Teklifteki unsurların anayasaya karşıt olduğunu vurgulayan Kaboğlu, anayasanın merkezi yönetim-yerel idareler alakasını düzenleyen 127. ve “kamu yararı” başlığı altında düzenlenen ve kıyılardan yararlanmaya ait olan 43. unsuruna dikkat çekerek, ülkesel pahaların ve kıyıların korunmasından tarım topraklarına kadar doğal kaynakların “kamu yararı” başlığı altında korunduğunu belirtti. Teklifin kurul görüşmelerine, atanmış bakanın dahi gelmediğini anımsatan Kaboğlu, “Mera ve yaylakların köylünün elinden alınmasının önünü açan teklif, ormanları, kıyıları da ranta ve yapılaşmaya kurban edecek. Cumhurbaşkanına, kültür ve turizm müdafaa ve geliştirme bölgelerini tek kişinin yatırımına verebilmesi ‘derebeylik’ kurma yetkisi olarak nitelenebilir” ikazında bulundu.
Milyonlarca seçmenin oylarıyla seçilen belediye liderlerine ilişkin yetkilerin, siyasal sorumluluğu olmayan atanmış bürokratlara verilmesinin demokratik hukuk devletine vurulan bir darbe olduğunu söyleyen Kaboğlu, “Bu, tek kişi idaresinin yansıması. Cumhur İttifakı, Türkiye’yi torba yasalar ve talan projeleri ile yağmalamanın önünü açtı. Kanal İstanbul üzere ülkenin parçalanamaz bütünlüğünü zedeleyen projelerin yanında; kıyıları, ormanları, yaylaları yok eden yasa teklifleri ve projelerine karşı Türkiye’yi daima birlikte korumalıyız” tabirlerini kullandı.
Cumhuriyet
