HDP, Gara’da şehit edilen 13 bireyle ilgili yazılı açıklama yaptı. HDP açıklamasında “Basına yansıyan bilgi ve yorumlara nazaran kelam konusu 13 vatandaşın uzun müddettir PKK’nin elinde tutulduğu bilinen asker, polis ve devlet vazifelileri olduğu anlaşılıyor” denilerek, hayatını kaybeden 13 kişinin ailelerine başsağlığı dileğinde bulunuldu.
HDP açıklamasında özetle şunlar belirtildi:
“HDP olarak, bu hudut ötesi operasyon sonucunda, uzun müddettir PKK’nin elinde tutulan ve kendilerini silahlı bir hücumdan muhafaza imkanından yoksun olan 13 kişi ve hayatını kaybeden herkes için derin kederlerimizi, kayıpların ailelerine ve sevenlerine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.”
“ÇABALAR SONUÇ VERMİŞTİ”
“40 yıldır süregelen ve on binlerce yaşama mal olan çatışma boyunca, daha evvel de PKK tarafından asker, polis ve devlet vazifelileri alıkonmuş, lakin alıkonanların canlarına bir ziyan gelmemesi ve en kısa vakitte özgür bırakılmaları için başlatılan diplomatik uğraşlar her vakit olumlu sonuç vermişti. İnsan hakları örgütleri ve barış aktivistlerinin oluşturdukları inisiyatiflerin yürüttükleri görüşmeler sonucunda alıkonanların tümü eksiksiz ve sağ salim konutlarına dönmüşlerdi.”
“PAYIMIZA DÜŞEN SORUMLULUĞA HAZIR OLDUĞUMUZ SÖZ ETTİK”
“HDP, barışa ve çatışmasızlık uğraşlarına katkı verme sorumluluğuyla alıkondukları günden itibaren asker, polis ve devlet vazifelilerinin aileleriyle temas halinde oldu. Yakınları ve evlatlarının hür bırakılması için deva arayan aileler İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticileriyle birlikte 2015, 2016 ve 2019’da 4 kere Meclis kümemizi ziyaret ederek yakınlarının özgürlüğüne kavuşması için çaba göstermemiz dileğinde bulundular. Hem bu görüşmelerimizde hem de basın toplantılarında ve Meclis Genel Kurulu’nda yaptığımız açıklamalarda, iktidarın ve öbür partilerin de bu gayretlere katılması halinde, hissemize düşen her çeşit misyon ve sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu açıkça tabir ettik.”
“İKTİDAR AİLELERİN ÇIRPINIŞLARINA OLUMLU KARŞILIK VERMEDİ”
“HDP, ailelerin ve kamuoyunun soru ve taleplerini TBMM gündemine taşımasına rağmen, bu uğraşlarımız karşılıksız bırakıldı. İktidar, ailelerin çırpınışlarına olumlu yahut olumsuz hiçbir cevap vermediği üzere, kimi aileleri de Diyarbakır Vilayet Binamız önünde süregiden oturmaya dahil etti. Halbuki iktidarın alıkonulanların özgür bırakılması için gösterilen eforları cesaretlendirerek, sivil toplum örgütleri, barış aktivistleri ve aktif politik şahsiyetlerden bir heyet oluşturarak, onların ailelerine kavuşması için yolu açması, evvelki örneklerin de gösterdiği üzere pekala mümkündü. Ne yazık ki, vazifelilerinin ömür ve özgürlüğü için üzerine düşen diplomatik ve insani sorumlulukları üstlenmekten kaçınan iktidar, niyeti ve amacı meçhul bir askeri operasyon ile hayatlarını riske attığı ve sonunda ailelerine naaşlarını teslim ettiği kayıpların sorumluluğunu, bu süreçte sürekli ailelerin yanında durmuş olan partimize yükleme uğraşına girişmektedir. Bunu hiçbir vicdan kabul etmez.”
“İKTİDAR HESAP SORMA DEĞİL VERME KONUMUNDA”
“İktidar, partimizden hesap sorma değil, kayıpların ailelerine ve topluma hesap verme pozisyonundadır. Birebir halde PKK de hayatları kendilerine emanet olan tutsakların nasıl can verdiklerine, bu ölümlerdeki kendi sorumluluklarının ne olduğuna ait olarak Türkiye ve dünya kamuoyunu bilgilendirmelidir. Ankara, Hewler ve Bağdat hükümetleri ulusal ve memleketler arası basının kayıpların gerçekleştiği bölgede müşahede yapmasının önünü açmalıdır. Ulusal ve memleketler arası insan hakları örgütlerini de bu olayı araştırmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu vefatlar, tüm detaylarıyla araştırılmalıdır.”
“DEMOKRATİK VE BARIŞÇIL ÇÖZÜM”
“Alıkonanların hayatları tesadüflere ve çatışma ortamının insafına bırakılmamalı, ailelerin ve kamuoyunun talebine karşılık, PKK elinde tutmaya devam ettiği bireyleri salıvermelidir. Bu vesileyle, hayat kayıplarının önüne geçilmesinin temelli ve sonuç alıcı tek yolunun çatışma siyasetlerine son verilmesi, Kürt sıkıntısının çözümsüzlüğünün demokratik ve barışçıl yollarla aşılması olduğunu bir kere daha tabir ediyoruz.”
Cumhuriyet
