Göz kuruluğunun toplumda çok sık görülen bir göz sıhhati sorunu olduğunu tabir eden Göz Vakfı Bayrampaşa Göz Hastanesi’nden Op. Dr. Deniz Marangoz, kıymetli ikazlarda bulundu. Gözyaşının, gözün alerjenlere ve mikroplara karşı birinci savunma sınırı olduğunu hatırlatan Op. Dr. Deniz Marangoz, “Gözyaşının, göz dokularının beslenmesinde, net görmeye ve görüş kalitesine değerli katkısı bulunuyor.
Eksikliğinde ise batma, yanma, kızarıklık, bulanık görme, yabancı cisim hissi, kaşıntı üzere şikayetler oluşabilir. Göz kuruluğu varlığında gözün dış etkenlere karşı savunmasız kalması sonucunda enfeksiyonlar gelişebilir” diye konuştu.
GÖZ KURULUĞU NASIL GELİŞİR?
Op. Dr. Deniz Marangoz, gözyaşının ölçüsünün ve içeriğinin değişmesi sonucunda göz kuruluğu gelişen şöyle sıraladı:
“Göz kırpma sayısını azaltan durumlar (tablet-telefon-bilgisayarda uzun mühlet geçirmek), gözyaşının buharlaşmasını arttıran durumlar(dış ortamda rüzgar, iç ortamda klima/kalorifer), kontakt lensin uygun olmayan formda ve müddetlerde kullanımı, akne, depresyon, hipertansiyon ve alerji için kullanılan ilaçlar, kirpik tabanı iltihabı (blefarit) varlığı, Testosteron/ Östrojen hormon istikrarında değişimlerin görüldüğü hastalıklar, gözyaşı bezlerini etkileyen romatizmal hastalıklar ve tiroid bezi hastalıkları, şeker hastalığı, sigara kullanmak/dumanına maruz kalmak ve ilerleyen yaş.”
“20 DAKİKA ÇALIŞMA 20 SANİYE MOLA”
Göz kuruluğunun tedavisinde birinci adımın altta yatan nedenin tespit edilmesi olduğunu belirten Op. Dr. Deniz Marangoz, “Suni gözyaşı damlası yahut jelinin kullanımı ile gözün nemli yüzeyinin tekrar sağlanmasının mümkün olabilir. Bunun yanı sıra, göz kırpma sayısını arttırarak, tablet-telefon-bilgisayar kullanma müddetlerini azaltarak, çalışmaya 20 dakikada bir 20 saniyeliğine mola vererek gözlerin dinlendirilmesi önemli” tavsiyesinde bulundu.
KARANTİNA GÜNLERİNDE BUNLARA DİKKAT EDİN
Koronavirüs pandemisi nedeniyle alınan tedbirler kapsamında, artık daha uzun mühlet iç ortamlarda kalmaya bağlı olarak tablet-telefon-bilgisayar kullanım mühletleri pandemi öncesi periyoda oranla arttığını hatırlatan Op. Dr. Deniz Marangoz, şöyle devam etti:
“Günlük ömürde meydana gelen bu değişimler, göz kırpma müddetlerini azaltmakta ve nemi düşük ortamlarda bulunmaya bağlı olarak göz kuruluğu şikayetlerini arttırmaktadır. Her göz kızarıklığı enfeksiyon bulgusu değildir. Gözün yüzeyini örten dokunun iltihabı olan konjonktivit varlığında da emsal biçimde kızarıklık, yanma, batma şikayetlerinin olabilir lakin bu şikayetle göz hekimine başvuran şahıslarda şikayetlerin sebebinin sıklıkla göz kuruluğu olur.
Konjonktivitin, koronavirüs hastalığının başlangıç periyodunda ya da hastalık seyri sırasında da ortaya çıkabilir. Bu nedenle, öncelikle sakin kalınmasını, hijyen ve bulaş tedbirlerine dikkat edilmesini, gözün kuru kalmaması için yapay göz yaşı damlası ile gözün nemliliğinin desteklenmesini, fakat şikayetlerde gerileme olmaması durumunda göz tabibine başvurulmasını öneriyoruz. Koronavirüsün gözlerinize bulaşmaması için alınacak tedbirler, tüm öteki virüs ve bakterilerde olduğu üzeredir. Eller, sabun ve su ile yıkanmalı ve göze temas etmemelidir.”
Cumhuriyet
