Gelecek Partisi Genel Lider Yardımcısı Selçuk Özdağ ve gazeteciler Afşin Hatipoğlu ve Orhan Uğuroğlu, Ankara’da organize hücumların amacı olmuştu.
MHP başkanı Devlet Bahçeli, akınlara ait yaptığı açıklamalada., atakları gündeme gelmek için kendilerinin düzenlettiklerini sav etti. İsmini vermeden Selçuk Özdağ’a yönelik silahlı-sopalı atağın da mizansen olduğunu savundu.
Selçuk Özdağ, Twitter hesabından yaptığı açıklamada Bahçeli’ye sert sözlerle cevap verdi. Özdağ’ın açıklamaları şu biçimde:
“Kısa bir müddet evvel uğradığım silahlı,sopalı suikast teşebbüsünden bu yana neredeyse iki hafta geçti. Ardından devlet ve siyaset kurumunun tamamına yakını mevzuyla ilgili büyük bir hassaslık gösterdi. Hepsine bu vesileyle teşekkür ederim.
Ataktan itibaren hiçbir beyanımda, failleri bir siyasi partinin sevk ve yönetim ettiğine dair bir açıklamam olmadı. Tekrar her vakit olduğu üzere birtakım karanlık noktaların vuzuha kavuşması ismine birtakım sorular sordum.
Bu süreçte sorularımızdan ve yargının saldırıyı kovuşturmasından ne hikmetse daima bir kısmın rahatsız olduğunu gördük. Soruşturmayı yürüten savcıları organize bir biçimde tehdit edenler, saldırıyı olumlayan, ve hatta devamı gelecek diyenlerin kimlikleri ortada.
En üst perdeden delilerimiz çoktur, talimat beklemezler diyerek aslında birilerine “talimat beklemeyin talimatı” verenler, ya kendilerini çok akıllı yada bizleri çok saf sanıyorlar. Tüm bunları söyleyerek olağan kuşkuları şahsen kendi üstüne yöneltenlerin kim olduğu malum.
Siyasi suikast teşebbüsü olduğuna kuşku duyulmayan akından başıma aldığım darbeler sonucu, 17 dikiş atılmış, parmağım kırılmış, gözüm ve kulağım duyu kaybına uğramış, bacaklarımın morarmayan yeri kalmamış ancak Sn. Devletlulara nazaran bunları kendime ben yaptırmışım.
Saldırıyı kamuoyu önünde açıktan kınamamak bir tercih olabilir. Hatta şahsımla ilgili yöneticilerinizin bir sempatisi de olmayabilir. Pekala, ferdi hallerin, kurumsal kimlikler üstüne perde yapılması, mazisi yıllara dayanan bir siyasi hareketin biçimi mı olmalıdır?
Bu beyan v hallerden ötürü hayatın olağan akışına uygun olarak kuşkuların üstünüzde ağırlaşmasının hatalısı niye biz oluyoruz?Bu kuşkuları üzerinizden vareste tutmak için ne tıp bir uğraşınız oldu?Çaba bir tarafa yangına körükle gidilerek devletin savcısı tehdit edilmedi mi?
Siyaseten gündeme gelmek için kendimize suikast teşebbüsü tertip ettiğimizi, hatta bunu kayda bile aldığımızı lisana getiren Sn Bahçeli’ye,Kurtlar vadisi senaryolarına ve Hollywood biçimi atraksiyonlarına kendisini fazla kaptırmamasını salık veririm.
Bu türlü akıl ve mantıktan azade kurgular lakin bir sinemanın senaryosu olabilir. Bizler sinema çevirmiyoruz efendiler. Kumpas ve desise kurmak bizim işimiz değil. Kaldı ki bu tezlerinizin kaynağı nedir? Niye adaletin misyonunu yapmasını, herseyin açığa çıkmasını istemiyorsunuz?
Ataktan sonra oluşan kamuoyu baskısından ötürü mı şahsıma prestij suikastine başlandı? Bunu bizim organize ettigimiz iftirasını atarak neyin amaçlandığı da ortada.Son kelam koalisyon hükumetine;
Yargının yakasından elinizi çekin ve adalete müdahale etmekten vazgeçin artık.”
Cumhuriyet
