Kılıçdaroğlu, CHP Parti İçi Eğitim Ünitesi’nin 100. İdare Konseyi toplantısına katıldı. Kılıçdaroğlu, Parti İçi Eğitim Sorumlusu Aytuğ Atıcı koordinatörlüğünde gerçekleştirilen görüntü konferans toplantısında, açılış konuşması yaptı. Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“İKİNCİ YÜZYILA DAVET BEYANNAMEMİZİ ÖĞRETMEK LAZIM”
İkinci Yüzyıla Davet Beyannemesi… Yüzyılı bitirdik, ikinci yüzyılda neler yapacağız, öngörülerimiz nelerdir bunları söz ettik. İkinci Yüzyıla Davet Beyannamesi’nin bu çerçevede çok değerli olduğunu, akademik dünyanın da İkinci Yüzyıla Davet Beyannamemizi tartıştığını bilhassa siyasette ilgisi olan pek çok müellifin İkinci Yüzyıla Davet Beyannamesini irdelediğini görüş beyan ettiğini eleştirdiğini övdüğünü de görüyoruz. Bu bizim için son derece pahalı bir gelişme. Bizim yeni jenerasyonlara gençlere öğretmemiz lazım.
“CHP’DEN KORKUYOR”
Erdoğan güya iktidar partisinin değil de muhalefet partisinin genel lideri üzere konuştu. Baştan başladı. Sonuna kadar CHP’yi gündemine aldı. Korkuyor CHP’den. Neden korkuyor CHP’den? Zira CHP toplumun her bölümüne dokunmaya toplumun her kesitiyle ilgili meselelerle ilgilenmeye ve o problemlere en sağlıklı tahlilleri üreten bir parti olduğu gerçeğini ortaya koymaya başladı.
“ÖĞRETMENLER ONU DİNLEYECEK SANIYOR”
Dün Erdoğan öğretmenlerle ilgili bizi suçlamaya başladı. Sayın Erdoğan, öğretmenlerle ilgili bizi suçlasın hiçbir itirazım yok lakin ağzından şu çıkmalıydı; ‘Ben en kısa müddette öğretmenler meslek kanununu çıkaracağım, her 24 Kasım’da öğretmenlere birer maaş ikramiye vereceğim, ey Kılıçdaroğlu duydun mu?’ deseydi. Ben buradan kendisini alkışlayacaktım, helal olsun diyecektim. Öğretmenler üzerinden bize saldırıyor sanıyor ki öğretmenler kendisini dinleyecek hayır efendim.
“BU KADAR BİLGİSİZ GÖRMEDİM”
Uyuşturucu gelirleri kara para malum, konusu hata teşkil eden paralara kara para diyoruz. Bunların vergilendirilmesi gerektiğini söyledim. Erdoğan, ‘Efendim uyuşturucu ticareti yapan, organ ticareti yapan adamdan vergi alacaksın’ diyor. ‘Kara parayı aklamayacaksın, kara parayla devleti dolandırandan vergi alacaksın.’ Bu kelamlar üzerinden beni eleştiriyor. Hayatında çok bilgisiz gördüm de bu kadar bilgisiz bir insan görmedim. Söylemek istediğim şu; bakın insan kaçakçılığı yapan, organ kaçakçılığı yapan, uyuşturucu kaçakçılığı yapan beşerler gelirlerini yurt dışındaki vergi cennetlerinde toplarlar. Zira bilirler ki o parayı buradaki bankaya yatırırsam, MASAK görür beyefendiler bu parayı nerden sağladın diye soru sorar. Vergi cennetlerine yatırdığı vakit da bu soru sorulmaz.
“NİYE DÜZENLEME GETİRMİYOR”
2006 yılında AK Parti hükümeti bir kanun getirdi. Kurumlar Vergisi Kanunu. 30’ncu hususun yedinci fıkrası, diyor ki vergi cennetlerinden Türkiye’ye para gelirse yüzde 30 oranında vergileyeceğim. Yani ‘kaçakçıyı, uyuşturucu efendim işte organ ticareti yapan çocuk ticareti yapan bayan ticareti yapan fuhuş yapan şahısların topladığı gelirler Türkiye’ye gelirse ben vergileyeceğim’ diyor. Ne vakit, 2006.. Hangi yıldayız, 2020’nin sonuna geldik… Bu vergilemenin bir kaidesi var. Vergi cennetleri listesini Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle yayınlanması lazım. Cumhurbaşkanı bir kararname çıkaracak, şunlar vergi cennetleridir diyecek. O cennetlerden Türkiye’ye para gelirse yüzde 30 oranında vergileyecek. 14 yıl geçti, 15’nci yıla giriyoruz Erodoğan bu kararnameyi neden çıkarmıyor? Bu kararnameyi çıkarmadığı üzere bir kanun çıkardı, ‘Eğer yurt dışında paranız varsa, paranın kaynağına bakmayacağım’ diyor ‘ne parası olursa olsun, kimliğinize de bakmayacağım’ diyor…’Asla Türkiye’de vergilemeyeceğim kâfi ki getirin parayı’ diyor. ‘Uyuşturucu parası, bayan ticareti parası, organ ticareti parası bütün bunların tamamını getir Türkiye’ye’ diyor, ‘Bankaya yatır, ben senin kimliğini asla sormayacağım’ diyor. Bu ülkede kefen bezi alırken vergi ödüyoruz. Çocuğun altına bez alırken vergi ödüyoruz, otobüse binerken vergi ödüyoruz, lakin dünyanın uyuşturucusunu kaçırıp Man adasında tutan ve o parayı Türkiye’ye getiren adam beş kuruş dahi vergi ödemiyor…Yahu bunlarda din iman var mı yahu? Bunlarda ahlak var mı?
“SEN MİSİN SAPKIN BEN MİYİM”
‘Bunlardan vergi al’ dediğimde de ‘Ey Kılıçdaroğlu senin söylediğin bu ne sapkınlık’ diyor. Sen misin sapkın ben miyim? Sen misin bu ülkeye hizmet eden ben mi? Sen misin kaçakçılara sığınan ben miyim kaçakçıları niçin vergilemiyorsun diyen. Hayatımda çok bilgisiz gördüm de bu kadar bilgisiz bir adam görmedim. Kendi çıkardığı kanunu bilmiyor. Kendi kararnamesini yayınlamıyor, niçin yayınlamıyorsun?
AİHM KARARI
“AİHM bir karar verir, bu karara herkesin uyması lazım. Yalnızca Türkiye değil diğer ülkeler de o süreç içinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden gelen kararları uygulayacaklarına kelam vermiş ve bunu yasalaştırmışlarsa ve bunu da kendi anayasalarına koymuşlarsa herkes ona uymak zorundadır. Selahattin Demirtaş’la ilgili AİHM karar verdi. Dün yaptığı konuşma, efendim ben o karara uymam. O karara uymayacağız. Kimsin sen yahu… Kimsin, şahsım devletinde bunu söyleyebilirsin sen burayı şahsın devleti olarak görebilirsin, lakin unutmaman gereken bir şey var. Burası Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir, sana pabuç bırakmaz. Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacaksınız, alt mahkeme de Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacak, AİHM kararlarına uymayacağız, hangi kararlara uyacağız? Erdoğan’ın talimat verip kendi fikri hasebiyle dilek ettiği kararı çıkan mahkemenin kararına uyulacak. Ve burada biz devlete saygıyı bekleyeceğiz. Hayır bu türlü bir olay olmaz.
“YARGITAY’DA BİR KARARIN ALTINA İMZA DAHİ ATMADI”
Anayasa Mahkemesi’ne üye atıyorlar, Yargıtay’a geliyor evvel İstanbul Cumhuriyet Başsavacı Yardımcısı, Yargıtay’da bir kararın altına imza dahi atmamış, daha Yargıtay’da oturduğu koltuğun minderi daha ısınmamış. Oturuyorsunuz orada talimat geliyor efendim biz bunu Anayasa Mahkemesine üye tayin edeceğiz. Siyasi görüşü a olur be olur fakat biz biliriz ki bu bir yargıçtır. İntihal yaptığı açık ve net olan bu bahiste intihali yapılan kişinin de yaptığı açıklamayla berraklaşan bir mevzuda siz kalkacaksınız bunu Anayasa Mahkemesi’ne hakim atayacaksınız.
“ŞEHİTLER ORTASI AYRIM”
Bir vatandaşın oğlu şehit oldu. Ona 121 lira 96 kuruş şehit aylığı bağlanmıştı. Ben buna itiraz ettim. Bir AK Parti milletvekili bu türlü bir şey yok, dediler, asla olamaz, dediler… Döndüm dedim ki, size Çalışma ve Toplumsal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı, toplumsal güvenlik kurumunun yazısını göndereceğim size. Dün AK parti milletvekili çıktı bir basın toplantısı yaptı. Dedi ki, ‘O bir polis değil’ dedi. Bu dedi, ‘Bir vatandaşın aylığıdır, Kılıçdaroğlu orada hakikat söylememiştir.’ Bu neyi gösteriyor biliyor musunuz, yıllardır söylediğimiz bir bahsin AK Parti milletvekili tarafından itiraf edildiğini söylüyor. Şehitler ortasında ayrım yapıldığının pek açık çok net bir basın toplantısında itirafı. Beşiktaş hücumunda şehit olan bizim vatandaşlarımız, polisi de var sivili de var. Siz nasıl şehitler ortasında ayrım yapabilirsiniz.
“AŞI BÜTÜN ÜLKELERE DAĞITILMALI”
Aşı üretildi belirli yerlerde belirli ülkelerde bunlar satılmaya başlandı lakin bu aşıları alacak gücü olmayan ülkelerde yaşayan fakir milyonlarca insan ne olacak ? Dünya sıhhat örgütünü bu mevzuda vazifeye davet ettik. Aşı artık ticari bahis olmamalı. Alışveriş konusu olmamalı. Bu aşı bütün ülkelere dağıtılmalı.
Cumhuriyet
