Türk-İş Genel Lideri Ergün Atalay, 2022’de geçerli olacak minimum fiyatla ilgili, “Görüşmeler 15 gün sonra başlayıp aralık ayının 31’inde bitecek. Toplumu bir ay germenin manası yok. Aralık ayının birinci 10 günü ya da 15 günü içerisinde bunu imzalayalım. Pazardaki, marketteki tabloyu herkes biliyor. Emekçi, bugün aldığını yarın tıpkı fiyata alamıyor. Yarın aldığını öbür gün alamıyor. Bu tabloyu göz önüne alarak bir sayı getirsinler” diye konuştu.
Ergün Atalay, Taban Fiyat Tespit Komisyonu’nda aralık ayında yapılacak görüşmeler öncesi hükümete davet yaptı. ANKA Haber Ajansı’na konuşan Atalay, taban fiyat görüşmelerinin 31 Aralık’ta sona ereceğine dikkat çekerek, “Görüşmeler 15 gün sonra başlayacak. Aralık ayının 31’inde bitecek. Bir ay toplumu germenin manası yok. Aralık ayının birinci 10 ya da birinci 15 günü içerisinde bunu imzalayalım” dedi.
“İNSANLARIN ALIM GÜCÜ DÜŞTÜ”
ANKA’dan Abdullah Çelebi’nin haberine nazaran, 7 milyonu aşkın beşerle ilgili pazarlık süreci yaşanacağını belirten Atalay, şöyle konuştu:
“Asgari fiyat, bundan 45 sene önce kurulduğunda belirleme fiyatıydı. Devlet, ‘Bu fiyatın altında emekçi çalıştıramazsın’ diyor. Bu fiyat 12 kalemi ilgilendiriyor. İcrayı, evlenmeyi, boşanmayı ilgilendiriyor. Bu, son yıllarda geçim fiyatı oldu. 7 milyona yakın insan bununla geçiniyor. Daha doğrusu geçinemiyor. Belirleme için 15 kişilik bir konsey çalışıyor. Bu heyetin yapısına itirazım var. Bu heyet, 12 Eylül’den kalan anti demokratik bir kurum. 5 hükümet, 5 patron, 5 de bizim kanadımızdan iştirak olacak. Kasım ayında, buraya katılacak 5 kişiyi tespit edip kamuoyuna açıklıyoruz. Biz, 45 senede 5 kere katılmışız bu verilen fiyata. 40 sene katılmamışız. Bu sene 45 seneye bedel bir sene. İnsanların alım gücü düştü. Fiyatlar ortada. Herkes neyin ne olduğunu biliyor. Toplumu tebessüm ettirecek, büyük kısmını keyifli edecek bir sayı olması lazım.”
“HERKESİN BİR SAYISI VAR”
Hükümet ve patronun getireceği sayının akabinde kıymetlendirme yapacaklarını vurgulayan Ergün Atalay, şöyle devam etti:
“Uygun bir sayı getirirlerse dileğimiz, masa başında imzalayalım gitsin. Uygun bir sayı gelmezse buna katılmayız. Millet geçinmekte zorlanıyor. Bırakın bir ayı, 15 gün bile geçinemiyor. Pazardaki, marketteki tabloyu herkes biliyor. Bugün aldığını tıpkı fiyata yarın alamıyor. Yarın aldığını öbür gün alamıyor. Sayıları yaşayan herkes biliyor. Ben de biliyorum, ülkeyi yönetenler de biliyor. Personel çok iyi biliyor. Onla konutunu döndürmeye çalışıyor. Pazar ve market raflarında 50 liraya aldığın, 10 gün sonra 70 lira oluyor. Bu tabloyu göz önüne alarak bize bir sayı getirsinler. Biz, 15’in 3’te 1’iyiz. 3’te 2’si patron ile hükümet. Toplumun taleplerini ülkeyi yönetenler dikkate alsın. Kamuoyunda siyasi partinin biri ‘4 bin olsun’, biri ‘4 bin 200 olsun’ diyor. Sendikamızın biri ‘5’, başkası ‘7 olsun’ diyor. Herkesin bir sayısı var. Lakin biz masadayız. Masada olanlar daha dikkatli davranmak mecburiyetinde. İyi bir sonuç ile bitmesi için çaba sarf ediyoruz.”
Cumhuriyet
