A Ulusal Kadro Teknik Yöneticisi Şenol Güneş, hakkında yapılan birtakım tenkitlerin palavra olduğuna dikkat çekerek, “Ben, A Ulusal Takım’ın başındayım, en zirvedeyim, beni paspas yapamazsınız” derken, liglerle ilgili alınacak bir karar varsa, bunu Bilim Kurulu’nun yapacağını ve durumun federasyonu aşabileceğini tabir etti. Güneş, ayrıyeten ortada bir başarısızlık varsa, sorumlunun da kendisinin olduğunu söyledi.
A Ulusal Kadro Teknik Yöneticisi Şenol Güneş, basın mensuplarıyla online bir toplantı gerçekleştirdi. Genel bir kıymetlendirme yaparak kelamlarına başlayan Güneş, fevkalâde günlerden geçildiğini hatırlatarak, “Bu nedenle olağandışı bir toplantı yapmak zorundayız. Bugün sizlerle UEFA Uluslar Ligi bilgilendirmesi ve gelecek planlaması için buluştuk. Uluslar Ligi’nin değerlendirilmesini istiyorduk. Macaristan maçını kazanıp daha moralli halde olmak isterdik. Alınan sonuçlar hem bizi hem halkımızı üzdü. Genel olarak güçlü ve mental olarak iyi durumda olan bir kadroya sahibiz, kaliteli oyuncularımız var. Son maçlarda bu özelliklerimizi gösteremedik. Zihinsel ve fizikî dağınıklık gördük. Birinci olsaydık Dünya Kupası’nda play-off’a katılma bahtımız olacağını biliyorduk. Lakin burada da talihimizin azaldığını biliyoruz. Beklentimizin altında oynadık. Her maçı kazanmak ve hoş futbol oynamak için alana çıktık. 2 Macaristan maçını kaybettik. Bunlardan birini kazanabilseydik durum farklı olurdu. Maalesef birinciliği düşünürken sonuncu olduk. Oyun kimliğimiz var, bunu biliyoruz. Bunu tekrar ortaya çıkarmak için teslimiyet içinde olmamamız gerekiyor. Uluslar Ligi sürecinde ve öncesinde Almanya, Fransa üzere güçlü gruplarla maç yaparak durumumuzu da gördük. Eylül ayından itibaren birçok oyuncu oynattım. Kurallar ne gerektiriyorsa onu yaptık. Gerçek yolda gittiğimizi düşünüyoruz. Bu sonuçlar bizi yolumuzdan çevirmeyecektir. Futbolcularımız da uygun ortamda gelişecek ve kesinlikle başaracaktır. İnanıyorum ki bu ekip insanların gönlünde yer etti, son maçlarda alınan sonuçlarla da gönüllerden gideceğini düşünmüyorum. Muvaffakiyete giden yolda vakit zaman takılmalar olabilir” diye konuştu.
“MACARİSTAN’I YENSEYDİK TEKRAR UYGUN OLDUĞUMUZU SÖYLEMEYECEKTİK”
Başarısızlığın sorumluluğunun federasyonda aranmaması gerektiğini söyleyen Güneş, “Federasyon, bize ellerinden gelen her türlü takviyesi verdi. Bu ekip eleştirilecek lakin tıpkı vakitte sahip çıkılacak bir kadrodur. Makus sonuç ve oyunun mazeretini sunacak değilim fakat teslim olacak da değilim. Durumun farkındayız ve ülkemizi temsil ettiğimizi unutmuyoruz. Arbede etmeden bugünleri aşmak istiyoruz. Lakin birlikte tartışma yapmakta da fayda var. Bizi sevenlerin de mutsuz olduğunu biliyoruz, bundan sonrasında daha güçlü yarışacağız. Birinci turnuvamızda hayli iyi oyunlar oynayıp iyi sonuçlar aldık lakin pandemi periyodunda durum farklı. Biz 1 yıldır maç yapmıyoruz, 3 aydır maç yapıyoruz. Yolumuz uzun ve şimdi yolun başındayız. Uluslar Ligi’nde düşüncelerimizi gördük. Bu başımızdan geçebilecek bir olaydı. Biz Macaristan’ı yenseydik, Uluslar Ligi bizim için iyi geçti demeyecektik. Birbirimize güvenmeye devam edeceğiz. İtimadın olmadığı yerde ihanet olur. Biz bir arada olacağız, birlik olacağız” halinde konuştu.
“BAZI OYUNCULARI GÖRMEK İSTEDİK”
Ulusal grubun savunmada yaşadığı kahırlarla ilgili de konuşan Şenol Güneş, “Öncelikle genele bakmak lazım. Geniş bir takım yaptık. Fakat bu kadroyu yaparken kısmen birtakım oyuncuları görmek istedik. Tıpkı vakitte mevcut takımda az oynayanları da görmek istedik. Birtakım oyuncular hazır değildi. Cengiz eylül ayında geldiği vakit 1 idman yaptı, marttan bu yana maç yapmamıştı. Tıpkı Cengiz form tuttuğunda cezalı duruma düştü. Burak’ı sayabiliriz. Hiç oynamayan oyuncular, hazırlık maçı yapmadan geldi. Bu isimlerden şu anda iyi durumda olanlardan birisi Yusuf. Mesela Merih, Kaan sakatlık geçirdiği için istemeden 3 maç üst üste oynamak zorunda kaldı. Cenk Tosun, uzun süren sakatlıktan sonra geldi. Rusya maçında oynadı, olumluydu lakin ikinci maçta hiç oyunda yoktu. Çıkarmak zorunda kaldık. Kenan da çok yıprandı ve ikinci maçta düşüşe geçti. Uzun sakatlık sonrasında iyi durumda olan 2 oyuncumuz var, Merih ve Yusuf. Daha çok sakatlıklar da ortaya çıkabilirdi. Çağlar idmanda sakatlandı. Orta alanda Mahmut’un bir dalgalanması oldu. Oyuncuları tek tek tahlil ettiğimizde çok formda diyemiyoruz. İrfan, Başakşehir’in Şampiyonlar Ligi maçında iyi oynadı. Deplasmandaki Sırbistan maçını kazanabilirdik. Mesela Rusya, bize karşı 10 bireyle direndi lakin kazanacağı maçta 5 yedi. Ben Mert Hakan’ı, Ahmed Kutucu’yu görmek istedim. Oyuncuları denemek istedim” diyerek devam etti.
Yusuf Yazıcı’yla ilgili sorulan soruyu ise tecrübeli çalıştırıcı, şöyle yanıtlandırdı:
“Yusuf yetenekli bir oyuncu. Abdülkadir de o denli. Lakin tam ritmini yakalamadı. Bu oyuncular özgür ve sonuç değiştirebilecek isimler. Maçın yazgısını değiştirebilecek oyuncular. Yusuf’la ilgili olumsuz bir fikrim yok. O denli olsa takıma çağırmam. Şu ana kadar 26 sefer ulusal oldu yanlış hatırlamıyorsam, 17’sinde benim dönemimde 1.5 senede oldu. Cenk ve Kenan’la başlamak yerine bu oyunculardan birinin yanında Yusuf’la başlanabilirdi. Lakin tercihim daha farklı oldu. Sırbistan maçında Yusuf’u aldık oyuna, golü bulduk. Bu kere de Yusuf’u aldık oyuna, golü yedik. Yusuf yetenekleri itibariyle skor alma konusunda avantajlı bir isim. Almanya maçından sonraki tenkitleri hatırlar mısınız? Burada Enes ve Yusuf ağır tenkitler aldı. Rusya maçında atağa dönük değiştireceğim iki oyuncu vardı. 5 dakika var diye düşünürken 2 dakika vardı. 25-30 saniye kala girdiler oyuna. Moral olması için girmelerini istedim. Yusuf bu dalgalanmayı kulübünde de geçirdi. Ben de onunla konuşuyorum. Dün de izledim maçını ve olumlu işler yaptı. Ancak bunları daha evvel yapabilirdi. Bu yalnızca Yusuf için değil, Hakan için de, Abdülkadir için de, Cengiz için de geçerli. İster 5 dakika girsin, ister 30 dakika girsin oyuna, kıymetli olan oyunun sonucunu değiştirmektir. Ben de Mahmut ve İrfan’ı oyuna koyarken daha farklı bir niyet içindeydim, topa daha çok sahip oluruz diye düşündüm.”
Her maç öncesi rakip tahlili yaptıklarını da kelamlarına ekleyen deneyimli teknik adam, “Analizleri her maç öncesinde yapıyoruz. Oyun formatımızı da buna nazaran belirliyoruz. Mesela deplasmandaki Sırbistan maçını baskılı oynadık. Daha sonra rakip 10 kişi kaldı. Rusya’daki maçta da bunu düşünerek alana çıktık ve Rusya da bunu düşünerek alana çıktı ve bizden daha iyi yaptı bu işi birinci yarıda. Grup olarak da oyuncu olarak da alınan sonuçların sorumlusu benim. Bizim de çözmeye çalıştığımız husus bu. Rusya maçında makus başladık, sonra baskılı oynadık. Rusya’nın 5 yemesini düşündüğümde de bu biçimde izah ediyorum. Savunma yapmak istediğimiz maçlarda da ekip savunmasını iyi yapamadık” açıklamasını yaptı.
“İYİ PERİYOTTA DE BİZ ÇOK DÜZGÜNÜZ DEMEDİK Kİ”
Yapılan her eleştiriyi değerlendirdiklerini söyleyen Şenol Güneş, “Mesela son maçta 2 forvetle başlamak yerine Yusuf’la başlayabilirdik. Ancak bunu alana sürdüğünüz vakit görüyorsunuz. Biz teknik manada kendimizi kıymetlendiriyoruz. Şu anda Z nesliyle yaşıyoruz. Bizim kaybettiğimiz maçlardan sonra prensiplerimiz değişmiyor. Son maçta Zeki, Çağlar, Burak, Cengiz yoktu. Eldeki oyuncuların durumuna bakacağız ve en iyisini alana süreceğiz. Ekim ayında 2 tane taktik antrenmanı yapabildik. Toplantı yaparken bile oyuncularla aralıklı konuşuyoruz. Son maçlarda bunu da yapamadık. Bir oyuncu potansiyel müspet çıkmış. Dorukhan’la sarılmış, başkasıyla sarılmış, biz de buna nazaran hareket etmek zorunda kaldık. Biz son maçı kazansaydık bile bu sıkıntılarımız ve eksiklerimizin olduğunu gördük. Bana sorarsanız Sırbistan ve Türkiye önde olmalıydı marka kıymeti olarak. Sırbistan kazanmasaydı küme düşecekti. Eylül, ekim ve kasım aylarında oynanan futbol, bizim düşündüğümüzün altındaydı. Rusya maçında bocaladık lakin sevindirici olan nokta maçı kazanmamız oldu. Macaristan maçında ise beceremedik. Oyunumuz ve sonucumuz iyi değildi. Faroe Adaları, Andorra ile oynayacağız C Ligi’nde. Lakin biz hazırlık maçı da yapıyoruz. Almanya ile hazırlık maçı oynadık, Belçika’nın da talebi vardı. Baktığınız vakit 1 İzlanda ve 2 Macaristan maçını kaybettik. Şu andaki durumu yaşayacağız natürel ki. Bu hayatta da oluyor. En küçük durumda paniğe kapılmamamız lazım. Âlâ devirde biz çok iyiyiz demedik ki, bu sonuçları abartmayalım, daha gerideyiz dedik” dedi.
Daha evvel yabancı kuralıyla ilgili fikrini söylediğini fakat bu hususun farklı noktalara gittiğini lisana getiren Şenol Güneş, “Yabancı konusunda bilhassa Galatasaraylı arkadaşların bir rahatsızlığı var. Bana sordukları vakit fikrimi söylüyorum lakin troller üzerime salınıyor. 14 yabancıyla devam ediliyor, devam etsin kardeşim. Ben Türk futboluyla ilgili fikrimi söylüyorum, ben üretimden yanayım. Bu ayrıyeten konuşulacak bir husus. Bunlar başlı başına uzun vadeli bir olay. Biz geldiğimizde kalecimiz Serkan ve Sinan’dı. Lakin artık kaleci sıkıntımız yok diyoruz. Sol ayaklı bir stoperiniz varsa ve bu oyuncuyu sol bek olarak kullanabiliyorsanız, bu oyuncu sizin 10 yılınızı kurtarır. Ben bunu söz ettim oyunculara. Almanya 6 gol yedi diye dünya futbolunda yok mu oldu. Elimizdeki bu kümede bir ekolü, bir sistemi yaşatmak istiyoruz. Yusuf iyi oynasa da makûs oynasa da benim oyuncumdur. Enes de öyledir. Bu isimler olmazsa Halil İbrahim olur. Bu sistem bu türlü. Birine sol bek bul, getir bana kadrosu kur demedim ben. Ben bugün varım, yarın yokum. Kompleksimiz yok. Son devirlerimizde ülke futbolunun Avrupa ve dünyada başarılı olmasını istiyorum. Mevzumuz futbol lakin bunları konuşurken benim hedefim, alınan başarısızlığı kapatmak değil” diye konuştu.
Hakkında yapılan tenkitlere de yanıt veren Güneş, “Benim maaşım belirli. Ben geleli 1,5 sene oldu. Düzgün bir adama düzgün olmadığını söyleyeceksiniz lakin o adam da kendisini ispatlamaya çalışacak. Bu türlü bir durum yok. Tenkitlere hiçbir lafım yok, hürmet duyuyorum ancak palavra haberi nasıl açıklayacağız ya. 2002’de de tıpkı şey yapıldı bana. Hangi Türk, Euro kazanıyor bana söyler misiniz? Ben ulusal kadro antrenörüyüm, en zirvedeyim, paspas yapamazsınız beni. Gündem olmak için bunları yazanlar var. Senin düşüncen yok, makus niyetin var. Ahlak kıymetlerimizi sıfırlamayalım. Ben kendimi biliyorum. Caner konusunda birçok tenkitler getirildi, haklı tarafları var. Ben kendi kadromda olduğu halde almadım vaktinde Caner’i” tabirlerini kullandı.
“KAMP PROGRAMLARIMIZ BELLİ”
Uluslar Ligi’nde yaşanan aksaklıklar için bir türlü ülkü 11’i alana süremediklerini belirten Güneş, “İdeal 11’i son maça dahi çıkaramadık. Lakin bu durum rakipler için de geçerli. Savunma ve atağı da yapabilen bir kadroyuz. Fakat ekip oyununda bu bahiste aksamalar var. Bu bahisteki dalgalanmayı durdurmamız lazım. Bizim dertlerimizden birisi şu, birtakım oyuncular grupta değerli arz edilebiliyor. Merih, Çağlar, Ozan, Mert iyi oyuncular savunmada lakin bunların hangisinin daha kıymetli olduğu tartışılıyor. Kaan-Çağlar yapmıştım, Merih-Çağlar’a döndüm fakat kimse bunu yadırgamadı. Mayıs-haziran programımız aşikâr. Geçen sene kamp yerlerine bakmıştık lakin maalesef maçlar iptal olunca gerçekleşmedi. Yaz kampı Antalya’da olacak. Tekrar birebir biçimde ilerleyeceğiz. 24-25 Mart, 27-28 Mart ve 30-31 Mart’ta 3 maç görünüyor. Aralıkta kura çekilecek. 6 grup olursa bu ortaya 3 resmi maç konulacak, 5 kadro olursa 1 hazırlık maçı olacak. Takımımız iyi, ana iskeletimiz belirli. Burayı zorlayan oyuncular var fakat girmesi beklenen birtakım oyuncular dışarıda kalabilir. Mart ayı, haziran ayın ne getirir bilmiyoruz. Kimi oyuncuların hocasıyla sorunu oluyor, kulübüyle sorunu oluyor, biz bunları da düşünerek hareket ediyoruz, bu bizi ilgilendiriyor” diyerek devam etti.
“KAYBETTİĞİMİZ MAÇTA FEDERASYONU NASIL SUÇLAYABİLİRSİNİZ”
Uluslar Ligi’ne bakış açısıyla ilgili ise Güneş, şu cümlelere yer verdi:
“Motivasyon çok farklı bir durum. Bizim emelimiz iyi başlayıp iyi bitirmekti ve o periyotta Avrupa Şampiyonası’na giderken bunu başardık. Bizim her maça motive olmamız lazım. Biz başarısız bir devir geçirecektik. Hatta ben bunu Avrupa Şampiyonası sonrasında bekliyordum. Mesela Yusuf’un dönem başında çok başı karışıktı, artık daha iyi durumda. Cengiz birinci geldiğimde topla çok haşır neşir oluyordu fakat artık çok daha durumda. Kimseden veremeyeceği kadarını istememek gerekir” dedi. Yeniliklere açık olmak gerektiğini tabir eden deneyimli hoca, “Türk futbolunun başında benim olmam, Fatih hocanın olması, Mustafa hocanın olması gelip süreksiz şeyler. Bizim jenerasyonla bugünkü jenerasyon farklı. Yeniliklere açık olmak gerekir. Federasyonun natürel ki her hususta sorumluluğu var ancak kaybettiğimiz Macaristan maçında lideri ve idaresi nasıl suçlayabilirsiniz. Burada ben sorumluyum. Muvaffakiyetin tesadüf olmaması için birçok mevzu başlığı üzerinde konuşulması gerekiyor. Bunun içinde bakanlık, belediye, kulüpler, birçok parametre var. Ben asla günü kurtarmaya çalışmadım. Bugünü dünden, yarını da bugünden daha iyi yapmak gerekir. Bu türlü olunca Türkiye’nin de geleceği aydınlık olur. Benim amacım, FIFA sıralamasında adım adım yükselerek birinci 10’un içine girmek. Geldiğimizde 50’lerdeydik şu anda 30’lardayız. Futbolda aslında çarpık bir durum var. Devlet para veriyor, kulüpler yönetiliyor. Problemler esasen ortada.”
Premier Lig’de forma giyen oyunculara da değinen Şenol Güneş, “Çağlar kendisine iyi bakan bir oyuncu. Şanssız bir sakatlık yaşadı. Hatta önemli bir sakatlık olmadığını düşündük fakat durum bugünlere geldi. Kendisinin düzelip bir an evvel gruba döneceğini düşünüyorum. Cenk uzun bir sakatlık yaşadı. Dönüşü de beklediğimden iyi oldu. Cengiz de daima oynamıyor. Lakin her üçünün de kadrolarına katılacağını düşünüyorum. Son maçlarda çok top kaybı yaptık. Kusurlar yapınca top geri döndü ve rakibe konum verip gol yedik. Süratli futbol oynamak için yetenekli oyuncuların tek top oynaması gerekiyor. Bunun için de fizik gücün yüksek olması gerekiyor” sözlerini kullanırken geleceğe dönük planlarla ilgili de konuştu. İstikrarın içinde başarısızlığın olduğunu söz eden Güneş, “Almanya’da Löw uzun müddettir orada. Brezilya’ya karşı farklı galibiyeti de var, İspanya’ya karşı farklı hezimet de var. Mesela ben yabancı konusunda bir görüş bildirdim, ulusal kadro antrenörlüğüm üzerinden birçok şey söylendi. Herkes görüşünü bildirmeli. Devletin de işin içinde olduğu bir şeyler yapılmalı. Maçların azaltılması konusunda ben bakan beyefendiye de söyledim. Macaristan 14 Ağustos’ta başladı lige. Rusya da erken başladı. Bir tek Sırbistan geç başladı, o da o düşünceyi yaşadı. Benim fikrim aşikâr. Lakin benim fikrimin gerçek olduğu manasına gelmez. Hepimizin bir fikir belirterek konuşulması gerekiyor. Benim amacım şu anda Avrupa Şampiyonası ve Dünya Kupası. Ulusal kadronun güya en berbat periyodu üzere konuşuluyor. Bu başarısızlığın acısını ben yaşıyorum. Uluslar Ligi tartışılmalı. Düzgün bir yanı olağan ki var. Az sayıda maç yapan oyuncular için iyi. Ancak üst düzey oyuncular için angarya olabiliyor. Esasen üst düzeyde birçok maça çıkıyor. Bu düzeyde oynamayan ülkeler için iyi bir tertip. Ben hazırlık maçı da olsa kazanmak istiyorum. Oynayan oyuncunun da bu biçimde olmasını istiyorum. Kulüpler açısından da üzülüyorum. Bu ülkenin futbolu Avrupa’da yarışlı, Avrupa’da iyi olmalı. Burada da iyi olmak için hazırlanmalı. Benim futbol hayatıma bakın, artıyla sarfiyat. Galibiyet ve yenilgimiz daima aleyhimize olmuştur geçmişten bu yana. Löw 14 yıldır kadronun başında. Bizde bir antrenör 14 sene bir grubu çalıştırsa ‘Hala orda mısın, dinozor’ deriz vazifedeki kişiye” açıklamasında bulundu.
Pandemi nedeniyle meçhul bir periyot yaşandığına dikkat çeken A Ulusal Ekip Teknik Yöneticisi Şenol Güneş, “Şu anda flu bir periyot yaşıyoruz. Geçen sene de toplantılara katıldım, o vakit oynanmasından yanaydım. Lakin Allah’a şükür dönem bitirildi. Lakin şu andaki durum federasyonu da aşar, bilim heyeti var, sıhhat heyeti var. Mesela geçende yaşadığımız durum, kamp devri epeyce güç geçti. Ben çok titiz birisiyim bir sefer. Bana sorarsanız öncelikle herkesin sıhhati, sonra da oyun. Sağlıktan kıymetli bir şey yoktur. Lakin alışılmış ki iktisat de işin içinde şu anda. Yetkililerin alacağı kararlar federasyonu aşabiliyor. Mesela saha içinde oyuncunun müspet çıkma durumu var. Bunu yaşadık Vida konusunda. Sonra bunun bir de saha içindeki başka şahıslara yansıması var” dedi. Dünya Kupası Elemeleri’nde birinci torbadan gelecek olan ekiplerin hepsinin güçlü olduğunu da tabir eden Güneş, “Ancak Uluslar Ligi’nde Macaristan’ı güçsüz görebilirsiniz lakin kümeden birinci çıktı. Biz Avrupa Şampiyonası Elemeleri’nde İzlanda’ya yenildik ve berabere kaldık, Fransa’yı yendik ve berabere kaldık. 2. torba aslında çok da makûs değil. Kümesi ikinci sırada bitirirseniz, Uluslar Ligi’nden de 2 grup gelecek ve 12 ekiple 3 küme olacak. Burada da talihiniz var doğal ki. Ancak bizim amacımız kümeden önder çıkmak. Dünya Kupası’na katılmak için bir bedel ödenecek” halinde konuştu.
“SİSTEM DEĞİL OYUN İDEOLOJİSİ ÖNEMLİ”
A Ulusal Takım’ın sistemiyle ilgili de görüşlerini aktaran A Ulusal Futbol Kadrosu Teknik Yöneticisi Güneş, “Şu anda çok iyi bir küme yakalandığı konuşuluyor. Her küme da bana rastlıyor. Güç kazandığımız Andorra maçında da, İzlanda’da da, Fransa maçında da tıpkı oyunu oynamaya çalıştık. Ancak Fransa’da oynadığımız biçimi epey berbattı. Son maçta bakıyorum, Merih olsun, Zeki olsun, Caner olsun, Okay olsun, o denli top kayıpları yaptık ki, bu toplar geri döndü. Aslında kaos olmuyor, yanılgı oluyor. Mesela Belçika, Mertens ile Hazard bir arada oynar mı tartışması yapıyordu. Bu tartışmalar futbolu zenginleştirdi. 4-4-2 ya da 3-4-3 üzere sistemlerin hepsi oynanabilir. Bunlar değerli değil. Messi’yi hangi sisteme koyarsanız koyun, Messi oynar. Koşu arası hesaplandığı vakit Messi’yi tahminen birinci sıralarda göremezsiniz lakin Messi’nin katkısı ortadadır. Bizim de memleketler arası arenada gayret edecek oyuncular yetiştirmemiz gerekiyor. Yetiştirdiğimiz oyuncuları da satacağız ve döviz girecek ülkeye. Şu anda santrfora gereksinimim yok. Düzgün bir Burak, iyi bir Cenk olduğu vakit gereksinimim yok. Lakin yeniden de yeni oyuncular bakıyorum. Benden sonrasını düşünüyorum” dedi.
Son olarak savunma yapısıyla ilgili soruyu yanıtlayan başarılı teknik adam, “Savunmada forma giyen isimlerden 10 oyuncumuz yurt dışında oynuyor. Çağlar bizimle olamadı bu periyotta. Merih sakattı. Kaan’ın tendonunda problem var. Ozan Kabak iyi futbolcu, dinamik ancak bir dalgalanma geçiriyor. Ancak ben bu futbolculara güveniyorum. Tek tek bu isimlere bakmamak gerekiyor. Gol yerken da yalnızca buraya bakmamak lazım. Yusuf ağır sakatlık geçirdi, Abdülkadir hala bir inanç arayışı içinde. Kolay kolay gol yemeyen bir ekipken bu duruma düşmek beni üzüyor olağan ki. Yalnızca savunma değil, bütünlükler olması lazım. Maç programı da ağır olunca, durum farklı oluyor. Oyun ideolojimiz muhakkak. Hamlede baskı yaparak top kapmaya çalışan, savunmadan da çıkarak hamle yapmaya çalışan bir ideoloji içindeyiz” diyerek kelamlarını tamamladı.
Cumhuriyet
