İstanbul’da Güngören Belediyesi’ne bağlı Tozkoparan Mahallesi’nin riskli alan ilan edilmesinin akabinde mahallede yaşayanlar zorla meskenlerinden çıkarılarak binaların yıkımına başlandı. Yapılan baskılardan ötürü eşinin kalp krizi geçirdiğini ve iki çocuğuyla ortada kaldığını belirten Halime Kabataş meskenlerinin yıkıldığını söyledi. Kabataş, “Eşimin kronik rahatsızlığı vardı ve bu baskılardan ötürü çok gerilim yaptı, kalp krizi geçirdi. Perişan olduk. Biz trilyon istemiyoruz. Konutumuzda yaşamak istiyorduk. Eşim canıyla bedel ödedi” dedi. Kabataş, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na eşinin vefatından ötürü cürüm duyurusunda bulundu.
Güngören’in Tozkoparan Mahallesi’nde riskli alan ilan edilen bölgede yaşayan 900 haneye 4 ay evvel tahliye tebligatları gönderildi. Birçok mahalle sakini, pandemi ve ekonomik krizden ötürü meskenlerinden çıkmak istemediklerini lisana getirmek için vakit zaman mahallede bulunan Barış Parkı’nda hareket yaparak seslerini duyurmaya çalıştı. Tüm uğraşları karşılıksız kalan mahallelinin elektrik, su ve doğalgazları kesildi.
‘500 TL İLE GEÇİNİYORDUK’
‘EVDEN ATILDIK’
Eşinin vefatından sonra meskenlerinden zorla çıkarıldıklarını lisana getiren Kabataş, “Önce elektrik, su kesildi. Karanlıkta yaşıyorduk. Bir gün baktık meskenin önü polis, zabıta kaynıyordu. Güya cürüm işlemiş üzereydik. Kendi çocuğumu meskeninin kapısının önüne koymadılar. Meskenimiz kendi malımız olduğu için hatalı olduk. Ne aylığım var ne yıllığım var. Çocuklar pandemiden ötürü işe girip girip çıkıyorlar. 3 gün otelde kaldık. Artık bir mesken bulduk lakin çok makûs. Bizim insan olarak kıymetimiz hiç yok. Türk olduğum için gurur duyuyordum ancak yabancı olsaydım bu kadar zulüm görmezdim” diye konuştu.
Kabataş, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği kabahat duyurusu dilekçesinde ise şu sözlere yer verdi: “4 aydır merhum eşim Ramazan Kabataş Tozkoparan Bilgilendirme Merkezi tarafından daima aranarak daireyi boşaltmamız istendi. Boşaltmazsak şayet elektrik su ve doğalgazın kesileceğini söylediler. 13 Nisan günü 10.30 sularında tekrar eşimi arayıp konutu boşaltmamızı istemişler. Saat 10.40’ta eşim yerde yatıyordu. Ambulansı aradım, sıhhat grupları 2 saat boyunca eşimi hayata döndürmeye çalıştılar lakin başaramadılar. Kronik rahatsızlığı olan eşimi daima arayarak vefatına sebep olduklarını düşünüyorum. Eşimi arayan ve bizi tehdit eden yetkililerden şikâyetçiyim.”
Cumhuriyet
