British Council ve Sabancı Vakfı işbirliği ile düzenlenen şenlik, bayanların hayatlarını etkileyen değerli bahislere dair tartışma, öğrenme ve bir ortaya gelme alanları yaratıyor. Düzenlenmeye başlandığı 2010’dan bu yana 2 milyondan fazla bayanı bir ortaya getiren ve Türkiye’de birinci defa düzenlenecek şenliği, Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan ve British Council Türkiye Sanat Yöneticisi Esra Aysun’la konuştuk.
KENTTE BAYAN OLMAK
Safkan, şenliği şöyle anlatıyor:
“Vakfımızın 47 yıldır toplumsal gelişme için sürdürdüğü faaliyetlerde bayanlar ve kız çocukları daima önceliğimiz oldu. Bu yıl 8 Mart Dünya Bayanlar Günü vesilesiyle bayan hakları alanındaki kazanımlarımızı kutlayacağımız, birlikte olmaktan güç alacağımız bu şenliği çok önemsiyoruz. WOW’un sloganında olduğu üzere kentin tüm bölümlerinden bayanlarla “birlikteyiz” diyoruz bu şenlik ile.
Şenlikte her gün bir panel olmak üzere sırasıyla “Şehir Hayatına Katılım”, “Şehrin Görünmeyen Yüzü” ve “Şehirde Dayanışma” başlığı altında 3 panel gerçekleştireceğiz. Bayanlar kenti nasıl deneyimliyor? Kapsayıcı kent tasarısı nasıl olmalı? üzere sorular ışığında bir sohbet gerçekleştirilecek. Şenliğin ikinci panelinde ise “Şehrin Görünmeyen Yüzü” başlığı altında mesken içi yaşama odaklanacağız. Koronavirüs pandemisi ile tüm dünyada artan aile içi şiddet, derin yoksulluk ve mesken içi emeğin paylaşımındaki eşitsizlik konuşulacak. Şenliğin son gününde ise “Şehirde Dayanışma” paneli ile kapsayıcı, adil, eşit bir hayat için harekete geçen bayanlara kulak vereceğiz. Kapsayıcı kentler yaratmak, toplumsal algıları değiştirmek için yürütülen umut tazeleyen çalışmaları daima birlikte dinleyeceğiz.”
ÖYKÜ ANLATICILARI
Şenlik Küratörü Esra Aysun, “Şehirde bayan olmak” temasının nasıl ortaya çıktığını ve panellerin yanı sıra izleyeceklerimizi anlattı:
“Festival öncesi yaptığımız tüm toplantılardan ortak bir tema olarak çıktı: Bu kenti bir bayan olarak deneyimlemenin kıssasını aktarma isteği. WOW şenliklerinin özünde de aslen bu kıssa anlatıcılığı var. Diğerinin, bizden farklı olanın öykülerini ne kadar biliyoruz? Ne kadar dinliyoruz ya da dinlemeye tahammül ediyoruz? Bu soru bize kente bayan gözünden bakmak temasını getirdi.
Bayanların tüm manilere karşın eğitim ve çalışma hayatındaki ısrarlarını dinleyeceğiz. Ya da mesken içi şiddete karşın dayanışarak daha iyi ve eşitlikçi bir hayatı mümkün kılan mahalle derneklerini. Ve elbette de sanatkarları. Sosyoekonomik durumları nedeni ile tahminen sanat eğitiminden çok uzak kalacak genç yeteneklerin hayallerini gerçekleştiren Barış İçin Müzik Orkestrası’nın konserinin yanı sıra müzisyen kız çocuklarının cümlelerini de duyacağız.
KIRILGAN ZEMİNDEKİLER
WOW Büyük Fikirler kısmında mahzurları aşan bayanların cesaretlendiren kıssalarına yer verilecek:
“Bu kısım özel. Birbirinden farklı lakin hepsi kararlı ve yavuz 13 bayanın kıssasına şahit olacağız. Yalnızca muvaffakiyet hikayesi değil bu paylaşımlar. Ne kadar kırılgan tabanlarda ilerleyerek büyük bir muvaffakiyet elde etmek hırsı ile değil, gerçek olduğuna inandıkları pahalara ve hayatlara kavuşmak için kendi hayatlarını değiştirerek nasıl öteki hayatları da değiştirdiklerine şahit olacağız. Kurgulanmış, çalışılmış konuşmalar değil, içten kıssalar bunlar. Mimar Melis Cankara’nın geçirdiği göğüs kanseri sonrasında muharrirlerinden biri de olduğu Manifold ile bir ortaya gelerek başlattığı ME! kampanyası örneğin. Tek göğüs ile implant olmadan yaşama hakkı için bir tasarım daveti yapıyor. Ya da 18 yaşında gencecik bir ses Selin Özünaldım. Girl Up hareketinin Türkiye temsilcisi bu genç sesin bu genç yaşta aktivizme başlama öyküsünden etkilenmemek mümkün değil.”
KAZANIMLAR RİSK ALTINDA
Nevgül Bilsel Safkan, Birleşmiş Milletler Bayan Birimi’nin (UN Women) raporuna nazaran pandemi nedeniyle bayana yönelik şiddet olaylarında en az yüzde 20 artış olduğunu, uzaktan eğitim nedeniyle konutlarda olan kız çocuklarının okulu bırakmaları, buna bağlı olarak da erken yaşta evliliklerde artış beklendiğini de anlattı: “Bu alanlarda ağır gayretler harcanmıştı lakin maalesef pandemi nedeniyle bütün bu gayretler sonucu elde ettiğimiz kazanımlar risk altında.”
CÜMBÜŞ DE VAR
Şenlikte panel ve söyleşiler, konuşmalar ve atölye çalışmaları olduğu kadar WOW Sesler ve WOW Performanslar ve konserler de var. Esra Aysun, “Neo-soul ve folk müziği karışımı stiliyle öne çıkan müzikçi ve kelam muharriri Maya Law, yetenekli kemençe sanatkarı Melisa Yıldırım, Bahreyn kökenli İngiliz trompet sanatkarı Yazz Ahmed ya da performatif sanat paylaşımını albino kimliği ile harmanlayan Jo Bannon… Birçok yeteneğin hem bir bayan sanatçı olarak bu alandaki tecrübelerini hem de üretimlerini izlemenin keyifli olacağını umuyoruz” diyor.
ERİŞİLEBİLİR BİR ŞENLİK
Esra Aysun: Kapsayıcılık ilkemizle bu şenliği tüm izleyicilerimiz için de erişilebilir yaptığımızı belirtmek isterim. Erişilebilir her şey danışmanlığında simultane İngilizce ve Türkçe çevirinin yanı sıra Türk işaret lisanı çevirisi ve Türkçe sesli çeviri de yapılacak. İşte kentte yaşanan ve hiç de üzerinde durmadığımız bir zorluk da bu değil mi?” Şenliğin detaylı programına www.wowistanbul.org adresinden ulaşılabilir.
Cumhuriyet
