Hiç tarot falı baktırmadım. Esasen ortada bir arkadaş ortasında kahve falı baktırmaktan öte pratiğim de yok bu bahiste. Pera Müzesi’ndeki “Minyatürler Sergisi” içinde “Tarot Falı” performansı da olduğunu duyunca bir taşla iki kuş deyip pandeminin ve ekonomik krizin bunalttığı, kış havasının kararttığı ruhuma bir nefes olur umuduyla Canan Hanım’ın önüne oturuyorum. Canan, bir müze atmosferinde olmasak, başımdaki falcı kimliğine cuk oturuyor. Siyah, şık bir kıyafeti ve parmaklarında ve boynunda çokça gümüş takısı var. Pandemi ve maske olayı başladığından beri ben de kendini bırakmışlardanım. Ne takı ne kıyafet. Bir vakitler bayağı koketken, artık sade bile değilim, dökülüyorum! Performansa dönersek Canan’ın uzattığı kartları iki kere kesiyorum. İsteği üzerine bir dilek tutup bir soru soruyorum içimden. Ne dileği tutacağım canım, beyaz atlı prens değil şüphesiz, şu davalar lehime sonuçlansın, içeri girmeyeyim, tazminatımı da alayım üzere somut lakin masallardaki üzere ulaşılamaz istekler!
Canan açıyor kartları ve anlatıyor. Ejderha, kılıç çıktıkça, kartları açtıkça, biraz mitoloji, biraz ideoloji, biraz ferdî gelişim, biraz halk deyişleri, edebiyat, hoş şeyler anlatıyor. Yeterli düşün iyi olsun, sezgilerine itimat üzere öğütler veriyor. Kılıç açıyor mesela, “Bütün dileklerini avlıyorsun, kılıç iyi bir şey, güç” diyor ve ekliyor: “Hiçbir kurt yavrusuna uslu ol demez! Kendini savun, gerekirse saldır, olmayacaksa da kaç der. Gerektiğinde hakkını arayacak ve alacaksın!” “Sıkıntıların süreksiz, şuur ve bilinçaltın uyumlu, huzur ve istikrar geliyor, ayrıyeten bunlar haklı olduğuna inandığın ve emin olduğun alanlar” diyor. Haklı olduğumu biliyorum da mahkemeler biliyor mu ya da yargıçlar hukuka uygun karar verebiliyor mu? Sıkıntı bu, adalet var mı? Dileklerimin gerçekleşeceğini, haklı olduğumu bir diğerinden da duyunca omuzlarım dikleşmiş, keyfim yerine gelmiş, teşekkür edip ayrılıyorum yanından! Falın gayesi da bu değil mi zati?
CANAN VE MİNYATÜRLERİ!
Artık tarot falı performansını bir kenara koyup sanata dönelim: Canan, alışılmış ki falcı değil! Minyatür 2.0 Standı içindeki 14 sanatkardan biri! Stantta 1 Mayıs, Âdemler ve Havvalar, Hoş ve Yakışıksız, İbretnüma ve Falname başlıklı işleriyle yer alıyor. Falname 71 adet minyatürden oluşuyor. Bu seride İslam mitolojisindeki karakterler bir tarot destesine dönüşüyor! Yarı hayvan, yarı insan vücutlu sembolik kahramanlar, mitoloji, kuşlar ve çiçekler var kartlarda. Sanatçı buradan işini bir performansta kullanarak “fal bakıyor”. Yaptığı performans, umut aşılamak, geçmişin tecrübeleri ve geleceğin hayalleri ile şimdiyi oluşturmak. Tıpkı fal bakmak üzere hallerden, renklerden manalar çıkarmak. Bu performansta siz de falınız bakılıyormuş üzere hissediyorsunuz. O hiç bozmuyor. Ben de sanatı ve işiyle ilgili sorular sormaya kalkıp oyunu bozmuyorum, falımı baktırıp kalkıyorum!
Cumhuriyet
