Dr. Güray Kılıç ve Dr. Ergün Demir, kentin içindeki hastaneleri kapatma değerine, kentin dışında inşa edilen ve abartılı büyüklükleri ile salgınla uğraşta rolleri tartışmalı olan kent hastanelerinin öne çıkarılma münasebetinin müteahhitlik şirketlerine ödenen kira ve hizmet bedellerinin bütçeye, dolayısı ile halka getirdiği yükün görülmesinin, bilinmesinin ve tartışılmasının istenmemesi olduğunu vurguladılar. Salgınla gayret, hastanelerin yanı sıra temel olarak filyasyon ve aşılama hizmetlerinin verildiği birinci basamakta gerçekleştiğini anımsatan Demir ve Kılıç “Bu alanın güçlendirilmesi için insan gücü desteği ve kaynak transferi gereklidir. Meğer AKP iktidarı yanlış bir tercihle kira ve hizmet bedeli ismi altında Sıhhat Bakanlığı bütçesinden giderek artan oranlarda kaynağı kent hastanelerinin sahibi olan müteahhitlere vermektedir” dediler.
16.4 MİLYAR TL ÖDENEK
Kent hastanelerinde kiracı olan Sıhhat Bakanlığı, müteahhitlik şirketlerine 2018’de 2,2 milyar TL; 2019’da 5 milyar TL, 2020’de ise 8,7 milyar TL kira ve hizmet bedelleri olarak ödendiğini anımsatan Demir ve Kılıç, özetle şunları kaydetti:
“2021 yılı için de kira ve hizmet bedellerinin karşılığı olarak Sıhhat Bakanlığı bütçesinde 16,4 milyar TL ödenek ayrıldı. Müteahhitlik şirketlerine bir yılda ödenen kira ve hizmet bedelleri ile 1000 yataklı 8 kent hastanesi yapılabilmektedir. Kent hastanelerinin ihalelerini alan şirketlere, maliyet finansmanı için kiralar yoluyla hazine garantisi, ölçüye bağlı hizmetler için de hastanelerin yüzde 70 doluluk oranında çalıştırılacağı garantisi verilmektedir. Bugünlerde sık sık reklamı yapılan ve salgınla uğraşta bir muvaffakiyet öyküsü yazdığı sav edilen kent hastanelerinin kökü dışarıdadır. Bunlar İngiltere’den ithal edilen KÖİ modeline nazaran yapılmaktadır. AKP Genel Lideri ve Sıhhat Bakanı, pandemi müddetince İngiltere’deki sıhhat sistemindeki aksilikleri ve vefat oranı örnekleri vererek karşılaştırma yapmakta ve ülkemizin ne kadar başarılı olduğunu kamuoyuna anlatmakta; fakat 15 yıllık hayalim dedikleri kent hastaneleri modelinin İngiltere’den ithal edildiğini hiç lisana getirmemektedirler. Dünya sanki neyimizi kıskanıyor? Erken periyotta başlatılan, ekonomik çıkarları insan ömrüne yeğleyerek gerçekleştirilen ‘yeni normalleşme’ uygulamalarının akabinde hadise ve vefat sayılarındaki artış göz önüne alındığında doğal ki Türkiye’yi başarılı ülkeler ortasında saymak mümkün görünmemektedir. Vatandaşlarına 3- 5 maskeyi bile dağıtamayan, test için İBAN numarası veren, artan olay ve vefat sayılarını gizleyerek süreci şeffaf yönetmeyen ve böylelikle bilimsel uygulamaların önünü kapayan, aşı tedariki konusundaki acizlik içinde çelişkili ve birbirini tutmayan açıklamalar yapan bir salgın idaresinin nesini dünya takdir etsin?”
Cumhuriyet
