Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Gençlik ve Spor Bakanlığı’yla ilgili MHP ismine Kocaeli milletvekili Saffet Sancaklı değerli bir konuşma yaptı. Yeni spor kanunuyla ilgili bilgiler veren Sancaklı konuşmasında şu tabirlere yer verdi: “Gençlik ve Spor Bakanlığı hakkında konuşacağım. Üç periyottur milletvekiliyim, tekraren burada sporla ilgili tenkitler yaptım, yüklü yapan tenkitler. Daha sonra da tahlil tekliflerini nasıl yapabiliriz, o mevzuda uzun uzun konuşmalar yaptım ve en çok istediğim şey de inşallah yakında olacak, bugün Bakan Bey’le görüştüm. Türk futbolunda ve Türk sporunda büyük sorunlar var. Bununla ilgili bir yasa, on yıldır aşağı üst dört beş sefer Meclise gelmesine karşın geri giden ve bir türlü çıkarılamayan baronların istemediği yasa… Bu yasanın ismi, spor kulüpleri ve spor federasyonları yasası. Bu nedir? Birçok şey var bunun içinde ancak ben içinden iki üç adedini aldım, sizinle paylaşmak istiyorum. Futbol üzerinden örnek verirsem daha iyi anlaşılır. Spor kulüplerinin büyük borçları var. Yani şöyle not aldım, çok kısa söyleyeyim, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’umuzun borcunu söyleyeyim: 2015’te toplam 4’ünün borcu 4,7 milyar TL, 2020’de 13,1 milyar TL yani beş senede yüzde 178 artmış.
‘1.000 YÖNETİCİDE ULUSAL FUTBOLCU YOK’
Harika Lig’in borcu 2017’de 7 milyar (18 grubun yani Harika Lig’deki) 2019’da 12 milyar, 2020’de 20 milyar TL’ye yakın. Artık, bu neyi gösteriyor? Kulüplerin çoktan battığını gösteriyor ki geçen senede Bankalar Birliği Lideri ve Maliye Bakanıyla birlikte yürütülen bir çalışmada kulüplere de önemli manada müdahale edildi lakin kurtulması mümkün değil. Olağan, bu kulüpler neden bu durumda? Bugün Harika Lig’de 20 tane kadro var (şu anda 21 galiba) bir 20 tane de PTT Ligi’nde desek, 20’şer yönetici desek aşağı üst 400-500 yönetici var. 2’nci ligler var, federasyon var, o var bu var, Türk futbolunu yöneten 1.000 kişi var Türkiye’de. Siz biliyor musunuz o 1.000 kişinin içinde bir tane ulusal futbolcu yok idare heyetlerinde.
Pekala, idare heyetlerinde bir tane ulusal futbolcu olmayan, bu işin içinden gelmeyen bir tane adam olmayan bir yerde nasıl iyi gidebilir ki bir şeyler? Peygamber Efendimiz demiş ki: ‘İşi ehline verin.’ Biz işi büsbütün bilakis vermişiz, artık ağlıyoruz niçin bu hâle geldik diye. Artık, bu maddede 3 tane hususa değineceğim, çok şey var da 1 tanesi şu… Bu paralar nasıl harcanmış? Bunların birden fazla iş adamı, holding işvereni yani parayı yönetmeyi biliyor. Holdingleri de almış başını gidiyor, Allah daha çok versin. Birebir adamlar kulüp yönetiyor, kulüp batıyor. Neden? Holdingde şahsî sorumluluğu var, kendi cebinden harcıyor parayı; kulüplerde yok, istediği üzere harcıyor. ‘Ver 5 milyon euro, ver 10 milyon euro, ver 20 milyon euro.’ Sorumluluğu yok, ondan sonra alıp başını gidiyor, borçları da bırakıyor.
Artık, bu maddede en değerlisi bana nazaran, iki üç tane şey var, bir adedini söylüyorum size: Spor federasyonları -yalnız futbolda değil, başka federasyonlar da- liderleri yahut idare konseyi üyeleri, bulundukları devirdeki fazla borçlardan ferdî sorumlu olacaklar, bulundukları devrin dışında borçlanma yapamayacaklar. Artık, bu yasa çıktıktan sonra, buyurun verin bakalım 10 milyon euro, 20 milyon euro oyunculara cebinizden. Verebiliyorsanız buyurun, verin. Vermeyecekler. Onlara makus bir haberim daha var. Bu tip adamlardan bahsediyorum, bu tip yöneticilerden, işi buraya getirenlerden bahsediyorum.
‘O İSİMLER YÖNETİCİ OLAMAYACAK’
Artık bir kriter kondu; lider olmak istiyorsun, yönetici olmak istiyorsun, disiplin şurasında olmak istiyorsun yahut öbür heyetlerde kriter var. Kriter de şöyle, çabuk çabuk okuyorum bir kısmını: 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü unsurunda belirtilen müddetler geçmiş olsa bile, taammüden işlenen bir cürümden ötürü bir yıl yahut daha fazla mühletle mahpus cezası ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı işlenen kabahatler, anayasal sisteme ve bu nizamın işleyişine karşı işlenen cürümler -iyi dinleyin- zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtekârlık, sahtecilik, itimadı berbata kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifası, fesat karıştırma, kabahatten kaynaklanan mal varlığı bedellerini aklama, kaçakçılık, cinsel dokunulmazlık, uyuşturucu -ve en sonunda diyor ki- şike yahut teşvik primi, bahis…
Bütün bunlara karışanlar bundan sonra, gözünüz aydın, kulüp lideri, yönetici ve federasyon lideri da olamayacaklar. Pekala, niçin bu arkadaşlara ‘Kötü haber onlar için’ diyorum? Bu etrafımızda gördüğümüz insanların önemli bir kısmı artık yönetici olamayacak ne Futbol Federasyonu’na ne öbür federasyonlara ne de kulüplerde. Doğal ki bu bize neyi getirecek o vakit? Hem kontrolü getirecek hem kulüplere bir sistem gelmiş olacak. O vakit kulüp yöneticisinin, liderinin yahut yöneticisinin kim olduğu çok kıymetli değil. İşte, futbolla burada ilgileniyoruz hepimiz bir formda, ben size sorayım. Dünyanın en büyük üç beş kulübü: Manchester United, Real Madrid, Barcelona, Bayern Münih, Paris Saint-Germain, o bu… Bir tane kulüp liderinin ismini söylesenize bana, bu kadar ilgileniyoruz ya hani? Ben de bilmiyorum arkadaşlar çok kıymetli değil. Yahut o ülkelerin federasyon lideri kim? O da çok değerli değil, neden? Sistem kurulmuş, oturmuş sistem ve işliyor. Lider o olmuş bu olmuş falan çok fark etmiyor.
Sayın Bakanla bu çalışmaya ben de biraz katkı sağladım. Artık, bu arkadaşlar, kulüp liderleri ve yöneticiler şöyle bir şey söylüyorlar, diyorlar ki: ‘Yönetecek yönetici bulamazsınız, lider bulamazsınız, işte, idare şurasına girsek adam bulamazsınız. Niçin biliyor musun? Diyor ki: ‘Bu kriterleri koyarsanız biz gelemeyiz.’ E esasen siz bu hâle getirdiniz bu kulüpleri, siz getirdiniz bu duruma. Koca 83 milyonda adam üzere yönetecek, ahlaklı yönetecek, hoş yönetecek beşerler mı yok Türkiye Cumhuriyeti’nde, bir tek siz mi varsınız yani? Makus haberim var onlara, maalesef makus haberim var: Bundan sonra bu mahallede olmayacaksınız siz.
‘İSTEDİKLERİ ÜZERE AT OYNATIYORLAR’
Artık, natürel itiraz ediyorlar. Bakan Bey’e de baskı yapıyorlar, beni de arayanlar oldu, bundan sonra da baskı yapacaklar tahminen de. Sayın Bakanım, bu baskıya boyun eğmeyeceğiz. Bunlar yıllardır geldiler istedikleri üzere at oynatıyorlar, istediklerini yapıyorlar. Geliyor kulübün borcu 10 milyon TL, giderken 500 milyon TL. Çekip gidiyor, sonra sorumluluk yok bir şey yok. Pekala bu adamlar niçin bu kulüplerde lider oluyor yahut yönetici oluyor, çok mu seviyorlar bu renkleri, çok mu seviyorlar bu futbolu?
‘BU MADDEYİ ÇIKARACAĞIZ’
Daima birlikte Sayın Spor Bakanı’na dayanak olacağız ve bu maddeyi çıkaracağız. Zira benim bu konuştuğum şey siyaset üstü arkadaşlar. Burada rastgele bir parti ismine falan da konuşulmuyor ancak alışılmış ki, Bakan Beyefendi burada, getirecek olan o, çıkaracak olan da bu aziz meclis. Benim sizden ricam şu: Lütfen, daima birlikte yapalım bunu. Zira bu Türk sporunun ve Türk futbolunun geleceğiyle direkt alakalı bir şey.
‘BAŞKANLARA ULUSAL OLMA KAİDESİ KOYALIM’
Federasyonlarla ilgili bir unsur, hoş bir husus daha var. Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak onu geçen yıl kanun teklifi olarak vermiştik. Federasyonlar seçiliyor, bir bakıyorsunuz ne lideri ulusal sportmen ne de idare konseyinde bir ulusal sportmen var. Dedim ki kanun teklifinde; federasyon seçimleri yapılıyor, bu sene, 2020’de yapılacaktı da pandemiden ötürü yapılamadı. Gelin, liderlerinin ulusal olması kaidesini koyalım; illa o branşta ulusal olacak o lider, 2 de idare heyeti üyesi ulusal olacak.
‘FEDERASYONLARA YENİ DÜZENLEME’
Artık, bu yeni maddede var, diyor ki; ‘O branşta ulusal olmuş en az 2 kişi 9 kişilik idare heyetinde olacak’ Bu neyi getirecek? Arkadaşlar, ben ulusal oldum, o erdeme nail oldum; Alpay da burada, oldu. Bak, Kur’an çarpsın, ejderha olmanız lazım ha ulusal ekibe çıkmak için. Türkiye’de 83 milyon var, 11 kişi oynuyor orada; o denli kolay bir iş değil. Pekala, bu noktaya gelmiş adam gelip federasyonda yöneticilik yapamıyor da turizmci yapıyor, inşaatçı yapıyor, öbürü yapıyor, beriki yapıyor. Artık, işte, bu branşlarda, bütün federasyonlarda 2’şer ulusal sportmen olacak ve bu neyi getirecek? 1) O branşta itibarın artmasını, vizyonun artmasını sağlayacak. 2) E, Türk milleti vefalıdır, biz de bu ulusal atletlere biraz da vefa göstermemiz lazım. Bunlar ulusal bayrağı göndere çekmişler, bu çok kolay bir şey değil.”
Cumhuriyet
