DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan, Halk TV Genel Yayın Direktörü Suat Toktaş’ın sorularını yanıtladı.
Babacan’ın konuşmasından satırbaşları şu biçimde:
BOĞAZİÇİ AKSİYONLARI
Boğaziçi Üniversitesi kökleri 150 sene evvel dayanan çok kıymetli bir üniversitemiz. Rektör ataması ve şovlarla ilgili hükümetin katı ve çok tavrı bizi açıkçası üzdü ve ağrımıza gitti. Böylesine bir eğitim kurumunda bu türlü olayların yaşanması, hükümetin, hükümet ortaklarının aldığı tutum üzücü ve dert verici. Hükümetin iki ortağı neredeyse torunları yaşındaki gençlerle uğraşıyorlar, ‘terörist’ diyorlar. Bizim parti kurucularımız ortasında iki tane Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi arkadaşımız var. Onlar da bu şovlarda yer aldılar fakat DEVA Partili kimlikleriyle değil öğrenci kimlikleri ile yer aldılar. Biz bunu siyasi alan olarak görmedik. Hak ve özgürlük alanı olarak gördük. Hükümet düşman ve aksi taraflar üzerinden besleniyor. Ülkenin hiçbir problemine tahlil bulamadıkları için ters taraflar üzerinden siyaset üretiyorlar.
‘TAHRİK EDİCİ BİR KARAR’
Son kararı açıkçası ben epey tahrik edici bir karar olarak görüyorum. Öğrenciler ve hocaların önemli bir rahatsızlığı var. Esasen hareketler oldu bugüne kadar ancak bundan sonra daha yaratıcı bir konuma geçmeleri gerekiyor sanırım. Niteliğin değişmesi daha yararlı olur üzere bir kanaatimiz var. Daha sakin bir periyoda geçerken Boğaziçi Üniversitesi açısından bu türlü bir karar adeta durumu alevlendirmeyi sağlayabilir. Hem öğrencilerimizin hem öğretim üyelerinin tahriğe kapılmaması lazım. Bir sıradanlaştırma uğraşı görüyoruz. Kent Üniversitesi’nde de birebirini yaptılar. Kapattılar, yerle bir ettiler. Tam denetim edemiyorsam, esaslı bir geleneği ve kültürü varsa o kurumu evvel bir sıradanlaştırma eforu var. İki kısım açılmasında yeni hoca gereksinimi olacak ve muhtemelen misal profilde beşerler oralarda görevlendirilecek. Gerisindeki oyun planını görmek lazım.
‘BÜYÜK PROPAGANDAYI GÖRMEK LAZIM’
Cuma namazı çıkışı “Benim de istifa etmemi isteyecekler” neredeyse diyor birebir gün toplumsal medyada istifa etme kampanyası başlıyor. Bu büyük propagandayı görmek lazım. Ülkem ismine üzülüyorum.
Ülkenin bir numaralı gündemi işsizlik, yoksulluk ancak biz bunları konuşuyoruz. Ülkenin asıl ağır meselelerinin üzerini örtmek için ilgiyi öbür yere çekiyorlar buna kimsenin düşmemesi lazım. Gerçek gündemine dönmesi lazım. Kendilerine düşman arıyorlarsa “İşsizlik” karşılarına alsınlar. Hükümete davet yapıyorum. Düşman arıyorsanız işsizlik, yoksulluk ile çabada edin.
OĞUZHAN AYGÖREN AÇIKLAMASI
Oğuzhan Beyefendi görevlendirmeden bir gün evvel rektör ile konuşuyor. Rektör beyefendi bu mevzuyu somutlaştırarak kendisine soruyor. Oğuzhan beyin de yanıtı “Şu anda bu türlü bir görevlendirme gerçek değil, benim aslında bir vazifem var. Bu türlü bir görevlendirmeye gerek yok, yanlış olur” diyor. Sonraki gün buna karşın rektör o görevlendirmeyi yapıyor ve çabucak de medyaya veriliyor. Oğuzhan Beyefendi o gece aradı. “Ben kabul etmedim, buna karşın görevlendirme yapılmış” dedi ve uzunca bir açıklama kaleme aldı. Natürel bu süreç içinde kendi parti içimizden de reaksiyonlar geldi. Oğuzhan beyefendisi de arayanlar oldu. Kendi bilgisi dışında olduğunu aslında kendisi de açıkladı. Beşerler yanlışsız olduğuna inanamadı lakin bir tereddüt yaşandı.
AYŞE BUĞRA’YI AMAÇ ALAN ERDOĞAN’A REAKSİYON
“Kavala’nın karısı” sözü çok üzücü. Bu ülkenin bayanlarına herkesin saygılı olması lazım. Ayşe Buğra, 36 yıldır Boğaziçi Üniversitesi’nin en sevilen hocalarından biri. Kimliksizleştirme sorunu var burada. Bayanı bir birey olarak görmeme. Bu ülkenin temel sorunu ülkeyi yönetenlerin zihniyetidir. O zihniyet değişmeden bu ülkenin hiçbir meselesini çözemezsiniz. 2021 yılının dünyası ve Türkiye’sindeyiz. Bu türlü bir şeyi kabul edemeyiz.
Enteresandır o ifadeyi kullandığı saatlerde duruşma devam ediyordu, zamanlamaya bakın. Osman Kavala duruşması devam ederken bir ülkenin cumhurbaşkanı yargılamayı direkt etkileyecek bir açıklamada bulunuyor. Hani yargı bağımsızlığı? Taraflı ve partili cumhurbaşkanı olması.”
Cumhuriyet
