Bayana yönelik şiddet denince çoğunlukla akıllara cinayetler, yaralamalar yani fizikî şiddet geliyor. Lakin çok yaygın, hatta dışarıdan fark edilemeyebilen duygusal, ekonomik ve cinsel şiddet de bayanların en büyük meselelerinden. Toplumsal cinsiyet rolleriyle çok uzun vakittir öğretilmiş, geleneklerle beslenmiş hukukla da cezasız hale gelmiş erkek şiddetine yönelik kısa bir belgesel sinema hayata geçirildi.
Handan Uslu’nun yönettiği “Hegemonya” belgeseli, hayatın farklı noktalarındaki dokuz bayanın öyküsünü, eril şiddeti ve şiddet karşısında bayanların tecrübesini ekrana taşıyor. Bayana şiddetin sistematik olarak toplum, medya ve kurumlar tarafından yaratılmasının irdelendiği belgeselde, şiddetin toplumsal ve politik boyutlarının altı çiziliyor. Belgesel, dün 25 Kasım Bayana Yönelik Şiddetle Uğraş Günü’nde lansmanını yaptı ve YouTube’da fiyatsız olarak yayımlanmaya başladı.
‘ARTIK ÜZERLERİNE YÜRÜYORUM’
Belgesel, sade ve anlaşılır söyleşilerle Mahinur Aytaç, Ayşe Ece Durmaz, Av. Gül Erdoğmuş, Nesibe Kırış, İris Mozalar, Merve Tanınmış ve Av. Zeynep Reva’nın tecrübelerini izleyiciye aktarıyor.
Belgeselde direktör Uslu’nun kurduğu, birebir vakitte uğradığı şiddetin farkında olmayan bayanları dijital formüllerle bilgilendirmeyi amaçlayan “kadinhaklari.org” platformunun çalışmaları da anlatılıyor.
Öteki taraftan belgeselde İstanbul Sözleşmesi’nin değerini de görüyoruz. Son yıllarda bayan mücalesinin elde ettiği kazanımları da dinliyoruz: Trans bir bayan olan İris Mozalar’ın “İki yıl evvel beni takip eden erkekten kaçarak uzaklaşırken artık gerimi dönüp o erkeğin üzerine yürüyorum ve bağırıyorum” demesi üzere…
‘İYİLEŞMENİN BİR PARÇASI’
Belgeselle ilgili konuştuğumuz Handan Uslu, “Kadinhaklari.org olarak şiddet farkındalığı yaratma ve dijital olarak şiddet gören bayanlara takviye olma amacıyla yaptığımız çalışmalarımızın evrildiği nokta ‘Hegemonya’. Türkiye’de şiddetin isminin olmadığını gördüğümüz bir yerden bu belgeseli hayata geçirdik.
Gerek kadinhaklari.org’daki çalışmalarımız ve gerek hayat deneyimlerimiz ile farkındaydık ki şiddet karşısında bayanlar ortak his durumlarından geçiyor.
Bayanların iç muhasebeleri, hesaplaşmaları ve onları bekleyen hukuksal seyahatteki iştirakin izini sürdük. Bayanlar bize inandılar, güvendiler ve belgeselimiz bu itimat ve dayanışma ile yaratıldı. Öykülerimizi anlatmak, bizim için iyileşmenin bir kesimi. Bayan Hakları Dijital Bilgi Platformu olarak dijitalde ve internet ekosistemindeki projelerimize devam edeceğiz” dedi.
Cumhuriyet
