Vilayet emniyet müdürü olarak 2009- 2013 yıllarında vazife yapan tutuksuz sanık Ali Yılmaz hakkında, 2019’da ‘FETÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği’, ‘iletişimin kapalılığını ihlal’ ve ‘evrakta sahtecilik’ suçlamasıyla 15 yıla kadar mahpus istemiyle Antalya 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
İddianamede, Yılmaz’ın emniyet teşkilatı dışında, hakkında birebir cürümden isimli süreç yapılan çok sayıda şahısla hayatın olağan akışına karşıt bağlantı kaydı olduğunun tespit edildiği belirtildi. Sanığın, FETÖ/PDY ismine kıymetli vazifelerde bulunan şahıslarla irtibatlı olduğunun anlaşıldığına değinilen iddianamede, “Şüphelinin FETÖ/PDY örgütünün emniyet teşkilatı içerisindeki mahrem yapısı içerisinde yer aldığı, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ kabahatini işlediği değerlendirildiğinden hakkında iddianame tanzim edilmiştir” denildi.
BERAAT KARARI VERİLDİ
Davanın bugün görülen karar duruşmasında Ali Yılmaz hakkında, beraat kararı verildi. Yılmaz, gazetecilere gönderdiği yazılı açıklamada, kimi politikler ile emniyet mensupları tarafından şikayet edildiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Halbuki beni şikayet edenler 2013 yılında dinlenmiştir. Ben 2012 yılında merkeze alınarak emekli oldum. Hakkımda yapılan idari soruşturmalardan ise aklandım. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay kararlarına nazaran belirlenen FETÖ üyeliği kriterlerinin hiçbiri tarafıma uymamaktadır. Ayrıyeten, polis ve Salahiyet Kanunu Ek 7 Ek 3’üncü unsura nazaran; ‘Önleyici dinlemelerinde vazife ve yetkili, İstihbarat Daire Başkanlığı ve alt birimleridir’ denilmiştir. Tekrar ayrıyeten, Telekomünikasyon İrtibat Başkanlığı’nın Vazife ve Yetkilerini Gösteren Yönetmeliğin 8. Hususunda tedbire dinlemelerinin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı açıkça belirtilmiştir. Vilayet müdürlerinin iki mevzuata nazaran de dinleme talimatı verme yetkisi yoktur.”
Deneyimsiz olduğunu savunduğu müfettişin ferdî kanaatine dayanılarak hakkında soruşturma açıldığını öne süren Yılmaz, şöyle devam etti:
“Hakkımda, ‘İletişimin kapalılığını ihlal, evrakta sahtecilik, FETÖ örgüt üyeliği’ suçlamaları ile kamu davası açıldı. Dava iki yıl sürdü ve bugün de sonuçlandı. Karar duruşmasında üzerime atılan iftiraların gerçek olmadığı, somut bir kanıt sunulmadığı, rastgele bir hatası işlediğim sabit görülmediği, FETÖ ile rastgele bir bağım ve ilgim olmadığı üzere sempatimin dahi bulunmadığı anlaşılmıştır. Sonuçta mahkeme kararında, ‘Yapılan yargılamada toplanan kanıtlara nazaran cürümleri işlediği sabit olmadığından 5271 sayılı CMK’nın 232/2-e hususu yeterince beraatine’ ibarelerine yer verilmiştir. Buna nazaran hakkımda beraat kararı verilmiştir. Aziz Türk adaleti gereğini yapmıştır. Beni maddi ve manevi ziyana uğratan, iftiracılar ve kumpasçılar, şanlı Türk adaleti önünde hesap vereceklerdir.”
Cumhuriyet
