Bir gece evvelki oyun teknik aksaklık nedeniyle ertelenmiş, bu oyun da teknik aksaklık nedeniyle biraz geç başlıyor. Kolay değil, bir buçuk yıldır neredeyse, her türlü sanat aktifliği durdu, işlemeyen demir paslanıyor!
OYA BAŞAR’I SAHNEYE DÖNDÜRDÜ
Plastik Aşklar, Ali Cüneyt Kılcıoğlu’nun yazdığı, Orçun Ucal’ın yönettiği iki kişilik oyun dedik, başrolde Oya Başar’a dizi oyuncusu Begüm Birgören eşlik ederken vakit zaman acemiliklerini beğenilen görmek gerekiyor. Aslında oyun, pandemi öncesi çeşitli yerlerde sergilenmiş ve ilgi görmüş, Oya Başar’ı altı yıl sonra sahneye döndüren oyun diye nitelenmişti. Ancak ortaya salgın girince kopukluk oldu natürel. Bundan sonra da Bursa ve Kadıköy’de perde açacak.
İKİ BAYANIN ORTAK KEDERİ
Oyunun konusuna gelirsek, seyirciler ortasındaki bayan yoğunluğunu anlamak mümkün. Kentli, çalışan ve evli bir bayanın muhakkak bir yaşa geldiğinde başına gelebilecek en mümkün felaket, kocanın daha genç bir bayana yelken açmasıdır! Bayanın menopoza, adamın andropoza girme periyoduna denk gelen bu felakette nedense bayanın öteki bir erkeğe âşık olması kelam konusu bile değilken adam diğer bir bayana âşık oluverir. Her iki bayana da palavralarla başlayan ve bilinmeyen gizli yürüyen bu aşkta erkek bazen geri döner, bazen de uçar masraf. Fakat bunlar biraz “plastik aşk”tır ve erkeğin o limandan bir diğerine yönelmesi şaşırtan olmayacaktır. Terk edilen iki bayanın, ortak aşkı ve kaygısı dışında çabucak her şeyleri farklı mıdır? İzledikçe görüyoruz. Ve bir dramı, komik taraflarıyla değerlendirip gülüyoruz. Açıkçası ben pek gülmüyorum, lakin seyirci kendi hayatından kesitler yakaladıkça basıyor kahkahayı. Oyun oturup daha rahat aktıkça güldürü dozu da yükselecektir. Bir buçuk saatlik oyunun en büyük artısı, gündemin yangınından kopmak desek, öncesi, sonrası, yemesi içmesiyle, bir parantez açmak hayatımızda ve kendi ferdî kederlerimize bakmak, düşünmek… Sanat bunun için savaşların, yangınların ortasında da devam ediyor, etmeli!
Cumhuriyet
