CHP Küme Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Özgür Özel, Boğaziçi Üniversitesi protestolarından tutuklanan 9 öğrenciyi cezaevinde ziyaret etmesinin akabinde TBMM Genel Kurulu’nda konuşma yaptı. “Tutuklu öğrencileri kazıdık içlerinden çok acayip beşerler çıktı” diyen Özgür Özel, şuraya hitaben şunları söyledi:
“Allah aşkına konuşun; aileleriyle konuşun, bu çocuklarla konuşun. Bir algı operasyonunun, bir trol aklının peşine devleti takmışız; acayip işler olmuş yani acayip. Hangisine gitseniz şaşırıp kalıyorsunuz, 10 adedinden 9’unda terör örgütüyle ilgili hiçbir şey yok. Ne savcı iddia etmiş, ne hâkim kabul etmiş; daima şov yürüyüşüne muhalefet, bu arkadaşlara da 2911, bu arkadaşlara da halkı kin ve düşmanlığa sevk. ‘Biz, halka açık stant yapmadık ki, onu çekip servis eden sivil halkı kin ve düşmanlığa sevk etti’ diyor. Mağduru oldukları cezayı çekiyorlar.”
‘ON GÜN EVVEL BU ÜLKEYE YAŞATTIĞIMIZDAN UTANIRSINIZ’
Kabe fotoğrafını yere serdikleri argüman edilen öğrenciler için “Pırıl pırıl çocuklar” diyen Özel, şunları aktardı:
“Affınıza sığınarak son pozisyon da şu Liderim, dün de konuşmadık: Ben geçen hafta bir iş yaptım -bütün milletvekillerimize tavsiye ediyorum, biz 5 arkadaş gittik- şu Boğaziçi tutuklularını bir göreyim dedim Sayın Liderlerim, şu teröristleri bir göreyim, terörle iltisakları bir göreyim. Boğaziçi tutuklularını kazıdık, içinden acayip beşerler çıktı, acayip çocuklar çıktı, gidip de görseniz, on gün evvel bu ülkeye yaşattığımızdan utanırsınız. Efendim, o ‘Kabe fotoğrafını yere serdiler, tepindiler’ sıkıntısı var ya Sayın Liderim, iki arkadaş, Doğu ile Selahattin, Boğaziçi Fizik tek tercih girmişler, orada tanışmışlar, birinin dedesi de fizik profesörü. Yan yana hücrelerde yatıyorlar, birbirini görmeden satranç oynuyorlar, pırıl pırıl çocuklar. Birinin anası babası AK Parti’li, birisi AK Parti Bayan Kolları Başkanlığı yapıyor, yapmış, yeni bırakmış; öbürünün babası MHP’li. ‘Kabe’ye saygıyı en iyi biz biliriz, ben geçen seneye kadar beş vakit namaz kılardım’ diyor birisi. ‘Biz, 400 yapıtlık stant yapacaktık, birinci gelenler asıldı, gerisi yerde kaldı, birisi çekmiş. Biz, sonraki gün Beşerler sonlandı, bu fotoğraf asılmalıdır diyenleriz. Asılırken başındaki fotoğrafımız, bir gün evvelki görüntüyle ilişkilendirildi, gaye gösterildi. Şikayetçi olduk takip ediyorlar diye, şikâyetçi gittiğimiz yerden tutuklu çıktık’ diyorlar.”
‘HUKUK KİM HAKLI KARAR VERECEK’
CHP’li Özel’in kelamlarına karşılık veren AKP Küme Başkanvekili Hasret Güçlü, öğrencilerin itirazlarını lisana getirirken manipülasyonlara dikkat etmesi gerektiğini belirterek, “Burada çok ince bir çizgi var, biz hukukçular, burada daima defaatle söylüyorum, hayatın itirazla şekillendiğine inanırız. İtiraz değerlidir, hukuk içerisinde kalarak. Hani siz ‘protesto’ sözünü tercih ediyorsunuz, ben ‘itiraz’ı tercih ediyorum. ‘Bir itirazım var’ demek hayatın bizatihi içinde var olmak demektir, değerlidir. Öğrenciler, itiraz ederler, hukuk içinde kalarak kendi taleplerini lisana getirirler. Lakin bunu yaparken kendileri farkında olmasa bile bir küme insan, bir küme terör örgütü onları manipüle edebilir, onları kullanabilir maalesef. Bu suistimale müsaade etmeden bunları yapmaları lazım” dedi.
Çocukların anne, babaları yahut çocuğun bizatihi kendisinin hangi partiden olduğunun da hiçbir kıymeti olmadığını vurgulayan Güçlü, “Bence, hiçbir değeri yok. Ben şuna inanıyorum; çocuklar bizim çocuklarımız. Çocuklarımız kusur da yapabilir. Şayet kusur yapıyorlarsa anne, baba, siyasetçi olarak bizim onları sarıp sarmalayıp onları oradan kurtarmamız lazım. Fakat bunu yaparken de o çocukları böylesine, bu ülke için, o hoş canım üniversiteyi bu türlü terörize ederek, o canım üniversite içerisinde öteki bir şeyin gelmesine önayak olanları da hem o örgütsel yapıları hem de şayet onları yönlendiren siyasi bir kuvvet de varsa onlarla alakalı da hukuk içinde kalarak neyse yapmamız gereken bunu yapmamız gerekiyor. Kıssa, olağanüstü kıymetlidir lakin her bir kıssa hukukta bağımsızdır ve ben inanıyorum ki; Türkiye’nin hukuk sistematiği, bu çocuklarımıza en süratli halde kim haklı, kim haksız, kim yanlış yaptı, kim yanlışsız yaptı, bu hususta karar verecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhuriyet
