olmayacak. Şu andaki idare farklı alanlarda U dönüşü yapabilir, pragmatist davranabilir. Hukuk ıslahatı olmaz. Yargının bağımsızlığına inanan bir zihniyet yok. Bizim anladığımız manada hukuk ıslahatı yapmazlar. Özgürlük, adalet problemimiz var. Ona inanan bir zihniyet yok şu anda.
“GENÇLER BENİMLE FISILDAYARAK KONUŞUYOR”
Deva Partisi’nin iktidar olduğu vakit ülke çok süratli toparlar. Zira biz ‘artık özgürsünüz, konuşun, biz size karışmayacağız. Hiçbir gazetecimiz eleştirel yazı yazdı diye artık işten arttırılmayacak’ diyeceğiz. ‘Türkiye konuşsun’ dediğiniz an Türkiye rahatlayacak. Akademisyenler bir imza attığı için, inat uğruna bir üniversitenin, Kent Üniversitesi’nin kapandığı bir ülke olduk. İşte Boğaziçi’ni gördük. 41 ile gittim ben. Hepsinde çarşı pazar dolaştım. İşsiz gencimiz çok. Gelip, fısıldayarak, sağa sola bakarak sorunlarını bana anlatıyorlar. Niçin fısıldadığını soruyorum ‘Yarın KPSS’ye gireceğim, imtihanda geçerim ancak mülakatta elenirim’ diyor.
“AYM’DE YÜZDE 91 HAK İHLALİ KARARI VERİLDİ”
Yargının bağımsızlığı açıklama sıkıntısıdır. Dönüp hakim ve savcılara diyeceksiniz ki, ‘artık bizden size telefon, pusula gitmeyecek, maddelere bakın ona nazaran kararınızı alın’ denilecek. Bağımsızlık bu türlü sağlanır. Anayasa Mahkemesi’ne giden hak ihlalleri var biliyorsunuz. AYM’nin bu güne kadar temelden incelediği evrakların tam yüzde 91’de hak ihlali var. O kararları alanları çağırıp bir konuşmak lazım. Lakin bunu yargının içinde kuracağınız sistemlerle oluşturmanız lazım, siyasi müdahalelerle değil. Bir mahkemenin aldığı karar daima üst taraftan bozuluyorsa o mahkemeye ‘siz ne yapıyorsunuz’ denilir, kalite denetimi yapılır. Türkiye artık bugün hukuk devleti sorgulanan bir ülke haline geldi. Basın özgürlüğünde listenin tabanlarında Türkiye. Bunu düzeltmeden adaleti sağlamak mümkün değil.Eğitimde, teşebbüste fırsat eşitliği çok değerli. Adaletin bir de o boyutu var. Bunun için de adımlar atılması lazım. İnanın bunların birden fazla kolay. Güzel ve düzgün takımla çok çabuk toparlar. Sahiden demokrat duruşu olan, özgürlüğe, güçler ayrılığına inanan bir takım işidir bu.
“UMUDUMUZ OLSAYDI PARTİYİ KURMAZDIK”
Burada devlet gücünü kullananların mühlet ve hukukla sınırlanması lazım, diğer türlü tahlil mümkün değil. Mühleti sonlu emanetin mühleti uzayınca, o üç devir kuralı bypas edilince iş değişiyor. Oturduğum koltuk benim, galiba devlet benim diye hissiyat ağırlaşıyor. Ondan sonra ne güçler ayrılığı, ne yargı bağımsızlığı kalıyor. Olağanda halk hareketi olarak başlayan bir siyasi hareketin halkla karşı karşıya gelmemesi lazım. Kimi kesitleri ötelemesi, kutuplaştırmaması lazım. Müddet açılınca kusurlar başlıyor. En ufak bir umudumuz olsa DEVA Partisi’ni kurmazdık.
“PANDEMİYE ZAYIF BİR BÜNYEYLE GİRDİK”
Merkez Bankası döviz rezervi eksiye düştü. Yıllardır biriktirilen yedek akçe, devletin kara gün parasıdır. 2019’da bir günde yedek akçeyi bir günde sıfırladılar. Türkiye pandemiye çok zayıf bir ekonomik bünye ile girdi.
Onun için hayat pahalılığı ve işsizlik var. 2 yılda şu partili cumhurbaşkanlığı sisteminin memlekete verdiği ziyanı görüyorsunuz. Güçler ayrımı olduğu vakit parlamento ve yargı yürütmeyi denetliyor. Evvelden soru önergesi sistemi vardı. Biz bakan iken karşılık verirdik. Şu anda bir manası yok. Evvelden bütçe Meclis’ten geçmezse hükümet düşerdi. Artık bütçeyi Meclis’ten geçirme mecburiliği yok. Evvelden parlamentonun baskısı hissediliyordu. Evvelce Sayıştay’ın bir kontrolü vardı, artık yok. Artık daha küçük işlerde rapor düzenliyorlar. Halbuki Sayıştay Meclis ismine bağımsız çalışan bir kurumdu.
“PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞİ KONUŞTUK”
Şu andaki Cumhurbaşkanı yetkileriyle meleği oturtun, yoldan çıkar. Bizim Deva Partisi’ne sayın Akşener, sayın Karamollaoğlu geldi. Hepsine parlamenter sistem sıkıntısını açtım. Nasıl bir parlamenter sistem? Temel unsurlarının net haline gelmesi lazım. Kesinlikle bir geçiş sürecinin tanımlanması lazım. Parlamenter sistem istediğini söyleyen siyasi partilerin Cumhurbaşkanı adaylarının geçiş süreci ile ilgili açık taahhütlere girmeleri gerekiyor. Nasıl başlayacak, hangi kademelerden geçecek, hangi müddetten oluşacak? Bunun tanımlanması lazım. ‘Ben parlamenter sistemi istiyorum ve Cumhurbaşkanı adayıyım’ diye ortaya çıkan bireyler bunu anlatması gerekecek. Görüşmelerimizde hepsine bunun kesinlikle gerekli olduğunu anlattım. Bunun parametrelerini, koşullarını konuşmamız lazım.
“BÜYÜK BİR KARARSIZ KİTLE VAR”
Biz hiç araştırma yaptırmıyoruz. Önümüzde 38 vilayet kongremiz var. Evvel mesken ödemizi yapacağız, dersimizi çalışacağız. Vatandaşlarımızın ilgisi Van’da neyse Edirne’de de tıpkı. Bizim web sitesine başvuran insanlara anket formu gönderdik. 18 bin kişi doldurdu, çok yüksek bir sayı bu. Orada şunu gördük bizimle çalışmak isteyenler AK Parti, CHP, HDP’ye oy vermiş beşerler Bu da birleştirici bir niteliği oluşturmak açısından sevindirci bir şey. Büyük bir kararsız kitle var. Daha kararını vermemişler. Tekrar eski partilerine dönme ihtimali de zayıf. Genel trend mevcut yapılardan soğuma formunda. Düzgün anket yapanlar bunu tespit ediyor.
BERAT ALBAYRAK’IN İSTİFASI
Öncelikle çok sıra dışı bir şey. Devlet adabında bu türlü bir şey yok. Ortadan kayboldu, hesap veren de yok. Bu ülkenin hazinesinin borcu ikiye katlanmış, yedek akçe sıfırlanmış. Bir bakan ortadan kayboldu güya sorumluluk buharlaştı üzere. Bakın zaman teslime gelmedi. Devlet adabıdır bu. Bir müsteşar, genel müdür değişir eski ile yeni karşı karşıya gelir. Gururunuzla aldığınız vazifesi gururunuzla teslim edersiniz. Birinci kez ‘görevden affı’ lafı kullanıldı. Bunu kimse anlatmayacak mı? Borç niçin katlandı. Şu anda Avrupa’nın en yüksek faizini neden bizim Merkez Bankası yapıyor. Yatırım olmayıncaı işsizlik çözülmeyecek bu ülkede.
Cumhuriyet
