Melek İpek’ten kızlarına: Aklınıza geldiğimde elinizi kalbinize koyun, ben hep ordayım
Döşemealtı ilçesinde servis sürücülüğü yapan Ramazan İpek ile eşi Melek İpek ortasında 7 Ocak günü tartışma çıktı. Ramazan İpek, kıyafetlerini çıkarttığı eşini kelepçe takarak saatlerce dövdü. Azap ve dayaktan gözleri şişen ve morluk oluşan Melek İpek halsiz kalırken, eşi Ramazan İpek kendisini ve 2 çocuğunu öldüreceğini söyleyerek sabaha karşı konuttan ayrıldı. Birkaç saat sonra meskene dönen Ramazan İpek, karşısında elleri kelepçeli halde av tüfeğiyle bekleyen Melek İpek’i buldu. İkili ortasında çıkan arbede sırasında Melek İpek, tüfekle eşini vurup öldürdü, akabinde 112 Acil Davet Merkezi’ni arayarak durumu bildirdi. İhbar üzerine adrese gelen sıhhat grupları, Melek İpek’i çıplak vaziyette elleri kelepçeli buldu. Kelepçeleri açılan Melek İpek’e ambulansta müdahale edildi. Gözaltına alınan Melek İpek, çıkarıldığı Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklandı.
Cumhuriyet Savcısı’nın ‘haksız tahrik’ indirimi uygulanmasını istediği iddianamede genç bayanın 18 yıldan 24 yıla kadar mahpus istemiyle yargılanması talep edildi. Döşemealtı L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu olan Melek İpek, 15 Mart’ta birinci kere hakim karşısına çıktı. Ağlayarak savunmasını yapan ve yaşadığı azap ve tecavüzleri anlatan Melek İpek’in tutukluluğunun devamına karar verildi.
İKİNCİ DURUŞMA 2 NİSAN’DA
Melek İpek’in tutuklu yargılandığı davanın ikinci duruşması, 2 Nisan’da Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Avukatı Ahmet Onaran’a ulaştırdığı, savunmada kullanılacak 4 sayfalık mektubunda yaşadıklarını ve cezaevi koşullarını anlatan Melek İpek, Ramazan İpek ile 2006 yılı Eylül ayında bir arkadaşı aracılığıyla tanıştığını, şimdi lisede okuduğunu belirterek, “Kasım ayında yüz yüze birinci buluşmamızda beni Ekşili Göleti’ne götürdü ve bana tecavüz etti. Kimseye söyleyemedim. ‘Seninle evleneceğim. Karım olacaksın. Onun için bu türlü yaptım’ dedi. 2008 yılında evlendik. Namusumu temizlemiştim” diye yazdı.
‘ONUN İÇİN ÜZÜLÜYORUM’
Melek İpek mektubunda iki hususa dikkat çekti. Birinci mevzunun kayınvalidesi Esma İpek (66) olduğunu vurgulayan genç bayan, ona çok üzüldüğünü tabir etti. Kayınvalidesi Esma İpek’i kasteden Melek İpek, hislerini, “Onun bir oğlu kazada ölmüştü. İkinci oğlunu da kaybetti. Bir anne için kayıp iki oğul. Başsağlığı diliyorum. Onun ismine çok üzülüyorum” kelamlarıyla lisana getirdi.
‘BÖYLE KURTULMAK İSTEMEDİM’
Mektupta yer verdiği ikinci mevzunun ise duaları olduğunu vurgulayan İpek, eşiyle evli kaldığı 12 yıllık mühlet içerisinde gördüğü şiddetten kurtarması için Allah’a daima dua ettiğini kaydetti. Melek İpek, “Her gün dua ediyordum. Eşimden ve gördüğüm şiddetten beni kurtarması için. Lakin bu türlü kurtarmasını istememiştim” diye yazdı.
CEZAEVİNDE FOTOĞRAF ÇİZİYOR
Döşemealtı L Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu olan ve cuma günü yapılacak ikinci duruşmayı bekleyen Melek İpek, kızları C.D.İ. (9) ve İ.N.İ.’ye (7) hasretini, onlara fotoğraf çizerek geçirmeye çalışıyor. Bir taraftan üniversite imtihanına hazırlanıp tıp fakültesini kazanmayı hedefleyen Melek İpek, karakalem çalışmasıyla kızlarına kalp, gül ve mektup getiren kuş üzere fotoğraflar çizdi. Büyük bir kalp içerisine ‘Her vakit kalbinizdeyim’ yazan İpek’in fotoğrafında “Her aklınıza geldiğimde elinizi kalbinize koyun. Zira daima ben ordayım. Canım kızlarım benim” tabirleri yer aldı. Ağzında mektup getiren uçan bir kuş resmi çizen İpek, “Yaşama sebeplerim. Sizi çooook seviyorum” yazıp, fotoğrafın yan kısmına ise büyük bir gül çizdi. İpek, son çizdiği fotoğrafta ise iki kuş, gül ve büyük bir kalp içerisine kızlarının ve kendi ismini yazdı.
KIZLARINA BOYAMA ÖDEVİ
Melek İpek, büyük kızı C.D.İ. için müstakil çitleri olan iki katlı bir mesken boyama resmi gönderdi. Melek İpek, C.D.İ.’ye yazdığı mektupta, “Anneciğim baraja bu türlü bir konut yaptıralım mı? Bence yaptıralım. Sen, ben ve İ. neler yaparız bahçesinde. Tavşanlarımız bahçede ot yer. Bence bu konutun boyamasını sen yap. Tekrar bana geri gönder bakayım. Seni çoooook seviyorum..” sözleri yer aldı. Küçük kızı İ.N.İ.’ye de baykuş boyaması gönderen Melek İpek, ona, “Aşkım bu bizim kuşumuz olsun. Bunu sen boya ve bana geri gönder. Ben buradan çıkınca kocaman bir kafeste papağan alalım. Konuşmayı öğretelim ona. İ. demeyi öğretelim. C. demeyi öğretelim. Melek demeyi öğretelim. Bu kuşu da kendin boya lakin kendin boya, ablana boyatma. Bana geri gönderin sonra. Seni çoooook seviyorum” yazılarının yer aldığı mektubu gönderdi.
Cumhuriyet
