Türkiye salgının ortasında, en derin yoksulluğu yaşıyor. Genç işsizlik oranı yüzde 30’lara yaklaşmış; kısa çalışma ödeneği sona erdiği için mayıs ayında yeni bir işsizlik dalgasının geleceği açıkça patron tarafından tabir ediliyor.
Şirketler, oteller borç yükünden kurtulmak için haraç mezat satılma basamağına gelmiş. Enflasyon almış başını gidiyor. İşçinin, emeklinin maaşı erimiş, artırımlar durmak bilmiyor.
Bu türlü bir ortamda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın topluma açıkladığı müjde ne? Kanal İstanbul!
Konda’nın yaptığı araştırmaya nazaran 15-30 yaş ortasındaki kısmın yüzde 98’i Kanal İstanbul projesini desteklemiyor. Yani gençler geleceklerini karartacak bu projeye karşı!
Uzmanlar, bilim insanları tam 10 yıldır bu projenin İstanbul’un felaket projesi olduğunu ispatlarla söylüyor. Etraf ve tabiat katliamı yaşanacağını anlatıyor.
İstanbul’u çok kısa müddet sonra 7 büyüklüğünde bir zelzelenin beklediği ve 2 milyona yakın konutun zelzeleye güçlü olmadığı, binlerce insanın öleceği açıklanıyor.
Fakat bu gerçeklere karşın “inadına” bu proje yapılacak. Zira projeyi kendi çizen AKP’liler, Katarlılar, Suudiler bölgeyi kapatmış, rant bekliyor. Türkiye’nin değerli müteahhitlerinden birinin kelamlarıyla buradan devşirilecek kaynak 500 milyar doları bulacak.
Etraf Bakanı Murat Kurum, imar planlarının bile onaylandığını söylüyor. Müjde açıklamasının akabinde projenin kimin hangi bilgilerle hazırladığı belirli olmayan etraf tesir değerlemesi raporları askıya çıkarılıyor. 24 Nisan’a kadar itiraz için müddet veriliyor. Yağmur altında kuyruklarda verilen itiraz dilekçelerinin hiçbir manası yok zira…
Bu da projenin ihalesinin kısa müddette yapılabileceğinin göstergesi. Erdoğan’a nazaran inşaat bu yaz başlayacak…
ÇİNLİLER PAZARLIKTA
Türkiye iktisadının açıkça bir kriz yaşadığı bu ortamda Kanal İstanbul’un finansman bulunamayacağı için yalnızca bir seçim vaadi olarak kalacağı umudu, ihalenin yapılacağı açıklamasıyla sona eriyor. Zira aranan finansal takviye Çin’den geliyor. Aldığım bilgilere nazaran Ankara’da ağır bir çalışma var. Kısa müddet içinde yapılacak ihale için şu anda 4 teklif gündemde ve bu şirketlerin hepsi de Çinli.
Ankara’da toplantılar, pazarlıklar sürüyor.
Çin’in projeye ilgisi alışılmış ki yeni değil, iki yıldır konuşuluyor. Salgından sonra dünyanın yeni bir periyoda gireceği ortada. ABD, Rusya, Çin, Avrupa Birliği yeni periyoda hazırlanmaya çalışıyor. Çin’in yatırım yapma iştahı da Türkiye’nin coğrafik konumundan geliyor. Çin, yeni alternatif yollar oluşturuyor. Kuşak-Yol projesi kapsamında Türkiye değerli bir ayağı oluşturuyor. İstanbul’daki bu yatırımlar Süveyş Kanalı’nın kapanması ile gündeme gelen Orta Koridor’un da bir kesimi olacak.
Üçüncü köprüye yatırım yapan Çin’in orada kalmayacağı aşikardı. İstanbul Havalimanı, liman üzere öteki projelerle ilgilenen Çin, tam gücüyle Türkiye’ye yerleşmeye başladı bile. Çin, Kanal İstanbul’u yalnızca finanse etmeyecek olağan ki. Müteahhitlik kesiminin devlerine sahip Çin, inşaatı da üstlenecek.
Bakalım AKP’nin yıldızı “beş müteahhide” buradan nasıl bir piyango vuracak?
İSTANBUL ÇÜRÜK YUMURTA KOKACAK
Kanal İstanbul projesi Montrö’yü by-pass etmek için ABD’nin desteklediği siyasi bir proje mi, Çin’in Avrupa’ya açılma projesi mi yoksa 500 bin konutluk bir rant projesi mi?
AKP, siyasi bir mana yükleyerek dayanak beklese de bu soruların hiçbirinin cevabı Kanal İstanbul projesini haklı kılmıyor. Bilim adamları çok net açıklıyor.
Bu proje gerçekleşirse İstanbul’un sonu gelecek.
– 13 bin 400 hektar orman yeri yok olacak. 394 bin ağaç kesilecek.
– Birçok hayvan çeşidinin hayat alanı ziyan görecek.
– İstanbul’un üçte birinin su gereksinimini karşılayan kaynaklar yok olacak.
Haliç’i temizleyen bilim adamı Prof. Dr. Cemal Saydam’ın dediği üzere İstanbul “çürük yumurta” kokacak.
Milyon dolarlara alınan o konutlarda yaşayacak ultra zenginler bu kokuyu solumak istiyor mu?
İSTANBUL’DA YAŞAYAN BİZLER MUHAKKAK İSTEMİYORUZ!
Cumhuriyet
