Devletin duyarsız kaldığı kadınlardan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya tepki
Oğluna istismarda bulunan hâkim eski eşine karşı yıllardır hukuk çabası veren, açtığı hiçbir davayı kazanamayan Aynur Erzengin, “5.5 yıldan beri oğlumu bu istismardan müdafaaya çalışıyorum. Oğlumu müdafaaya çalıştıkça daima ceza alıyorum. Daima akıl muayenesine gönderiliyorum. Adamın 6 tane istismar raporu var buna karşın çocuğun velayeti istismarı yapan babaya verildi. Dünyada birinci kere bu türlü bir karar verilmiş. Artık midem bulanıyor. Süründürdüler, ellerinde oyuncak oldum. Anne meczuptur, bu türlü bir olay yoktur diye daima kapatmaya çalışıyorlardı. Ben bir yandan oğlumu o adamdan muhafazaya çalışırken bir yandan yargıçlar daima bana ceza veriyor. Hukuk filan her şey bitmiş. Sayın Soylu, benim başıma çok adaletsizlik geldi ve devlet bana duyarsız kaldı. Ben diyorum, duyarsız kaldınız” tabirlerini kullandı.
‘KARAKOLDAN BENDEN EVVEL ÇIKIYORDU’
Aydın’da, boşandığı Murat Cem K. tarafından daima tehdit edilen, 46 kere şikâyette bulunmasına rağmen sonuç alamayan ve toplumsal medyadaki “Ölmek istemiyorum” paylaşımıyla sesini duyuran Zeliha Erdemir, toplumsal medyanın baskısıyla sonuç aldığını ve elektronik kelepçe takıldığını kaydederek “Karakola gittiğimde bile bir biçimde beni gönderiyorlardı. Benden evvel karakoldan çıkıyordu. Güya hesap vermesi gereken kişi benmişim üzereydi daima. Muhafaza ve uzaklaştırma kararım vardı fakat tekrar olanlar daima bu kararlar varken yapılmış şeylerdi. Bundan sonra ne olur, onu da bilmiyorum açıkçası. Sonrasında bu adam tekrar dışarıda, ömür uzunluğu bu kelepçeyi takamazlar ya da ömür uzunluğu benim peşimde bir sivil grup gezmez” dedi.
‘ELİNDE PALA VARDI VE PALAYI BİLETTİ’
Dayısı tarafından anneannesiyle birlikte 4 saat rehin alınan ve mevtle tehdit edilen Selma Hatun, şikâyetçi olmalarına rağmen dayısının hür bırakıldığını belirterek şunları söyledi:
“Ağzımda torpil patlatma teşebbüsünde bulundu. Elinde pala vardı. Palayı biletti ve bedenimin farklı yerlerine dokundurarak ‘Seni burdan burdan keseceğim ve Trabzon’un farklı yerlerine gömeceğim, bulamayacaklar’ üslubu tabirlerde bulundu. 4 saatin sonunda polisler alıp gitti. Elimizde hasta olduğuna dair raporlar vardı. Buna rağmen savcı ‘Bu çocuk hasta değil’ dedi, özgür bıraktı. Bizim yerimize koysunlar kendilerini, bizim yaşadığımız endişeleri yaşasınlar. İçselleştirsinler durumu, ondan sonra karar vermeye başlasınlar. Endişe duyuyorum. Söyledikleri şeylerin altı boş kalmasın. Yasa var evet, lakin altı boş uygulanmıyor.”
Cumhuriyet
