“Topraklar bize atalarımızdan miras” dediler, tabiatları için çaba ettiler, biber gazına maruz kaldılar, gözaltına alındılar. Üçpınar, Çiğdem ve Yeşilkent köylerinde geçtiğimiz yıl ekim ayında başlayan maden arama çalışmalarını köylüler, durdurmak için günlerce çaba verdiler. Şirketin çalışmaları nedeniyle uykularının kaçtığını söyleyen köylüler, süresiz tabiat nöbetine başladılar.
Jandarma eşliğinde bölgeye gelen şirketin iş makinelerini dereden çıkarmak için engellendiler. Fındık bahçelerinden dolanarak bölgeye gelerek iş makinelerinin önüne geçtiler. Jandarma ile karşı karşıya kaldılar, gözaltına alındılar. Sonraki gün hür bırakıldıktan sonra tabiat nöbetine kaldıkları yerden devam ettiler.
Uğraşları sonuç verdi, şirket iş makineleri ile bölgeden ayrıldı. Şirket ismine bölgede çalışma yürüten sondaj firmasının sorumlusu ve Ünye İlçe Jandarma Komutanlığı vazifelilerinin şikayetleri üzerine gözaltına alınan 15 köylü hakkında ‘görevi yaptırmamak için direnme, mala ziyan verme, kanunlara uymamaya tahrik’ suçlamalarından dava açıldı.
“5 KİŞİ 1 ŞAHSA KELEPÇE VURUR MU?”
Üçpınar köyü sakinlerinden 55 yaşındaki Döndü Ordulu, tarımla geçimlerini sağladıklarını söyledi. Doğayı çocuklarına, gelecek jenerasyonlara miras bırakmak ismine uğraş ettiğini belirten Ordulu, “Biz Bozdağı’na gittik, hiçbir şey yapmadık, yalnızca orada oturduk. Onlar bize cop, biber gazı sıktılar. Arttan zıt kelepçe vurdular. ‘Tamam, bırakın, ben bir şey yapmadım’ dediğim halde iki bayan benim üstüme çıktı. Üç erkek toplam beş kişi bir bireye zıt kelepçe vurur mu?” diyerek o gün yaşananlara sitem etti.
“İNSANLIĞA SIĞAR MI?”
Yaşananların akabinde kendilerinden şikayetçi olmalarına ait Ordulu, yansısını ANKA’ya anlattı:
“Neden bizden şikayetçiler? Biz onlara bir şey demedik. Tabiatımızı kurtardık, katletmelerine müsaade vermedik. Her şeyi tabiattan alıyor, yiyoruz. Mağduruz, mağdur ettiler bizi. 10 yaşındaki çocuğumuzu copla dövdüler, biber gazı sıktılar. Mezardaki adam hancerlenir mi? Biz orada mezardaydık. Bizi sırtımızdan hancerlediler, aksi kelepçe vurdular, biber gazı sıktılar. Bu insanlığa sığar mı?”
“MAĞDUR EDEBİYATI YAPARAK BİZİ MAHKEMEYE VERDİLER”
Üçpınar’da 400 meskenin bulunduğunu belirten 58 yaşındaki Cemal Çatal, fındık bahçlerini, tarım alanlarını, ormanlarını, sularını korumak için uğraş verdiklerini vurguladı. Tabiatları için verdikleri gayrette ziyanlı çıkanların kendileri olduğunu tabir eden Çatal, “Hiçbir halde ziyan görmedikleri halde mağdur edebiyatı yaparak bizi mahkemeye verdiler. Versin, biz mahkemeden korkmuyoruz. Bizim haklı olduğumuzu Türkiye biliyor. Biz yalnızca hayat alanlarımızı koruduk” dedi.
“KÖYÜMÜZÜ BİREBİR KARARLILIKLA TEKRAR KORUYACAĞIZ”
Şirketin bölgeden ayrıldığını lakin ilerleyen süreç içerisinde tekrar geri gelmeyeceklerinin garantisi olmadığının altını çizen Çatal, “Yarın geri gelirlerse birebir kararlılıkla biz köyümüzü tekrar koruyacağız, yeniden koruyacağız, yeniden koruyacağız” diyerek gayretlerini sürdüreceklerini belirtti.
“HALKIM COP, BİBER GAZI YEDİ, BİR DE MAHKEMEYE VERMİŞLER”
Üçpınar köyü muhtarı Ali Ordulu, şirketin maden arama çalışmaları için bölgeye geldiğinde güvenlik güçlerinin bir toplantı düzenleyerek halkı oyaladığını söyledi. Köylüler ile jandarmanın karşı karşıya geldiği anlarda Ünye merkezinde olduğunu belirten Ordulu, “15 kişiyi gözaltına aldılar ve bir gece nezarette bıraktılar. Ondan sonra şirket sahipleri de benim vatandaşlarımdan davacı olmuşlar. Mağdur kalan benim halkımdır, şirket bir ziyan görmedi. Benim halkım, cop, biber gazı, her şeyi yedi orada. Bir de tutmuşlar mahkemeye vermişler” diyerek yansısını lisana getirdi ve şikayetçi olunan köylülere takviye çıktı.
Cumhuriyet
