İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener, esnaf ziyaretlerine Ardahan’da devam etti. Bir esnafın Millet İttifakı’nın son durumu sorduğu Akşener, “Bu ülkenin önünü tıkamayacağım, senin gibilerini de hayal kırıklığına uğratmayacağım” dedi.
Meral Akşener, bugün Ardahan’da esnafın sıkıntılarını dinledi. Ardahan esnafıyla Akşener ortasında şu diyaloglar yaşandı:
“BEN DEVLETTEN BİR KURUŞ RASTGELE BİR ŞEY ALMADIM”
Esnaf: Bizim ıstıraplar tabi var, yok değil. Pandemi devrinde devlet biraz esnafa dayanak olsun. Sayın Cumhurbaşkanı bugün açıklama yapıyor, sonraki gün bir bakıyorsunuz, bankaya gidiyorsunuz yok bir şey. Burası soğuk bir memleket; artık 3 gün, 5 gün elektrik geçtiği vakit çabucak TEDAŞ’daki yetkili arkadaşlar çabucak zirvemize biniyor. Ne oldu? ‘Kapatacağız, kilitleyeceğiz.’ Bunlar yanlış şeylerdir. Yani inanın halka hizmet, hakka hizmet bu değildir. İnanın bu değildir. Buradan ben Sayın Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. Burası eksi 45 dereceye varan bir yerdir. Lütfen, bilhassa bu TEDAŞ, doğalgaz, bunlara makul bir şey söylesin. Burayı bir İstanbul, bir Ankara ile bir tutmasın.
Akşener: Esnaf elektrik paralarından çok şikayet ediyor. Benim gezdiğim yerler, hangi işi yaparsa yapsın. İster bunu satsın, isterse yemek satsın. Çok şikayet ediyor; bu bir. İkincisi; dükkanlar şayet kira ise stopajdan çok şikayet ediyor. Bir de pandemide hibe yardımı yerine kredi kullanılmasından, artık kredilerin faizleri işliyor. Ertelendi lakin başlayacak. Sizin kredi borcunuz var mı?
“MİLLET İTTİFAKI NE OLACAK”
Esnaf: Ya olağan ki. Artık devlet şu an diyor ki KOSGEB, şu, bu. Ya herkese versin, KOSGEB nedir? Burası 400 milyara (bin) mal oldu bana. Ben devletten bir kuruş rastgele bir şey almadım. Ben anlamıyorum ki KOSGEB’i, kim alıyor? KOSGEB’i söyler misiniz kim alıyor? Liderim işi boşver. Esasen siz bizden daha iyi biliyorsunuz bütün esnafın halini. Millet ittifakı ne oluyor, siz onu söyleyin.
Akşener: İyi gidiyor.
Esnaf: İyi gidiyor değil mi? Sorun yok değil mi?
Akşener: Hayır, natürel ki yok.
Esnaf: Tamam. Biz her gün takip ediyoruz da uzun vakittir. O denli bir şey olmayacak değil mi?
Akşener: Yok, yok.
Esnaf: İçim rahat etti. İş olur bir formda o değerli değil.
Akşener: Yok yok.
Esnaf: Bizim geleceğimiz kıymetli, çocuklarımız kıymetli.
Akşener: Yok, yok. Bak şöyle. Neden yanılıyor biliyor musunuz herkes? Artık Cumhur İttifakı’nın iki büyük, yani resmi iki ortak var. Biri AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi, Vatan Partisi bir de Büyük Birlik var. Vatan Partisi yandan. Dört siyasi partinin birbiriyle olan münasebeti tek bilek, et, tırnak. Tek yürek vaziyetinde. Münasebetiyle daha duygusal bir ittifak. Bizimki daha rasyonel, daha gerçekçi bir ittifak. Sizlerin sorunlarına daha iyi elbette farklı tahlillerimiz olacak. Yani kurumsal yapılarımızı biz koruma ediyoruz. Lakin buradan şöyle bir sonuç çıkıyor. ‘Ben senin için ölürüm’ demiyoruz birbirimize lakin biz sizin taleplerine, yani seçmenin taleplerine uygun hal koyuyoruz. Bir şey daha var. Bizde demokrasi var. Hem CHP’de hem bizde demokrasi var. Bir de bizim arkadaşlarımız başkanlarından korkmuyor. Belediye liderinden milletvekiline, vilayet liderinden genel lider yardımcısına herkes hür, bağımsız.
“SENİN GİBİLERİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMAYACAĞIM”
Esnaf: Şu tablo çok hoş. CHP, belediye liderimiz burada, siz buradasınız. Güya bir bütünüz. Değil mi? O denli olacağız inşallah. Bizi korkutmayın lütfen. Her şey inşallah iyi olacak. Her şey çok hoş olacak inşallah.
Akşener: İsmin ne senin?
Esnaf: Olgun benim ismim.
Akşener: Merak etme.
Esnaf: Tamam.
Akşener: Bak arkadaş, ben bu ülkenin, herkesin huzurunda söylüyorum. Bu ülkenin, senin gibilerin, bu ülkenin önünü tıkamayacağım. İki; senin gibileri hayal kırıklığına uğratmayacağım. Daha bunun ötesi var mı oğlum?
“UMUDUMUZ SİZSİNİZ”
Üniversite de elektrik elektronik kısmından mezun olan lakin atanamayan ve şu an bir giysi mağazasında çalışan genç de yaşadıklarını Akşener’e şöyle anlattı.
Akşener: İşlerin nasıl?
Esnaf: İşlerimiz hiç yok. Açıkça söyleyeyim; sistemin kötülüğünden ötürü hiç yok. Aslında her şey belirli. Eğitim sisteminden tutun, öbür ki sistemlerden tutun. Umudumuz sizsiniz.
Akşener: Ağlatacaksın beni.
Esnaf: Evet, üniversite mezunuyum. Burası babamın. Ben burayı işletiyorum. Geçen yıla kadar fiyatlı öğretmenlik de yapıyordum olağanda. Lakin gerçek atanamıyoruz. O da var. Sistem belirli aslında, umudumuz sizsiniz. Kimileri diyor ki Recep Tayyip Erdoğan olmasın kim olursa olsun diyor ya o denli değil. Siz olun.
“25 YILDIR TEZGAHTARIM BEN, İKİ YILDIR BOCALIYORUM”
Giysi mağazası sahibi ve çalışanıyla Akşener ortasında da şu konuşma geçti:
Akşener: İşler nasıl?
Esnaf: Ben çok sıkıntılıyım ancak iş arkadaşım daha kaygılı.
Akşener: Buyurun, zati sizin için buradayız.
Esnaf: Halimiz belirli, nüfusumuz belirli. Küçük bir kentiz biz. 21 bin nüfusumuz var. Göç var. Nüfus azalıyor. Ulusal marketler adım adım. Kalemimde olan bütün eserler. Her geçen gün işlerim düşüyor. Her geçen gün. Benim işlerim zira işverenimin işi, bana yansıyor. Maaşı vaktinde alamıyorum. Elektrik, doğalgaz hepsi aldı başını gidiyor. Bu daima bize yansıyor. Şu çamaşır 28 lira, 21 liraya alıyorum. Bu da bana yansıyor. Müşterime satamıyorum. Diyor ki bu fiyat olur mu? Anlatana kadar ak ve kara, seçemiyorum. Yapamıyorum. Müşteri ister istemez müdahale ediyor, reaksiyon gösteriyor. Benim yapabileceğim bir şey yok. Bu da ister istemez yüzde 80 işimi düşürüyor. 25 yıldır tezgahtarım ben. İki yıldır bocalıyorum yani. Bu kadar zayıfladığımı hatırlamam.
Esnaf: Yetişemiyoruz. Artırımlara yetişemiyoruz. Ben bir aldığım malı bir ay sonra tekrar sipariş verdiğimde yüzde 70 artırım gelmiş. Bunu yapan kim? Kazanan kim? Bilmiyoruz ki. Kumaşçı mı, ithalatçı mı, ihracatçı mı?
Akşener: Kış geldi bile…
Esnaf: Ben alamıyorum. Tüketicinin vay haline, memurun vay haline.
Esnaf: Bu yıl kışlık termal içlik nasıl satacağım iddia edemiyorum. 60 liraydı geçen yıl, bu yıl 100 lira olmuştur. İnsanların muhtaçlığı vardır. Burada soğuktan korunmak zorunda. 8-9 ay kar altındayız biz. Soğuk bölge. Bu beşerler ne giyecek?
Cumhuriyet
