Yarbay Ali Tatar ölüm yıldönümünde anılıyor. Eşi Nilüfer Tatar, ‘Başımız dimdik’ dedi
Ergenekon kumpası sürecinde “emekli generallere suikast teşebbüsünde bulunmak”la suçlanan ve hakkında ikinci sefer gözaltı kararı çıkarılan Yarbay Ali Tatar’ın ortamızdan ayrılışının üzerinden 11 yıl geçti. Ali Tatar bugün saat 12.30’da Ankara Karşıyaka’daki mezarı başında anılacak. Anma öncesi hislerini Cumhuriyet’le paylaşan eşi Nilüfer Tatar, “Vasiyetinde ‘Başınızı dik tutun dimdik yürüyün’ demişti. Ali’nin vasiyetini sonuna kadar Gökçen ile birlikte yerine getireceğiz” dedi.
‘YOKLUĞU AĞIR’
Eşi Nilüfer Tatar’ın acısı birinci günkü üzere taze. Toplumsal hayatlarını hiç değiştirmediklerini lisana getiren Tatar, “Aynı mahallede oturuyoruz. Ben yaşlanıyorum, Kızım büyüyor, genç kız oluyor. Nasıl bıraktıysa o denli devam ediyoruz. Ne Türkiye ne biz değiştik. Herşey olduğu yerde duruyor. Ancak Ali’nin yokluğu her geçen gün daha ağır geliyor. Yaşasaydı çok farklı yerlerdi olacaktı. Hayatımızda olacaktı. Onun yokluğu bizim hayatımızda hâlâ büyük bir boşluk” diyor.
Eşini kaybettikten sonra onun hukuk çabasını sürdürdüklerini lisana getiren Nilüfer Tatar, hislerini şöyle lisana getirdi: “O vakitlerde bile bir FETÖ yapılanmasının olduğunu tespit etmiştik. Hukuk gayretini vermeye o günlerde karar verdik. Davalar açıldı fakat daima bir sürüncemede bırakıldı. Biz bu davaların sonuçlanmayacağını biliyorduk. Bizim hedefimiz AİHM’ye gitmekti fakat karşımızda devlet vardı. Ergenekon davasını da takip ettik. Ali zati dışında tutulmuştu. Herkes beraat etti çok seviniyordu. Bizim içimiz buruktu Ali yoktu. Sonucun bu türlü olacağını biliyorduk… Cuma (bugün) günü Ali’yi anacağız. Ali daima bizim iyi yerlerde olmamızı isterdi. Vasiyetinde ‘NilüGökçen işinize ve okulunuza sahip çıkın. Çok çalışın, iyi yerlerde olun ki benim hesabımı sorabilesiniz. Beni içinizde yaşatın, beni unutmayın. Birbirinize daima takviye olun. Ben bu hukuksuzluk sürecini yaşayamam. Sizlerin başınızı öne eğecek hiçbir şey yapmadım. Başınızı dik tutun dimdik yürüyün’ demişti. Ali’nin vasiyetini sonuna kadar Gökçen ile bir arada yerine getireceğiz.”
Cumhuriyet
