Eskidendi diye başlamak istemiyorum bu yazıya. Yarınlar bizimdir diye başlamak istiyorum. Bir ülkenin tekrar, daha da büyüyerek gelişmesi için neler yapabiliriz gelin daima birlikte düşünelim. Her hususun uzmanıyla yola devam etmeliyiz, işte o vakit daha kolay bir halde geleceği planlayabiliriz. Biz olmalıyız sahiden her manada çok büyük bir telaffuz. Tek başına hiçken çoğaldıkça büyüyen, hoşlaşan bir dünyayı daima birlikte var etmek için uğraş veriyoruz. Bunun yıkılmasına müsaade vermeyelim.
Toprak küser mi beşere? Toprak hiç küser mi? Küser dostlarım, ilgilenmezsek yanlışsız bir formda işlemezsek küser. Hatta çölleşir her şey ve tarım yok olur. Tarım yok olursa ki süratle ona hakikat gidiyoruz dışa bağımlılık artar ve ekonomimiz çöker. Her şey ateş değeri olur. Asıl ben size bugün farklı bir husustan bahsetmek istiyorum. İçimi acıtan, halkımızın çok da bilmediği kimi şeylerde fikir sahibi olmasını istiyorum.
Hepimizin bildiği üzere birçok besin unsurunu ithal etmeye başladık. 2002-2014 yılları ortasında o zamanki ismiyle Besin Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının üretmiş olduğu etin ucuzlaması için geliştirilen projeler ne yazık ki istenen randımanı asla sağlayamadı. Neden mi yanıtı çok kolay. Lafla peynir gemisi yürümez. Kendi üretmediğimiz et nasıl olacak ki fiyatları düşürecek. Yerli hayvancılığı desteklemedikten sonra işin sonu hüsran olacaktır. 2021 geldiğimizde et fiyatları zati bize bunu gösteriyor.
Kimi şeyleri tahlil etmek için bazen sayılara bakmak kâfi olacaktır. Bu sayılar herkesin anlayacağı kadar kolaydır. Dünyanın en büyük iktisadına de sahip olsak üretmeden, diğer ülkelerin eserlerini ithal ederek var olmak ilerde iktisadımızı yerle yeksan edecektir.
Pekala biz sorunu ortaya koyduk, tahlil nedir diye soruyorsunuz biliyorum? İki farklı yolu var bunun. Birincisi İFAD Milletlerarası Ziraî Kalkınma Fonu; bu fon 1977’den beri Birleşmiş Milletlere bağlı olarak çalışmalarına birçok ülkede devam ediyor. Türkiye 1982 yılında üye olmuştur. Türkiye bugüne kadar 11 farklı projeye finans dayanağı almıştır ve almaya da devam etmektedir. Şu an hali hazırda devam eden Yüksek Kesitler İçin Kırsal Kalkınma Programı 2017-2022, Murat Irmağı Havzası Rehebiltasyonu Projesi 2012-2021 ve son olarak da Göksu Taşeli Havzası Kalkınma Projesi 2015-2022 tarihleri ortasında devam etmektedir.
IPARD, Avrupa Birliği (AB) tarafından aday ve potansiyel aday ülkelere takviye olmak gayesiyle oluşturulan, İştirak Öncesi Yardım Aracı’nın (Instrument for Pre-Accession Assistance-IPA) Kırsal Kalkınma bileşenidir. İPARD takviyesi büyük baş hayvan yetiştiriciliğinde 2. Sırayı alan İzmir internaldına hiç uğramadığı üzere, Tarım ile irtibatlı olarak yem fiyatlarının her gün artması büyük baş hayvancılığın yapılamaz hale getirmiştir. Buradaki kooperatifler, çiftçiler, hayvancılıkla uğraşanlar desteklenmeli ve projeler üretilmelidir. Bu sayede hayvancılıkta önemli bir ilerleme kelam konusu olacaktır. Tek başına yetemeyen çiftçimizi kredi kullandırarak daha da güç durumda bırakmamak ismine farklı çalışma yolları bulunmalıdır. Hayvancılık için yem, saman, ilaç ve veteriner hizmetleri alt altta toplandığında önemli bir yekûn yapmakta. Çiftlikteki hayvanların kendini dahi bakamaz hale gelmekte olup verimli süt veren hayvanların kısma gönderilmesi yüreklerimizi sızlatmaktadır.
Buğday ekmeyen çiftçi, hayvancılıkla uğraşana saman veremez. O buğday, arpa, küspe (pancardan yapılan bir gıda) sonra yem olamaz ve her daim dışa bağımlı kalırız. Üretim maliyetleri artar sonrasında da et fiyatları artar hepsi birbiriyle hakikat orantılıdır. Hayat kuralı üzere ne ekersen onu biçersin. Bizler tarım ve hayvancılığı entegre etmediğimiz sürece asla başarılı olma bahtımız yoktur.
İkinci değerli husus ise; tertip. Ben buna şahsen çok ehemmiyet veriyorum. Örneğin bir köyde 1000 adet büyükbaş hayvancılık yapan bir küme çiftçi kooperatifi kurdunuz. Civar köylere de çabucak o hayvanları besinlerini ektirdiğiniz yol ve maliyet çok daha uygun hale gelecektir. Her şeyi lokal olarak çözmek ve sonrasında da pazarlama ağına dahil etmek gerekmektedir.
İklim akademisyenlerin son günlerde lisana getirdikleri çok değerli mevzulardan bir tanesi Dünyamızın küçük buzlanma devrine girmesidir. Ortaya atılan tezlerden birisi İngiltere’ye kadar etkiliyecek olan küçük buzlanma, ülkemizin kıymetini ortaya çıkarmaktadır. Ülkemiz ekvator çizgisine yakınlığı, ekilebilir topraklarımızın verimli olması, mümkün küçük buzlanmada en büyük muhtaçlığın besin olması münasebetiyle ülkemizin değeri ortaya çıkmaktadır.
Hammaddesi ülkemizde olan Tarım ve Hayvancılığı birlikte düşünerek, yarının planları bu gün yapmazsak yarın çok geç olacak
Dışa bağımlılık kelamda kalmaması için herkesin elinden gelenden fazlasını yapması gerekmektedir. Bunun öteki bir izahı olamaz. Et fiyatları da ithal ederek düşme talihi asla yoktur. Ne vakit ki üretim iki ya da üç katına çıkar işte o vakit düşer. Daha hoş günlerde görüşmek üzere.
Cumhuriyet
