UYGUN Parti Teşkilat Lideri ve Ankara Milletvekili Koray Aydın, AKP Kümesine dönerek şunları söyledi:
”BOLU TÜNELİ’NİNİN BÜYÜK KISMINI 57. HÜKÜMET YAPTI, AK PARTİ İKTİDARI AÇTI
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bolu Tüneli ile ilgili kelamlarına değinen Koray Aydın şöyle devam etti:
Geçenlerde modernize edilen Sivas-Samsun demiryolu açılış merasiminde konuşan Sayın Erdoğan, “göreve geldiğimizde patates deposu olması tartışılan Bolu Tüneli’ni hizmete açmak bize nasip oldu” dedi. Güler misin, ağlar mısın? Koskoca Cumhurbaşkanı siyaset yapacağım diye açıkça gerçekleri kapatıyor. O vakitler “patates deposu yapalım” teklifini getiren kişi AK Partili Bolu Belediye Lideri Sayın Alaaddin Yılmaz’dı. Üstelik teklif getirdiği kısım de daha evvel açılan ve çökme nedeniyle güzergâh değişikliğine gidildiği için kullanılmayan tünelin atıl kalan kısmı idi.
Ben Bakanlığa geldiğimde projeyi sahiplenip devam ettirdim ve gaye koydum. Gayemiz 2002 yılı sonunda tüneli açmaktı. 12 Kasım Düzce zelzelesi olunca tünelin betonlanmayan kısmında çökme meydana geldi. Güzergâh değiştirildi ve çalışmalar devam etti. AK Parti hükümeti, tüm bu projeleri kendine mal etmek için bir mühlet durdurdu. Şantiyeleri kapattılar. Tıpkı başka tünellerde olduğu üzere, yani Karadeniz Kıyı Yolunda olduğu üzere. Daha sonra çalışmalar başladı ve nihayet Bolu Tüneli, 2007 yılı Ocak ayında açıldı. Yani işi durdurarak açılışını 2 yıl geciktirdiniz. Demek ki yalnızca bitmek üzere olan Bolu Tüneli’ni yalnızca tamamladınız.
”MARMARAY’IN KREDİ, MÜHENDİSLİK VE İNŞAAT ÖN İHALE İŞLERİNİ 57. HÜKÜMET YAPTI
YETERLİ Parti Teşkilat Lideri ve Ankara Milletvekili Koray Aydın, demiryolu ile kıtaları birleştiren ve asrın projesi olarak takdim edilen Marmaray Projesi’nin kredi temini, müşavirlik ve mühendislik hizmetleri ile inşaat ön ihalesi 57. Cumhuriyet Hükümeti devrinde gerçekleştirildiğini belirterek;
“Yani proje sizden evvel başlatılmış, sizin projeniz değil. 15 Şubat 2000 tarihinde onaylanan 41 Milyar 831 milyon Japon Yeni fiyatındaki kredi mutabakatının altında benim de Bayındırlık ve İskân Bakanı olarak imzam var. O zamanki bütün kabinenin imzası var. 15 Şubat 2000 tarih ve 23965 sayılı Resmi Gazeteye bakabilirsiniz. İsimleri adeta yok sayılan 57. Cumhuriyet hükümetinin Ulaştırma Bakanları Sayın Enis Öksüz ve Sayın Oktay Vural başta olmak üzere projeye emeği geçen ve tamamlanmasını sağlayan herkese teşekkür ediyoruz. Demek ki sizden evvel başlatılan Marmaray Projesi’ni yalnızca tamamladınız” biçiminde konuştu.
KÖRFEZ GEÇİŞ PROJESİNİ FRANSA’YA YAPTIRIM KAPSAMINDA İPTAL ETTİK!
Konuşmasında Osmangazi Köprüsü’ne de değinen YETERLİ Parti Teşkilat Lideri ve Ankara Milletvekili Koray Aydın şunları söyledi:“Şimdiki ismiyle Osmangazi Köprüsü de evvelki hükümetler tarafından planlanan, projelendirilen ve ihale edilen bir projedir. Bayındırlık ve İskân Bakanı olduğum periyotta o zamanki ismiyle İzmit Körfez Geçişi Projesi 30 Kasım 2000 tarihinde basına açık olarak ihale edilmişti.
Şimdiki iktidarın lisanından düşürmediği “yerlilik ve millilik” telaffuzunu biz o vakitler yalnızca telaffuz olarak değil, aksiyon olarak da gerçekleştirdik ve ihaleyi Fransa’ya tutum koyarak Ocak 2001’de iptal ettik.
”Koray Aydın, Bayındırlık ve İskan Bakanı olduğu periyotta Fransa’ya uygulanan yaptırımlar çerçevesinde Körfez Geçiş Projesi’nin iptali ile ilgili yaptığı açıklamayı hatırlatarak şöyle konuştu:
“01 Şubat 2001 tarihinde basına yansıyan açıklamamızda motamot şöyle demiştik:
‘Fransa Cumhurbaşkanlığınca kelamda soykırım yasasının onaylanmasından sonra, bakanlığımızca İzmit Körfez Geçişi projesi ihalesi tekrar gözden geçirilmiş olup ihaleye teklif veren her iki konsorsiyumun yabancı ortaklarının da Fransız şirketleri olması nedeniyle İzmit Körfez Geçişi Projesi ihalesinin iptaline karar verilmiştir.
Hükümetimizin Fransa`ya uyguladığı yaptırımlar devam ettiği sürece, bakanlığımız hususla ilgili kararlı tavrını büyük bir titizlik ve hassasiyetle sonuna kadar sürdürecektir. Türk ve dünya kamuoyuna duyurulur.
’ Demek ki projesi ve her şeyi hazır olan Körfez Geçişini siz yalnızca 13 yıl geciktirdiniz. Bir de bizim projemiz diye caka satıyorsunuz. İşiniz gücünüz millete palavra söylemek. Artık buradan yerli ve ulusal telaffuzlarını lisanından düşürmeyen iktidara bir davette bulunmak istiyorum. Fransa ile yaptığınız uçak alım, füze savunma sistemi üzere muahedeleri iptal edecek misiniz? Çıkın bu millete açıklayın; Fransa’ya karşı hamasetten öte somut hangi adımları atacaksınız? Biz de görmüş olalım. Milletimiz de görmüş olsun.
”İKTİDAR PROJELERİMİZİ 10 YIL GERİDEN TAKİP EDİYOR!
Bakanlığı periyodunda başlatılan İstanbul’daki Köprü ve Viyadüklerin Güçlendirilmesi Projesi’nin iktidar tarafından 11 yıl sonra başlandığını hatırlatarak; “Bakanlığım periyodunda İstanbul’daki köprüler ve viyadükler için gerekli adımları atmış, projesini hazırlamış, Japonya’ya gidip Japon Bayındırlık Bakanı ile görüşüp kredi mutabakatlarını yapmış ve çalışmaları 2001 yılında başlatmıştık.
AK Parti iktidarının bizim başlattığımız İstanbul’daki Köprü Ve Viyadüklerin Güçlendirilmesi Projesi’ni tamamlaması yıllar almış, 11 yıl sonra 2012 yılında boğaz köprülerinin güçlendirilmesine fakat sıra gelmiştir. Hasebiyle çabucak her projemizi 10 yıl geriden takip eden iktidarın, beklenen İstanbul sarsıntısı için ne üzere hazırlık yaptığını düşünmek dahi istemiyoruz. Zira İstanbul sarsıntısı için bu güne kadar hazırlık babında neredeyse hiçbir şey yapmadınız” dedi.
MİLLETİN GEREKSİNİMİNE NAZARAN DEĞİL, YANDAŞLARA NAZARAN BELİRLENİYOR!
Koray Aydın “bizim hükümet ve devlet anlayışımızda kılı kırk yarmak, devletin kıt imkânlarını yerli yerinde harcamak ve bir öncelikler stratejisi belirlemek vardır. AK Parti iktidarı, geçmiş devirlerde de planlamaya hiç dikkat etmedi ancak bilhassa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildikten sonra idarenin bir numaralı adımı olan planlama rafa kaldırıldı.
Yatırımlar artık ülkenin ve milletin gereksinimlerine ve önceliklerine nazaran değil, iktidarın yandaş müteahhitlerinin menfaatlerine nazaran belirlenir oldu. Bilhassa bu kapsamda ülkemizin geleceğini ipotek altına alan müşteri garantili yatırımlara değinmek istiyorum” dedi ve müşteri garantili projeleri Meczup Dumrul Nizamı olarak nitelendirdi.
MÜŞTERİ GARANTİLİ PROJELER, ‘DELİ DUMRUL DÜZENİ’DİR!
Aydın Şöyle konuştu : “Müşteri garantili yatırım ismi altında sadece yandaşlara para kazandırmak için bu millete dayatılan bu sistemin ismi ‘Deli Dumrul Düzeni’dir. Mecnun Dumrul da kuru derenin üzerine köprü kurmuş, geçenden 30 akçe, geçmeyenden 40 akçe alıyordu. İşte iktidarın müşteri garantili yatırım sisteminin ismi, aslında tam bir ‘Deli Dumrul Düzeni’dir.
HARCANACAK PARAYLA 3 TANE ÇANAKKALE KÖPRÜSÜ YAPILIR
15 Temmuz Çanakkale Köprüsü ile ilgili açıklamalarda bulunan DÜZGÜN Parti Teşkilat Lideri ve Ankara Milletvekili Koray Aydın, müteahhidin köprünün parasını 3 yılda çıkaracağını tabir ederek, geriye kalan 13 yıl 2 ay boyunca şirket köprüden araç geçsin geçmesin garanti edilen 45 bin aracın parasını direkt çıkar hanesine yazacağını kaydetti.Aydın şöyle devam etti: “Örnekler çok fazla, burada yalnızca bir kaçını saymakla yetineceğim. 15 Temmuz Çanakkale Köprüsü için hazine günlük 45 bin araç garanti etmiş, geçiş fiyatı de KDV hariç 15 Euro olarak belirlenmiş.
16 yıl 2 ay köprüyü işletecek olan şirket, köprünün parasını yaklaşık 3 yılda çıkarıyor. Geriye kalan 13 yıl 2 ay boyunca araç geçsin geçmesin her gün 45 bin araç geçmiş üzere köprü şirket için para basacak. El insaf, bu parayla en az 3 tane Çanakkale Köprüsü yapılır. Az araç geçerse devlet 45 bine tamamlayacak, fazla araç geçerse şirket fazla parayı cebine atacak. Oh ne güzel! Bu türlü para kazanma sistemini kimse başaramaz. Maşallah! Durmak yok, yola devam! Tıpkı çarpık sistem müşteri garantili tüm projelerde de geçerli. Yani devlet ziyana ortak, ancak çıkara ortak değil. Bu nasıl muahededir bu türlü Allah aşkına? Hiç mi vicdan yok? Hiç mi insaf yok? Hiç mi hesap bilmiyorsunuz?
”MALİYETİ 1 MİLYAR 430 MİLYON DOLAR! BU NASIL BİR SOYGUN TERTİBİDİR?”
UYGUN Parti Teşkilat Lideri ve Ankara Milletvekili Koray Aydın, Osmangazi Köprüsü ile ilgili maliyet, müşteri garantisi, işletme müddeti ve oluşacak kamu ziyanı üzerinde açıklamalarda bulunarak şunları söyledi:“Devlet nasıl ziyana uğratılır konusunda çok örnek var fakat bizim Fransa’yı protesto için ihalesini iptal ettiğimiz Osmangazi köprüsü en çarpıcı olanı. Küme Liderimiz Sayın İsmail Tatlıoğlu bütçenin tümü üzerinde yaptığı konuşmada Osmangazi Köprüsü’ndeki vurgunu bütün açıklığıyla ortaya koydu.
Osmangazi Köprüsü’nün imal maliyeti yaklaşık 1 milyar 200 milyon dolar, sonuçta 1 milyar 430 milyon dolara köprü bitmiş. Şirket daha yer teslimi ve resmi prosedürü beklemeden işe başlıyor, köprüyü erken bitiriyor. Köprü bin 354 gün erken 01 Temmuz 2016 tarihinde çabucak işletmeye alınıyor. Meğer köprünün resmi işletme müddeti 15 Mart 2020 tarihinde başlıyor.
Böylelikle şirket daha resmi işletme mühleti başlamadan bile 2 Milyar 130 milyon dolar kazanmış oluyor. Bu sayı maliyetin yaklaşık 2 katı. Köprü 2035 yılında devletin olacak. Sonuçta yalnızca köprü, devlete tam 13 milyar 15 milyon dolara mal olacak.1 milyar 430 milyon dolar harca; 13 milyar 15 milyon lira kazan. Bu nasıl bir soygun sistemidir Allah aşkına? Tam 9 katı… Arkadaşlar çıkın bu sayıları yalanlayın, doğrusu budur deyin. Biz de bilelim, milletimiz de bilsin… Aksi takdirde bu vurgunun ve bu soygunun hesabını ne bu dünyada ne de öteki dünyada veremezsiniz.
”MÜŞTERİ GARANTİSİNDE YANILMA HİSSESİ YÜZDE 95’İN ÜZERİNDE”
Konuşmasında Kütahya’daki Zafer Havalimanı’na da değinen Koray Aydın projenin hazine için tam bir hezimet haline geldiğini söz ederek şunları söyledi:“En çarpıcı örneği sona bıraktım. Kütahya vilayetimizde bir Zafer Havalimanı var. İsmini ulu ecdadımızın kazandığı zaferlerden alıyor fakat maalesef ülkemiz için tam bir hezimet haline gelmiş bulunuyor.
Yıllık yolcu garantisi Kütahya, Uşak ve Afyonkarahisar’ın nüfusu kadar. Latife gibi… Havalimanı 2012’de açıldı ve yolcu garantileri hiçbir vakit tutmadı. Hazineden şimdiye kadar 44 milyon Euro ödendi. İşletme müddeti 29 yıl 11 ay olan havalimanı için devlet kesesinden uçmayan yolcular nedeniyle 21 Mart 2044’e kadar 205 milyon Euro para çıkacak.
Şirket gelecek yılın sonunda 50 milyon Euro’ya ulaşmış olacak ve maliyeti çıkaracak. Sonraki 23 yılda ise aldığı paranın hepsini yarar hanesine yazacak. Projede hesaplanan yolcuda yanılma hissesi yüzde 95’in üzerinde… Bu yıl salgın münasebetiyle yanılma hissesi yüzde 99’a ulaşmış durumda. Bir bakanlık, bir hükümet, bir devlet nasıl bu kadar yanılabilir? Buna yanılma mı yoksa bilerek yanılma mı diyeceğiz? Bu nasıl bir yağma nizamıdır? Bu düpedüz vatandaşlarımızın helal paralarıyla ödedikleri vergileri, yandaşlara türlü hileli yollarla dağıtmaktır. Lakin unutmayın; Hakk sillesinin sadası yoktur! Bir vurdu mu devası yoktur!
”LÜKS VE GEREKSİZ OLAN KANAL İSTANBUL’DAN VAZGEÇİN!
GÜZEL Parti Teşkilat Lideri ve Ankara Milletvekili Koray Aydın, iktidar partisine ‘Hazreti Ömer’in mumu, devletin mumu’ kıssasını hatırlatarak kelamlarını şöyle tamamladı:“Değerli Arkadaşlar, ‘Hazreti Ömer’in mumu, devletin mumu’ kıssalarını anlatarak gelen arkadaşların geldiği yer burası olmamalıydı. Bu nasıl bir israf ve soygun tertibidir? Bu ne hesap bilmezliktir? Bu ne sorumsuzluktur? Bu ne gaflettir? Ülkenin hazinesine ve geleceğine karşı bu ne ihanettir? Salgın ve ekonomik kriz nedeniyle milletimiz açlık ve sefaletle boğuşurken, ülkenin kaynaklarını bugünkü kaidelerde lüks ve gereksiz olan Kanal İstanbul’a harcamak bu millete yapılacak en büyük kötülüktür.
Allah sizi hidayete erdirsin, Allah size yanlışsız yolu göstersin. Sayın Lider, Kıymetli Milletvekilleri, Sözlerime son verirken Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2021 bütçesinin iyi ve uğurlu olmasını diliyor, bütçenin yerli yerinde harcanmasını ümit ediyor ve GÜZEL Parti Kümesi ismine hepinizi hürmetlerimle selamlıyorum.
”İYİ Parti Teşkilat Lideri ve Ankara Milletvekili Koray Aydın’ın Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı 2021 Yılı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmanın tamamı şöyle:Sayın Lider, bedelli Milletvekilleri, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının 2021 yılı bütçesi üzerinde DÜZGÜN Parti Kümesi ismine kelam almış bulunuyorum. Bu vesileyle ulu meclisi, ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi hürmetlerimle selamlıyorum.Değerli arkadaşlar, AK Parti iktidarının, yıllar yılı ezberi haline gelmiş bir söylemi var: “Bizden evvelkiler bir şey yapmadılar”.
Üstelik teklif getirdiği kısım de daha evvel açılan ve çökme nedeniyle güzergâh değişikliğine gidildiği için kullanılmayan tünelin atıl kalan kısmı idi. Ben Bakanlığa geldiğimde projeyi sahiplenip devam ettirdim ve maksat koydum. Amacımız 2002 yılı sonunda tüneli açmaktı. 12 Kasım Düzce zelzelesi olunca tünelin betonlanmayan kısmında çökme meydana geldi. Güzergâh değiştirildi ve çalışmalar devam etti. AK Parti hükümeti, tüm bu projeleri kendine mal etmek için bir müddet durdurdu. Şantiyeleri kapattılar. Tıpkı öteki tünellerde olduğu üzere, yani Karadeniz Kıyı Yolunda olduğu üzere. Daha sonra çalışmalar başladı ve nihayet Bolu Tüneli, 2007 yılı Ocak ayında açıldı. Yani işi durdurarak açılışını 2 yıl geciktirdiniz.
Demek ki yalnızca bitmek üzere olan Bolu Tüneli’ni yalnızca tamamladınız.Sayın lider, bedelli Milletvekilleri, Tıpkı Bolu Tüneli üzere iktidarın kendine mal ettiği Marmaray Projesi’ne değinmek istiyorum. Demiryolu ile kıtaları birleştiren ve asrın projesi olarak takdim edilen Marmaray Projesi’nin kredi temini, müşavirlik ve mühendislik hizmetleri ile inşaat ön ihalesi 57. Cumhuriyet Hükümeti devrinde gerçekleştirilmiştir. Yani proje sizden evvel başlatılmış, sizin projeniz değil. 15 Şubat 2000 tarihinde onaylanan 41 Milyar 831 milyon Japon Yeni fiyatındaki kredi mutabakatının altında benim de Bayındırlık ve İskân Bakanı olarak imzam var. O zamanki bütün kabinenin imzası var. 15 Şubat 2000 tarih ve 23965 sayılı Resmi Gazeteye bakabilirsiniz. İsimleri adeta yok sayılan 57.
Cumhuriyet hükümetinin Ulaştırma Bakanları Sayın Enis Öksüz ve Sayın Oktay Vural başta olmak üzere projeye emeği geçen ve tamamlanmasını sağlayan herkese teşekkür ediyoruz. Demek ki sizden evvel başlatılan Marmaray Projesi’ni siz yalnızca tamamladınız. Zira devlette devamlılık var. Devlet aklı bunu evvelce planlamış, siz de gelip devamını sağlamışsınız.
Sayın Lider, bedelli Milletvekilleri, şimdiki ismiyle Osmangazi Köprüsü de evvelki hükümetler tarafından planlanan, projelendirilen ve ihale edilen bir projedir. Bayındırlık ve İskân Bakanı olduğum periyotta o zamanki ismiyle İzmit Körfez Geçişi Projesi 30 Kasım 2000 tarihinde basına açık olarak ihale edilmişti. Şimdiki iktidarın lisanından düşürmediği “yerlilik ve millilik” telaffuzunu biz o vakitler yalnızca telaffuz olarak değil, hareket olarak da gerçekleştirdik ve ihaleyi Fransa’ya hal koyarak Ocak 2001’de iptal ettik. 01 Şubat 2001 tarihinde basına yansıyan açıklamamızda motamot şöyle demiştik:
“Fransa Cumhurbaşkanlığınca kelamda soykırım yasasının onaylanmasından sonra, bakanlığımızca İzmit Körfez Geçişi projesi ihalesi yine gözden geçirilmiş olup ihaleye teklif veren her iki konsorsiyumun yabancı ortaklarının da Fransız şirketleri olması nedeniyle İzmit Körfez Geçişi Projesi ihalesinin iptaline karar verilmiştir. Hükümetimizin Fransa`ya uyguladığı yaptırımlar devam ettiği sürece, bakanlığımız hususla ilgili kararlı tavrını büyük bir titizlik ve hassasiyetle sonuna kadar sürdürecektir.
Türk ve dünya kamuoyuna duyurulur.” Açıklama motamot bu türlü. Demek ki projesi ve her şeyi hazır olan Körfez Geçişini siz yalnızca 13 yıl geciktirdiniz. Bir de bizim projemiz diye caka satıyorsunuz. Millete de palavra söylüyorsunuz. Demek ki devlette devamlılık var. Siz yalnızca projenin devamını sağlamış oldunuz. Artık buradan yerli ve ulusal telaffuzlarını lisanından düşürmeyen iktidara bir davette bulunmak istiyorum. Fransa ile yaptığınız uçak alım, füze savunma sistemi üzere muahedeleri iptal edecek misiniz? Çıkın bu millete açıklayın; Fransa’ya karşı hamasetten öte somut hangi adımları atacaksınız? Biz de görmüş olalım. Milletimiz de görmüş olsun.Değerli arkadaşlar, O devrinde İstanbul’daki köprüler ve viyadükler için gerekli adımları atmış, projelerini hazırlamış, Japonya’ya gidip Japon Bayındırlık Bakanı ile görüşüp kredi mutabakatlarını yapmış ve çalışmalara 2001 yılında başlatmıştık.
AK Parti iktidarının bizim başlattığımız İstanbul’daki Köprü Ve Viyadüklerin Güçlendirilmesi Projesi’ni tamamlaması yıllar almış, 11 yıl sonra 2012 yılında boğaz köprülerinin güçlendirilmesine lakin sıra gelmiştir. Hasebiyle çabucak her projemizi 10 yıl geriden takip eden iktidarın, mümkün İstanbul sarsıntısı için ne üzere hazırlık yaptığını düşünmek dahi istemiyoruz. Zira İstanbul sarsıntısı için bu güne kadar hazırlık babında neredeyse gerçek dürüst hiçbir şey yapmadınız.
Sayın Lider, pahalı Milletvekilleri, bizim hükümet ve devlet anlayışımızda kılı kırk yarmak, devletin kıt imkânlarını yerli yerinde harcamak ve bir öncelikler stratejisi belirlemek vardır. AK Parti iktidarı, geçmiş devirlerde de planlamaya hiç dikkat etmedi fakat bilhassa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra idarenin bir numaralı adımı olan planlama rafa kaldırıldı.
Yatırımlar artık ülkenin ve milletin gereksinimlerine ve önceliklerine nazaran değil, iktidarın yandaş müteahhitlerinin menfaatlerine nazaran belirlenir oldu. Bilhassa bu kapsamda ülkemizin geleceğini ipotek altına alan müşteri garantili yatırımlara değinmek istiyorum.Değerli arkadaşlar, müşteri garantili yatırım ismi altında sadece yandaşlara para kazandırmak için bu millete dayatılan bu nizamın ismi “Deli Dumrul Düzeni”dir. Meczup Dumrul da kuru derenin üzerine köprü kurmuş, geçenden 30 akçe, geçmeyenden 40 akçe alıyordu. İşte iktidarın müşteri garantili yatırım nizamının ismi, aslında tam bir “Deli Dumrul Düzeni”dir. Örnekler çok fazla, burada yalnızca bir kaçını saymakla yetineceğim.
15 Temmuz Çanakkale Köprüsü için hazine günlük 45 bin araç garanti etmiş, geçiş fiyatı de KDV hariç 15 Euro olarak belirlenmiş. 16 yıl 2 ay köprüyü işletecek olan şirket, köprünün parasını yaklaşık 3 yılda çıkarıyor. Geriye kalan 13 yıl 2 ay boyunca araç geçsin geçmesin her gün 45 bin araç geçmiş üzere köprü şirket için para basacak. Mübarek güya Merkez Bankası.El insaf, bu parayla en az 3 tane Çanakkale Köprüsü yapılır. Az araç geçerse devlet 45 bine tamamlayacak, fazla araç geçerse şirket fazla parayı cebine atacak. Oh ne güzel! Bu türlü para kazanma sistemini kimse başaramaz. Maşallah! Sizin için de durmak yok, yola devam! Tıpkı çarpık nizam müşteri garantili tüm projelerde de geçerli. Yani devlet ziyana ortak, ancak yarara ortak değil. Bu nasıl muahededir bu türlü Allah aşkına? Hiç mi vicdan yok?
Hiç mi insaf yok? Hiç mi hesap bilmiyorsunuz?Değerli arkadaşlar, devlet nasıl ziyana uğratılır konusunda çok örnek var fakat bizim Fransa’yı protesto için ihalesini iptal ettiğimiz Osmangazi Köprüsü en çarpıcı olanı. Küme Liderimiz Sayın İsmail Tatlıoğlu bütçenin tümü üzerinde yaptığı konuşmada Osmangazi Köprüsü’ndeki vurgunu bütün açıklığıyla ortaya koydu. Osmangazi Köprüsü’nün imal maliyeti yaklaşık 1 milyar 200 milyon dolar, sonuçta 1 milyar 430 milyon dolara köprü bitmiş.
Şirket daha yer teslimi ve resmi prosedürü beklemeden işe başlıyor, köprüyü erken bitiriyor. Köprü bin 354 gün erken 01 Temmuz 2016 tarihinde çabucak işletmeye alınıyor. Halbuki köprünün resmi işletme müddeti 15 Mart 2020 tarihinde başlıyor. Böylelikle şirket daha resmi işletme mühleti başlamadan bile 2 Milyar 130 milyon dolar kazanmış oluyor. Bu sayı maliyetin yaklaşık 2 katı. Köprü 2035 yılında devletin olacak. Sonuçta yalnızca köprü, devlete tam 13 milyar 15 milyon dolara mal olacak. 1 milyar 430 milyon dolar harca; 13 milyar 15 milyon lira kazan. Bu nasıl bir soygun tertibidir Allah aşkına?…
Tam 9 katı… Arkadaşlar çıkın bu sayıları yalanlayın, doğrusu budur deyin. Biz de bilelim, milletimiz de bilsin… Aksi takdirde bu vurgunun ve bu soygunun hesabını ne bu dünyada ne de öteki dünyada veremezsiniz.Sayın Lider, pahalı Milletvekilleri, en çarpıcı örneği sona bıraktım. Kütahya vilayetimizde bir Zafer Havalimanı var.Adını ulu ecdadımızın kazandığı zaferlerden alıyor ancak maalesef ülkemiz için tam bir hezimet haline gelmiş bulunuyor. Yıllık yolcu garantisi Kütahya, Uşak ve Afyonkarahisar’ın nüfusu kadar. Latife gibi… Havalimanı 2012’de açıldı ve yolcu garantileri hiçbir vakit tutmadı. Hazineden şimdiye kadar 44 milyon Euro ödendi. İşletme mühleti 29 yıl 11 ay olan havalimanı için devlet hazinesinden uçmayan yolcular nedeniyle 21 Mart 2044’e kadar 205 milyon Euro para çıkacak. Şirket gelecek yılın sonunda 50 milyon Euro’ya ulaşmış olacak ve maliyeti çıkaracak. Sonraki 23 yılda ise aldığı paranın hepsini çıkar olarak kendi hanesine yazacak. Projede hesaplanan yolcuda yanılma hissesi yüzde 95’in üzerinde.
Bu yıl salgın hasebiyle yanılma hissesi yüzde 99’a ulaşmış durumda. Bir bakanlık, bir hükümet, bir devlet nasıl bu kadar yanılabilir? Buna yanılma mı yoksa bilerek yanılma mı diyeceğiz?Bu nasıl bir yağma tertibidir? Bu düpedüz vatandaşlarımızın helal paralarıyla ödedikleri vergileri, yandaşlara türlü hileli yollarla dağıtmaktır. Lakin unutmayın: “Hakk sillesinin sadası yoktur! Bir vurdu mu devası yoktur!”Değerli arkadaşlar, “Hazreti Ömer’in mumu, devletin mumu” kıssalarını anlatarak gelen arkadaşların geldiği yer burası olmamalıydı. Bu nasıl bir israf ve soygun nizamıdır? Bu ne hesap bilmezliktir? Bu ne sorumsuzluktur? Bu ne gaflettir? Ülkenin hazinesine ve geleceğine karşı büyük bir ihanettir?
Salgın ve ekonomik kriz nedeniyle milletimiz açlık ve sefaletle boğuşurken, ülkenin kaynaklarını bugünkü kaidelerde lüks ve gereksiz olan Kanal İstanbul’a harcamak bu millete yapılacak en büyük kötülüktür. Allah sizi hidayete erdirsin, Allah size gerçek yolu göstersin.Sayın Lider, bedelli Milletvekilleri, sözlerime son verirken Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın 2021 bütçesinin iyi ve uğurlu olmasını diliyor, bütçenin yerli yerinde harcanmasını ümit ediyor ve ÂLÂ Parti Kümesi ismine hepinizi hürmetlerimle selamlıyorum.
Cumhuriyet
