Manisa, Kütahya ve Uşak’ta 401 kilometrelik hatta 1800 kilometre kat ederek incelemelerde bulunan Soyer, “Gediz Ergene olmasın, Körfez Marmara olmasın” davetinde bulundu. Türkiye’nin çok büyük bir kuraklık tehdidi ile karşı karşıya bulunduğunu, kuraklığın can yakıcı hale geldiğini söyleyen Lider Soyer, “Kuraklık tehdidi acil tahlil gerektiriyor. Bütün dünya iklim değişikliği tehdidi nedeniyle esasen su kaynakları konusunda sorun yaşarken bir yandan da uygulanan tarım siyasetleri, suyun yabanî kullanımı devam ediyor” dedi.
BİRLİKTE ÇALIŞMALIYIZ
401 km uzunluğundaki Gediz Nehri’nin doğduğu Murat Dağı’ndan itibaren Uşak, Manisa, İzmir’i kat ederek İzmir Körfezi’ne döküldüğünü hatırlatan Lider Soyer, şunları söyledi: “Bir yandan yağmur suyu ayrıştırma kanalları yapıyoruz bir yandan körfezin yüzülebilir hale gelmesi için birçok çalışmayı yürütüyoruz. Lakin Gediz’in denize döküldüğü noktada kirliliği kesemezsek pak körfez mümkün değil.Bu nedenle Gediz Havzası’ndaki kirlilik ya da paklık Ankara ve İstanbul’daki vatandaşı da ilgilendiriyor.
El ele vererek birlikte çalışmalıyız.İnsan vücudunda damar nasıl kan ve can verirse bu cennet vatanın damarları da ırmaklarıdır.Kendi damarınıza zehir enjekte etmemeniz nehirlerinize zehir vermemeniz lazım” diye konuştu. Marmara Denizi’ndeki müsilaj meselesine değinerek Ergene Nehri’ndeki kirliliği örnek gösteren Soyer, “MarmaraDenizi’nde ortaya çıkan müsilajson yılların sorunu değil.
Onlarca yıldır har vurup harman savurduğumuz zenginliklerimizin, asla sahip çıkmadığımız derelerimizin, zehirlediğimiz Ergene’nin,pak akıtmadığımız derelerin, kanalizasyonu denize verdiğimiz yerleşim alanlarının sonucudur. Bizim yaptığımız maraton Gediz Ergene olmasın, Körfez Marmara olmasın seyahatidir. Emelimiz bu. Gediz’i Ergene’ye çevirmeyeceğiz” tabirlerini kullandı.
Gediz Irmağı boyunca yapılacak çalışmalara bir bütçe ayrılması gerektiğini, zira paket arıtma ve ek kanallar döşenmesinin maliyetinin olacağını vurgulayan Soyer, “Bütün bunlar aslında sır değil. Devletimizin ilgili kurumlarının bildiği gerçekler. Neden yapılmıyor? Siz şayet elinizdeki kaynağı buraya değil de Kanal İstanbul diye bir yere ayırmayı tercih ediyorsanız bunun hesabını sormak mecburiyetindeyiz. Benim Körfezim kirleniyorsa Türkiye’deki ziraî üretimin yüzde 10’unu yapan Gediz Havzası şayet kirleniyorsa ve bu kirliliğin tahlili için ayırmanız gereken kaynağı buraya değil de Kanal İstanbul’a ayırıyorsanız ben, bu topraklarda yaşayan bir vatandaş olarak üstlendiğim vazife nedeniyle bunun hesabını sormak mecburiyetindeyim. Ne üreticimizi ne bu topraklardan beslenen tüketicimizi çaresiz bırakmayacağız.
Kimsenin telaşı olmasın, biz varız ve gereğini de yaparız” diye konuştu. Birinci günün sonunda Uşak’a geçen Soyer ve beraberindeki heyeti CHP vilayet ve ilçe teşkilatlarının üyeleri karşıladı. Lider Soyer, izlenimlerini aktarırken “Çok içler acısı bir tablo ile karşı karşıyayız. İşin daha vahimi de bunun farkında olan insan çok az” dedi.
SAHİP ÇIKACAĞIZ
Lider Soyer, “Burada siyaset yapmamız lazım. O siyaset toprağımıza,suyumuza, ağacımıza sahip çıkmaktan geçiyor.Milliyetçilik dediğiniz şey bu toprağın damarları olan ırmaklarını, hayat kaynağı olan göllerini, dağlarını, ağaçlarını, çiçeklerini korumaktan geçer.
Kimse bana bunun dışında milliyetçilik hamaseti yapmasın. Milliyetçilik bu toprağın rahmetine ve bolluğuna sahip çıkmak demektir. Yurtseverlik bu memleketin can damarları olan ırmaklarının pak akması için çaba etmek demektir. Milliyetçilik budur ve bize de milliyetçilik, yurtseverlik yakışır. Onun için Gediz’e sahip çıkacağız” dedi. Lider Soyer’in Gediz Havzası’ndaki inceleme tipi 4 gün sürecek ve 17 Temmuz Cumartesi günüFoça’daki basın toplantısıyla sona erecek.
Cumhuriyet
