Çok değil, 68-70 saat evvel mükemmeller yaratan bir Galatasaray izledik, Nef Ali Sami Yen’de.
Üstelik rakip de o denli eften püften değildi.
Fransa’nın Marsilyası, darmadağın oldu İstanbul’da.
Dört dörtlük oynadı Galatasaray yalnızca 4 gol atmadı.
Elbette Kerem, Berkan, Yedlin, Marcao, Cicaldau inanılmaz koşmuşlardı…
Ve 68-70 saat sonra Malatya deplasmanı.
Fatih Terim tribünde; zira cezalı.
Grup rotasyonlu.
Aşikâr ki, Kerem, Cicaldau’nun 90 dakikayı çıkaracak solukları yok.
Keza Feghouli’nin de.
Bu sefer Barış Alper, Babel, Emre Kılınç birinci 11’deydi. Marsilya maçının son 30 dakikası oynayan Morutan da kulübedeydi nedense!
Emre 10 numaramsı, Babel Feghouli konumunda, Kerem’in vazifesi de Barış’ta.
Elbette kazın bacağı o denli değil, birileri dışarı çıkıp, birileri girince; yani rotasyon uygulanınca!
Marsilya maçındaki Galatasaray’ın yerinde yeller esti.
Tempo yükseltemediler, hamlede çoğalamadılar.
Yeniden konum buluyorlardı, tekrar öne geçebilirlerdi, fakat birinci yarıdaki imaj sanırım tribündeki Fatih Terim’i de TV’sinin başından maçı izleyen taraftarı da memnun etmemiştir. Burada eski Fenerbahçeli Sadık’la yeniden eski Galatasaraylı Semih’in final atılımları de unutulmamalı, rakibi durdurma ismine.
Malatya’da bir de Haddadi ve Hafez’in atakları çok tesirliydi, iki bek güç durumda kaldı desek abartmış olmayız.
Durum bu türlü olunca formasının ‘asıl’ sahipleri alana sürüldü.
Cicaldau, Kerem, sonra Feghouli, akabinde Halil, sonradan Ömer.
Elbette bu format daha tesirliydi. En azından Malatya birinci yarıdaki kadar rahat çıkamadı. Fakat koca bir 45 dakika ve birinci plan çöpe gidince gol gelmedi bir türlü.
Bir paragraf da Aanholt’a; Marsilya maçında düzgündü, dün yoktu. Fatih Terim, Hollandalı bekin müsait konumda geriden gelen Feghouli ile Diagne’ye topu aktaramaması üzerine küplere binmiş olmalı ki, yerine Ömer girdi.
Bu kısımda Halil, Kerem, Diagne’nin konumları var. Kaleci Ertaç’ı geçemedikleri anlar, direği yalayan toplar.
Evet, Galatasaray berbattı, lakin kazanabilirdi, golleri atsa ya da!!
Ya da!!
Mesela birinci yarının sonlarında Emre’nin süratli topa atılım yapmasına Sadık Çiftpınar’ın ayak koyuşuna penaltı verilse pek ala kazanabilirlerdi. Zira temas var. Kural açık!
Galatasaray’ın iyi ya da makus olması, hakem Atilla Karaoğlan’ı, VAR odasını, ya da MHK’nın geçmişi çok renkli Lideri Prof. Ferhat Gündoğdu’yu ilgilendirmemeli! Penaltıysa verirsin tıpkı Karagümrük-Trabzonspor maçında olduğu üzere. En azından VAR ekranına gidersin.
O yüzden Galatasaray teknik takımı ya da Lideri yahut yöneticisi bu maçın hakemleri için ne dese haklıdırlar!
Cumhuriyet
