Nedense AKP’nin etrafa olan öfkesi bir türlü dinmiyor!
Bu öfkenin yeni mağduru İzmir’in sevecen ilçesi Seferihisar’ın Orhanlı Köyü sakinleri.
Bir müddettir Seferihisar’ın Orhanlı köyünde yapılması planlanan jeotermal güç santrali için çevreciler ve köylüler büyük savaş veriyor.
Bölgeye ziyan verecek ağaçları, içme su kaynaklarını tehlikeye atacak bu türlü bir projede neden ısrar edilir anlaşılır üzere değil.
Ayrıyeten Orhanlı köyünün bir öteki özelliği de organik bir köy olması.
Tipik bir yerli malı köyü.
Çiftçilerin, köylülerin üretim yaptığı organik pazarında ismi olan bir bölgeden bahsediyorum.
Çok bilinmez tahminen fakat dünyaca ünlü Erkence Zeytini de burada üretiliyor.
Düşünsenize bu zeytinin popülasyonu bile olumsuz etkilenecek.
Öbür yandan bu köylüler proje sonrası tarım yapamayacak duruma gelecekler.
Pekala ya sonra?
Çalışamayan, üretemeyen ve kazanamayan ne yapabilir?
Tabi ki göç başlayacak.
Kıymet mi?
Elbette değmez.
Diyorlar ki: “Santrallerde geri dönüşüm yapıyoruz”
Nasıl olacak bu?
“Ben yaptım oldu” anlayışı ile olmaz bu işler.
Madem proje konusunda ısrarlısın, yöre halkını al karşına.
Eğrisiyle, doğrusuyla sonucunda nelerle karşılaşacaklarını bir bir anlat.
Siz anlatmak yerine köyün piknik alanına 24 saat içinde konteynerlerinizi getirerek jeotermal güç inşaatında çalışacak personeller için bir şantiye alanı kuruyorsunuz.
Proje kapsamında 14 adet kuyu açılması planlanıyor ve şu an bunların sondaj çalışmaları gerçekleştiriliyor. Şirketin sondaj ruhsatı var lakin inşaatın başlaması için gerekli olan ÇED kararı şimdi verilmemişken yapılar inşa ediliyor. Olacak iş değil.
Projeyi anlatın ki insanlarımızda bilsin, mağdur olmasın. Zati pandeminin getirdiği ekonomik bir yıkım var. Üzerine tuzu biberi oluyor bu proje.
Bir de sıhhat boyutu var tabi.
İki kıymetli tehlike var:
1 – Havada oluşacak yüksek ısıdaki nem
2 – Hava ve su kaynaklarına karışacak olan zehirli hususlar
Unutulmamalı ki yerin bin ile dört bin metre derinliğinden çekilen jeotermal akışkan bor, cıva, arsenik, kurşun, karbondioksit, hidrojen sülfür vb… kimyasallarını içeriyor. Ve bu kimyasalların su ve toprağa vereceği ziyan aşikar.
Ayrıyeten bu proje yalnızca Seferihisar’ı değil Menderes’i de etkileyecek.
Binlerce insanın ömrünü ve sayısız canlıya konut sahipliği yapan bölge tabiatını tehdit edecek projede neden bu ısrar?
Bakın jeotermal güç santralleri yapılırsa, jeotermal ruhsat alanı içerisinde kalan 35 milyon ağaç kuruyacak ya da meyve veremeyecek duruma gelecek.
Orhanlı köyünün zeytin ağaçlarıyla, doğal güzellikleriyle, pak havasıyla yaşamaya devam etmesi en yanlışsız karar değil mi?
Bırakın bu inadı.
İnsan ömrü her projeden kıymetli ve özeldir.
Unutmayın!
İnsan olmadan hayat olmaz!
Cumhuriyet
