Müracaatlarının kıymetlendirme etabında olduğunu kaydeden oda lideri Mehmet Şükrü Erişen, ‘Üretim formülü ve tadı öteki vilayetlerdeki simitlerden farklı olan İzmir Gevreği’ne farkındalık yaratacak mahreç işareti tescilini almak istiyoruz.’ dedi. İzmir Gevreği’nin kendine has lezzete sahip olduğunu belirten Erişen, ‘İzmirliler Simit demez, Gevrek der. Hakikaten de İzmir Gevreği başka vilayetlerde satılan simitlerden hem görünüm hem lezzet hem de üretim biçimi açısından farklıdır. İzmir Gevreği evvel pekmezde, sonra fırında iki defa pişer. İsmi üstünde, gevrek gevrek pişer. Hamuru yoğrulup sıcak pekmez kazanında bir dakikaya yakın haşlayıp kabartılır, sonra susama bulanıp fırında pişirilir. Başka vilayetlerde ise üretim farklıdır. Örneğin İstanbul simidi üretiminde hamur soğuk pekmez kazanına sokulup susamlanır ve fırına verilir. Bu halde iki eser ortasında lezzet ve görünüm farkı da oluşur. Biz gevreğin mideye gitmeden evvel göze de hitap etmesi gerektiğini düşünüyoruz’ diye konuştu.
İzmir Gevreği’nin kente ilişkin bir paha olduğunu hatırlatan Mehmet Şükrü Erişen kelamlarını şöyle sürdürdü: “İzmir gevreğinin formu ustalarımıza mahsustur. Rengi ve tekstürü benzersizdir. İzmir gevreği İzmirlilerindir. İzmirli olmak için burada doğmuş olmanız kaide değil, bu kentin havasını koklamanız, suyunu içmeniz, İzmir’i hissetmeniz kâfi. Umuyoruz ki bu heyecanımızla başvurduğumuz İzmir Gevreği’nin tescilini alacağız ve kentimizin bir değerli bir bedelinin ismini, özelliklerini müdafaa altına alacağız, gelecek kuşaklara de taşıyacağız.”
Cumhuriyet
