Cumhuriyet’e konuşan Koç, “Bize yalnızca ön vefat raporu geliyor. O yüzden yalnızca bulaşıcı hastalıktan ötürü öldüğünü biliyoruz. Lakin mevt sebebini bilmiyoruz. Sıhhat Bakanlığı’ndaki raporlarda enjeksiyon çeşidi, bulaşıcı hastalıkların neden kaynaklandığı müellif. Onlar da açıklanırsa, bu vefatlardan kaçının koronavirüs kaynaklı, kaçının öbür hastalıklardan kaynaklı olduğu ortaya çıkmış olur. O vakit da bir sorun kalmaz” dedi. Pandemi sürecinde İstanbul’da bulaşıcı hastalık nedeniyle 15 bin 102 kişinin ömrünü yitirdiğini açıklayan Koç, “Ölüm sayılarının yarısına yakını ise bu son 3 ay içerisinde gerçekleşti” dedi. “Ölüm sayısı artmadı, tıpkı gidiyoruz” açıklamasının yanlışsız olmadığını belirten Koç, “Her yıl günlük ortalama 200 cenaze varken, bu yıl kasım ayında cenaze sayısı 400’ü nasıl buldu, bunu nasıl açıklayacağız? Bir ayda 11 bin 500 kişi ömrünü yitirdi, geçen yılların kasım ayı ortalaması ise 6 bin vefattı. 2020 yılındaki kasım ayındaki evvelki yıllara nazaran artan 5 bin 500 mevtin, bir evvelki yıla nazaran iki katı artan cenazelerin bir açıklaması olmalı” tabirlerini kullandı.
Toplumsal medyada dolaşan gasilhane manzaralarıyla ilgili de sorularımızı cevaplayan Koç, “Görüntüler Alibeyköy’de, Çekmeköy’de, Büyükçekmece’de çekildiyse doğrudur, zira yalnızca bulaşıcı hastalıktan gelen ölümlerin birçok oralarda yıkanıyor. Bulaşıcı hastalıklar için ayırdığımız gasilhaneler yetmiyor” diye belirtti.
ARAZİ GEREKLİ
Yeni mezarlık talebinde bulunduklarını da doğrulayan Koç, “Herhangi bir nakil olmazsa İstanbul’da ölen insanları defnetmek için yıllık ortalama 300-350 dönüm yere gereksinim var. Bulaşıcı hastalık sonrası bu arazi gereksinimi da iki katına çıktı” dedi.
Cumhuriyet
